ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Kültür-Sanat (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=99)
-   -   Gravür Sanatı (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=67518)

zerde 03-18-2009 10:06 AM

Gravür Sanatı
 
Gravür Sanatı Nedir ?

http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1292618551


Tanım :


Fransızca "Gravure" sözcüğünden alınan gravür, kazıma resim sanatı demektir. Ağaç, metal ve muşamba gibi çeşitli materyal üzerine kazınarak ya da taş üzerine yağlı kalem ile işlenerek ve baskı ile elde edilen resim ya da yazıya "gravür" adı verilmektedir.

Gravür sanatı, çinko, bakır, madeni veya tahta ya da linolyum (=muşamba) gibi plakalara kazıma tekniğini içerir ve kazınan resimlerin kağıda basılması ve çoğaltılmasıyla elde edilir.

Tarihçe :


Grafik sanatların bir kolu olan ve Osmanlıca’da “ hakk “ (=kazıma-kabartma) sözcüğü ile ifade edilen resim tekniğinin, XV. yüzyılda, Hollanda'da başladığı sanılıyor. Daha sonra diğer coğrafyalara yayılan bu sanat, Almanya başta olmak üzere tüm Avrupa'da yapıla gelmiştir. İlk bilinen gravürler XV. yüzyılda Ren kıyılarında ağaç üzerine kazınarak yapılmış olan figürlerdir. XV. Yüzyılda Alman Albert Dürer, ağaç ve bakır üzerine yaptığı gravürlerle tanınır. İtalya'da Marca Antonio, maden üzerine çelik uçla kazıyarak yaptığı eserleriyle bilinir. Fransa'da gravür sanatının ilk temsilcisi Jean Duvet'tir. XVI. Yüzyılda Avrupa'da çok ünlü gravür sanatçıları yetişmiştir. Thomas Leu, Robert Monteuil, Andran'lar, Jean Pesne, Edelinck, Callot, Claude ve Brebiette bunlardandır. Ressam Rubens renkli gravürü ile tanınırken, Rembrandt, bakır üzerine yaptığı desenlerde büyük ifade gücüne ulaşmıştır.

XVIII. Yüzyılda gravür sanatı gelişmiş ve renkli ağaç baskılar dünya üzerinde görülmeye başlamıştır. Bu sanat Japonya'da da ileri gitmiş ve Avrupalı sanatçıları etkilemiştir. Türkiye'de II. Abdülhamit devrinde azınlıklar ve daha önceleri Avrupa ülkelerinin elçileri tarafından başlatılan gravür sanatı, saray çevresinde gelişmiştir. XVII. yüzyıl ve daha sonraları, özellikle İstanbul'u tasvir eden batılı elçi ve gezgin sanatçılar, çok sayıda renkli ve siyah-beyaz gravür çalışması yapmışlardır. Bu çalışmalar, Avrupa ve ABD kütüphanelerinde nadir eserler olarak korunmaktadır. İstanbul, İzmir ve diğer büyük merkezleri gravürlerle tasvir eden belli başlı sanatçılar şunlardır:

Jean-Baptiste van Mour, Antoine Ignace Melling, Eugene Flandin, Thomas Allom, William Bartlett, Gaspare Fossati, Louis-François Cassas, Joseph Schranz, Germain-Fabius Brest, Amadeo Pireziosi ve CarI Gustaf Löwenhielm. İstanbul ve çevresinin tarihini, mimarisini, yaşayışını, hayatın pek çok detaylarıyla tasvir etmişlerdir.

İstanbul'da, azınlıklar, evlerindeki özel preslerle gravür baskıları yaparken, Türkler de bu sanata ilgi duymuş ve çeşitli baskılar gerçekleştirmişlerdir. Fakat, bunların yaptıkları baskılar konusunda belge mevcut değildir.

Bilinen ilk gravürler, Osman Hamdi Bey'in açtığı Güzel Sanatlar Akademisi’nde taş baskı yöntemiyle yapıldı. Yapılan bu gravürlerin en iyi örnekleri Ressam Hoca Ali Rıza'nın yaptığı çalışmalardır.

Cumhuriyet döneminde, 1937'de, Güzel Sanatlar Akademisi’nde açılan gravür atölyesinde, ilk Türk gravürcüleri yetiştirildi. Burada metal plakalar üzerine, iksilografi [Resim Basma] ve litografi [Yazı Basma] çalışmaları başlatıldı. Sabri Berkel özellikle gravür çalıştı. Daha sonra Bedri Rahmi Eyüboğlu, Eren Eyüboğlu, Nevzat Akoral, Cemal Tollu Turgut Zaim ressamlar da gravür çalıştılar. Bunlar arasında sayılmayan ve gravür sanatında isim yapan sanatçılar ise Muzaffer Aslıer, Aliye Berger, Muammer Bakır, Gündüz Gölönü ve Mustafa Plevneli'dir.

Teknik :

Gravür, esas olarak iki teknikle yapılır :

Tahta üzerine kabartma gravür ve metal üzerine oyma gravür.

1- Tahta Üzerine Kabartma Gravürler:

a- Lifli tahta üzerine kazıma gravür tekniği
b- Uç tahta gravür tekniği
c- Tümsek gravür tekniği
d- Japon gravür tekniği

1- Metal Üzerine Oyma vb. Gravürler:

a- Kazı gravür tekniği

b- Kalburlama gravür tekniği

c- Kuru uç gravür tekniği

d- Siyah usul veya mezzo tinto tekniği

e- “Ofort” tekniği

f- “Acqutinta” teknikleri

g- Kalem tarzı gravür veya ruletli gravür tekniği

h- Yumuşak vernik tekniği

i- Bakır üzerine silme tekniği

Sonuç :

Milli Kütüphane Başkanlığı Kitap Dışı Materyaller Şubesi’nde arşivlenmiş olan ve orijinalinden kopya yöntemiyle elde edilerek (2.320 adet Türkiye ve özellikle İstanbul gravürleri) hizmete sunulan bu gravürler, Türkiye, Mısır, Yunanistan, İsrail, Filistin vb. Osmanlı Coğrafyası ülkelerinin kültürü, taşınmaz varlıkları ve folklorünü kapsamaktadır.

Ayrıca büyütülerek çerçeveleştirilmiş –sergi için- çok sayıda gravür arşivimizde bulunmaktadır.

Osmanlı saray hayatı ve 1500-1800 yılları arası Osmanlı kültürü bu gravürlerle mükemmel boyutlarda tasvir edilmiştir.

Derleyen : Cengiz ASLAN

http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1292618703

http://nordellknives.com/kniv%20bilder/66-engraving.jpg

http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1292618703

Şengül Şirin 12-17-2010 11:43 PM

Cevap : Gravür Sanatı
 
1 Eklenti(ler)
Gravür genel anlamıyla kazıma yöntemi veya sanatı olarak tanımlanabilir. Yumuşak metal (bakır,çinko veya tahta) üzerine, tavlanmış çelik uçlu kalemlerle ve baskı mürekkebi kullanılarak çizilmiş desenin kağıt veya daha başka bir nesne üzerine aktarılmasıdır. Bu aktarım baskı yöntemiyle yapılır.


Kendine özgü pek çok tekniği vardır. Sonuç bakımından diğer resim tekniklerinden tamamen farklıdır. Diğer tekniklerle resim bir sefere özgü olarak yapılır. Bir resmin aynısını yapmak hemen hemen imkansızdır. Gravürde ise çok sayıda çoğaltılabilir.
Örneğin, metal levhanın üzeri lakla kaplanarak, lak tabakasının üzerine çizim yapılır. Levha asit içerisine konulur. Lak tabakasının çizili yerlerinden metale ulaşan asit, çizgiler boyunca metal üzerinde oyuklar meydana getirir, daha sonra yine özel bir kağıt üzerine tifduruk baskı tekniği ile aktarılır.

Gravür sanatı estetiksel dehanın en zirve başarılarından biridir. Belki de bugünkü resim dilimizin kökeni, çizgi ile melodi yaratma diyebileceğimiz gravürün çıkış kaynağına dayanmaktadır.




Resim sanatı için bir zenginlik ve derinlik süreci olan gravür, yaşamsal izdüşümün görüntüsel(çok boyutlu) konularının bir incelik ve yalınlık süzgecinden geçirilerek gizemli çağrışımlarla dolu ama, sağlam ve ölçülü biçimde anlatımıdır.

Diyalektik mekan içindeki figür ve görüntüleri derinlikli çizgisel sanatsal yaratım süreci içine dengeli, düzenli ve matematiksel bir öz ile yerleştirmek gravür sanatının başlıca amacıdır.
Gravür 15. yüzyılda başlayıp özellikle Albrecht Durer (1471-1528) ile birlikte büyük ve soluklu yapıtlarını vermeye başladı. Sanat tarihi boyunca Albrecht Durer’e gelinceye kadar gravür sanatı asıl kimliğini bulamamıştır.


Gravür sanatıyla adeta özdeşleşmiş dev sanatçı Albrecht Dürer’in gravürlerinde yaşamın ve insanın büyülü ve şiirli gerçek bir anlatımı vardır. Dürer, konularına giren insan figürlerini idealleştirmiştir.

Pek az sanatçı gravürle insan yüzlerindeki incelikleri, içsel derinlikleri ve şiiri onun kadar anlatabilmiştir. Bu büyük usta, klasik sanatın bilinen çizgisini aşarak gözümüzün önüne insan gerçeğini ilk kez boyutlu biçimde çırılçıplak koyabilmiştir.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.