ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Tartışıyorum !... (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=520)
-   -   ışidi Kim Kurdu ışid Amerika Gerçeği (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=1086160)

seyfiyye 10-03-2014 09:34 AM

ışidi Kim Kurdu ışid Amerika Gerçeği
 
Işid kimdir, işte Işid
Amerikaya göre ışid silahlı birkaç gurup değildir. Onlara göre ışid Arap baharıdır. büyüyen arap baharı ve islam toplumlarının özgürlük çabasını bastırmak istemektedir. ışid ırak halkıdır. ışid önce küresel medyada bilinçli olarak karalandı. Obama ve papa Francesko 15 gün dünyayı gesdi ve koalisyonu kurdu. 40 ülkeden oluşan haçlı birliği yükselen islamı engellemek içindir. islamın temsil ettiği bir ülke olmadığından yönetimlerdeki baskıcı yönetimler çogunluk halklara savaş açmışlardır. Tam bir kıyamet dönemi yaşıyoruz. inanan halklar ile dinsiz yönetimlerin savalı oluyor. Sanki 3,dünya savaşı armageddon yaşanıyor.
ışid kimdir işte ışid
Yemen’de husiler.
Afganistanda Taliban
Pakistan’da el-kaide
Mısır’da Müslüman kardeşler
Türkiye’de Ak parti
Afrika’da Boko haram
Suriye muhalifleri
Irak’ın müslüman halkı(ışid’in çekirdeği diye lanse edildi)
Avrupa Müslümanları
Çin Uygur Müslümanları
Somali'de Eş-Şebab (Müslüman halk)
Cezayirde ‘Halifenin askerleri adlı gurup’
Myammar Müslümanları
Endonezya müslümanları

Kısacası dünyadaki Müslümanlardır.
Arap baharını başlatan, insanca yaşamak isteyen mazlum ve inanan halklardır.
Müslüman toplumlar eşitlik ve özgürlük istemektedir.
Sömürgecilere ırkçılara ve küresel güçlere karşı adil yaşam isteyen Müslüman halklardır.

Türkiye Işid’e karşı savaşta yok.
Türkiye İslam’a ve ırak halkına saldırmıyor.
ABD, Arap baharına (ışid’e) karşı koalisyon güçü oluşturdu. Amerika İngiltere ve Fransa silah yardımı yapacaklarını ve uçaklarıyla sıcak savaş yapacaklarını söyledi. Mısır Arap liği, Katar ve Ürdün’den yardım talep etti. Ve desteklerini aldı. Yemen ve Avrupa ülkeleri de bu desteğe katıldı. Avusturalya 600 asker göndereceğini belirtti. Belçika Federal Meclisi, terör örgütü IŞİD'e karşı oluşturulan koalisyona 6 adet F-16 savaş uçağı ve 120 askerle haçlı koalisyon gücüne destek veriyor.Ürdün'ün başkenti Amman'a yaklaşık 100 kilometre uzaktaki Muvaffak Salti Hava Üssü'nden saldırılar gerçekleştiriliyor. ABD 40 müttefik ile birlikte güçlü bir koalisyon ile Arap baharını durdurmayı başaracak mı? İslamın yeniden filizlenmesinden korkan batı medeniyeti halifelik söylemlerine büyük tepki göstermişti. İslamı en son birinci dünya savaşında yok etmişlerdi. Osmanlı yıkılarak halifelik öldürülmüştü. İslam başı boş kalmıştı. Anadolu dahil inançlı halklara soykırım gerçekleştirilmişti. Kurtuluş savaşı bundan dolayı yaşanmıştı. Birinci dünya savaşından sonra inançsız anlayışlar yönetimlere sahip olmuşlardı. Osmanlı yanlısı yönetimler ve halk egemenlikleri tek tek yönetimlerden düşmüş idi. Bugün Ortadoğu’da İslam halklarının yeniden ortaya çıkıp yönetimlere sahip olmalarından korktuklarından bu halkları şiddet ve savaş ile bastırıyorlar. Libya, Suriye, mısır ve Filistin’de ortaya çıkan halk ayaklanmalarını bugün en güçlü şekilde Irak gösterdi. Ama Amerika bölgede Arap baharına güçlü bir duruş sergilemek için ancak birlik olarak ve sert duruş sergileyerek engelleyebileceklerini ilan ettiler. Silahlı direnişçi birkaç gurubu Işid adıyla bahane ederek Arap baharını durdurmaya çalışmaktadır. Obama ‘Küresel ittifak yaparak ancak bu işin üstesinden geliriz .’dedi. Obama somut olarak harekete geçti ve bu savaşa öncülük edeceğini söyledi. Obama aslında ‘Dünyayı müslümanlara (inananlara) bırakmayacağız .’ demek istiyordu. Papa onbeş gün boyunca dünya turu yaptı ve ittifak çağrılarında bulunmuştu.
Amerika, İsrail batı ve Vatikan halifelik ilanından çok korkmaktadırlar. Irak’ta Işid’in halifelik ilanına büyük tepki verdiler. Işid’e karşı savaşmaktadırlar.
Bir gurup silahlı direnişçiye Işid diyorlar. Ancak Işid halk desteği olmadan barınamazdı. Irak halkı ışid’i destekliyor. Küresel güçler Işid’i bahane ederek Arap baharının güçlenmesini durdurmaya çalışıyorlar. Irak halkına savaş açmak ve Ortadoğu’da Müslümanları öldürmeye çalışmak uzun vadede ABD ve batı medeniyetine bir çöküş getirecektir. Zaten örnekler de gösterdi ki ne Afganistan’da ne de ırak’ta başarılı oldular. Bugün Müslüman halkların daha güçlü şekilde özgürlük ve eşitlik taleplerini bastıramayacaklardır. Obama’nın açtığı bu savaş sürekli kan dökülmesine neden olacaktır.
Işid’e savaş açıyoruz diyen ABD ve batı medeniyeti, yıllarca sürecek uzun soluklu bir savaşa giriyor. ABD hiçbir zaman insanlık ve evrensel değerler adına çözümcü ve yapıcı olmadı. Halkların taleplerine ve insani çözümlere cevap vermedi. Sadece menfaatlerini düşünerek baskıcı kararlar almıştı. Daima savaş siyaseti yapan bir yönetim tarzını sürdürdü.
Türkiye'nin IŞİD'e karşı uluslararası mücadelede Amerika'nın tarafı olmadı. Daha önce de Saddam’a karşı savaşın tarafı olmadığı gibi mazlumların tarafında oldu. Işid’e karşı küresel bir karalama kampanyası yapıldı. Amerikalı ajanlarca kafa kesme eylemleri gerçekleştirildi. Tipik ajan medyacılığı ve bilindik şekilde Amerika’nın savaş siyaseti bu sefer Işid adı altında gerçekleşmekteydi.
Türkiye hiçbir zaman ABD'nin müttefiki olmadı. ABD, Türkiye’ye savaş açabilecek haklı bir gerekçe bulamadı ve pek çok neden bu ihtimali etkisizleştirdi. Amerika Türkiye’den hoşnut olmasa da bu kürede birlikte yaşamaya mecburdu.
Türkiye, IŞİD’e karşı oluşturulan koalisyonda yer almadı. Ankara herhangi bir askeri hamle yapmayacağı gibi ABD'nin Suriye sınırına 160 kilometre mesafede bulunan İncirlik Üssü'nden Işid’e karşı hava saldırısı düzenlemesine de izin vermedi. Bu durum özellikle yıllar sürmesi beklenen bir operasyon öncesinde Pentagon'un önünde lojistik ve keşifle ilgili engeller yaratacak.'' ‘Türkiye'nin Irak ve Suriye ile olan kara sınırının yaklaşık 1200 kilometre olduğu ve bunun da Türkiye'nin IŞİD'e karşı verilecek olan mücadeleye sadece sembolik bir destek anlamına geldi.
Batı basınının küçük bir parçası her ne kadar ''Türklerin geri çekilişinin çok haklı nedenleri var.’ dese de Türkiye hakkında olumsuz haberler sürekli üretilmektedir. Batı basını Türkiye’yi karalıyor ve ışid ile aynı safa koyuyor. Bir ülke desteği olmadan Işid terörü yaşayamaz diyerek Türkiye’nin ışid’e destek verdiğini düşünüyorlar. Irak’ın petrolleri ırak halkının elindedir. Bu petrole bile ışid petrolü diyorlar. Türkiye’yi ışid petrolünü alıyor diye dünya kamuoyunda karaladılar. Türkiye’de yıllardır ırak sınırında kaçakçılık var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir cami çıkışı fotoğrafı Işid haberiyle servis ediliyor. İnanılmaz derecede İslam ve Türkiye düşmanlığı yapılıyor. Türkiye’yi hedef tahtasına koymuşlar bu anlaşıldı. Yılanın başı Türkiye Türkiye’ye bir şey yapmaz isek Müslümanların bu mücadelesi bitmez deyip te birkaç yıla kalmaz Savaş ihtimali oluşturmaları, ihtimal dışında kalmıyor.
Amerika ve batının İslam düşmanlığı yapan medyaları aynen şu haberleri yaptı. ‘Türkiye'nin NATO üyesi olmasına karşın ABD'nin müttefiki veya Batı'nın dostu olarak davranmasını uzun süre önce bıraktığı bir gerçek.’ Türkiye, Işid’e destek veriyor mu? Gibi söylemler oldu.
Türkiye’nin İsrail ve Suriye’ye tepkisini herkes bilmektedir. ABD ve batı Türkiye’ye karşı tavır alamıyordu. Siyasetinde başarılı olan Türkiye için hiçbir şey yapamıyordu. Işid bahane edilerek Türkiye’ye karşı bir tavır alınabilir hesabı yapılıyordu. Türkiye dünyanın yeni yüzü, Ve küresel liderliğe çıkışın ilk işaretlerini taşıyor. Mazlumlara ve halklara karşı barışçıl ve insanidir. Bu yeni Türkiye anlayışı bir zamanların Osmanlı anlayışıyla tamamen örtüşmektedir.
Recep Tayip Erdoğan Işid görüşmelerinde savaşta biz yokuz demesine rağmen görüşmelerden sonra Güçlü Türkiye vurgusunu yapıyor. Yaşananlar aslında çok önemlidir.
Ankara'da temaslarda bulunan ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, sonraki gün Mısır'daydı. Türkiye’yi ziyaretini büyükelçilikte değerlendiren Kerry, “İki ülke, esaslı bir ortaklık içerisinde. Türkiye, bölgenin güvenliği ve istikrarının sağlanmasında kilit bir rol oynuyor. Suriye ve Irak'taki krizlerin olumsuz etkisini Türkiye kadar hisseden çok az ülke var. Uluslararası toplumun mültecilere kucak açan Ankara'ya cömertliğinden ötürü minnettar. Türkiye'nin koalisyon içerisinde IŞİD tehdidini yok etme çabalarına yardım edebileceği pek çok yol var. Bu sebeple askeri ve diğer uzmanlarımızla görüşmelerimizi sürdürerek o rolü belirlemek amacıyla alışmalarda bulunacağız” dedi.
Konunun uzmanlarının ortak görüşü ise, Türkiye'nin muhtemel operasyona 'sınırlı' destek vermesi yönünde.
UZMANLAR NE DİYOR?
Ali Şahin
(GASAM Başkanı ve AK Parti Milletvekili)

“Çekirdek koalisyona karşı IŞİD de radikal bir koalisyon oluşturabilir. ABD'nin açtığı sözde savaş, 13 yıl önceki El Kaide'yle mücadeleyi hatırlatıyor. Karanlık labaratuvarlarda üretilmiş bir örgüt olan IŞİD'le savaş, bölgeyi Afganistanlaştıracaktır. Bütün radikal unsurları Orta Doğu'ya çeker. Onlarca yıl sürecek savaşlar iklimleniyor. Savaş, Türkiye'yi de Pakistanlaştırır. Her türlü tedbiri alarak bu kirli oyundan uzak durmalıyız. IŞİD'in de radikal bir koalisyon oluşturması kuvvetle muhtemel görünüyor.”
Prof. Dr. Mazhar Bağlı:
(AK Parti MKYK Üyesi)

“ABD'nin bu coğrafyayla ilgili hiçbir çözüm projesi, mutlak anlamda sorunu çözmedi. Afganistan, Irak, İran ortada. Terörizmle sadece güvenlik üzerinden mücadele edemezsiniz. İşin sosyolojik, psikolojik, tarihsel ve kültürel boyutu var. ABD'nin Irak'la arasında 10 bin km var. Ama biz en fazla 100 km mesafedeyiz. Ellerinde rehinelerimiz var. Yani Türkiye daha hassas davranmak zorunda. IŞİD operasyonel bir proje. O yüzden kapsamlı bir savaş ihtimali görmüyorum.”
Prof. Dr. Hasan Köni
(Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi)

“Türkiye'nin Suriye ile Maliki ile papaz olması, hep bulunduğumuz güç sisteminin izlediği politika sonucu ortaya çıktı. “Esad'la dostken niye düşman oldunuz?” diyordu herkes. Daha sonra Sünni kesime destek veren bir politika izlendi. Şimdi IŞİD ortaya çıktı. ABD eğer ciddi bir devletse bu kadar hızlı politika değişmemeli. Bu yüzden Türkiye haklı olarak ne olacağını görmek istemiştir. 5 ay sonra tekrar politika değişirse ne olacak? Allah'tan Dışişleri Bakanı falan değilim. Gerçekten şu anki durum çok sıkıntılı.”
Prof. Dr. Hüseyin Bağcı:
(ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı)

“Türkiye'nin çekirdek koalisyon içerisinde doğrudan yer alması söz konusu değil. Çünkü 49 diplomatı IŞİD'in elinde. Türkiye rehinelerin rehinesi konumunda şu an. Bölgenin kendine özgü şartları var. Öte yandan, ABD stratejik ortak. O sebeple Türkiye doğrudan asker göndermese de bazı silahların geçişine katkı sağlayabilir. Havalimanlarını kullandırabilir. Endişem IŞİD'in bir yanlışlık yapıp Türk rehinelerden birini öldürmesi. Öyle bir şey olursa durum çok karışır. İnşallah öyle bir şey olmaz. Ama ihtimal dahilinde.
IŞID'e karşı operasyonun liderliği yapan ABD Türkiye'nin 6 hassas sorusuna yanıt veremiyor
TÜRK REHİNELER: 49 Türk üç aydır IŞİD’in elinde rehin. Türkiye'nin oluşturulacak çekirdek koalisyona muharip güçle katılmasıyla, bu vatandaşların can güvenliğini tehlikeye atacağı endişesi taşınıyor. ABD'li yetkililerin de "Hassasiyetinizi anlıyoruz" dediği konuyla ilgili olarak, "Bu şartlarda askeri destek sıkıntı doğurur" endişesi hâkim.
SİVİLLER ZARAR GÖRMEYECEK Mİ: ABD, şu ana kadar pek çok yerde çeşitli IŞİD mevzilerini vuracak hava harekâtları gerçekleştirdi. Ancak örgüt, diğer örgütlerden farklı olarak yerel halk içinde barınıyor. Türkiye, "Şiddetlenecek saldırılarda IŞİD'in yanı sıra, sivillerin zarar görmesi nasıl engellenecek?" sorusuna net olarak yanıt alınabilmiş değil.
SİLAHLAR RADİKALLERE GİTMEYECEK Mİ?: ABD'nin stratejilerinden biri de, IŞİD'e karşı bölgedeki grupların ve peşmergenin silahlandırılması, teçhizat ve lojistik olarak desteklenmesi. Ancak, bu grupların kontrolünde sıkıntı yaşanması halinde, silahların başka amaçlarla kullanılması ihtimali de bulunuyor. Ankara, gönderilecek silah ve malzemenin, terör örgütlerinin eline geçmesinden endişe ediyor. IŞİD'in de, daha önce ABD'nin Irak harekâtında kalan silahlarla güç kazandığının altı çiziliyor. "Silahların, sadece IŞİD'e doğrultulacağının garantisi var mı?" sorusunun yanıtı yok.
SINIRA AKIN BAŞLARSA
Cevabı aranan sorulardan biri de insani operasyonun içeriği. Başta Türkmenler ve Ezidiler olmak üzere, IŞİD'in kontrolü ele aldığı bölgelerdeki gruplar büyük sıkıntı yaşadı. Türkiye'nin insani yardım harekâtıyla yaşamlarını sürdürebilen insanların, muhtemel harekâtta sınıra akın etmesi de ihtimal dâhilinde bulunuyor. 1.3 milyon Suriyeliye, uluslararası arenadan çok sınırlı destek alarak ev sahipliği yapan Türkiye, benzer bir sorunla bu kez Irak sınırında karşılaşabilir. Harekâtın bu etkiyi tetiklemesi durumunda nasıl bir katkı sağlanacağı hususunda net yanıt verilmiyor.
ESED'İN AKİBETİ NE OLACAK?
Türkiye, gelinen bu noktanın baş sorumlularından biri olarak, Beşşar Esed liderliğindeki Suriye yönetimini görüyor. Planlanan harekât ise, Esed yönetiminin görevden uzaklaştırılmasının ötesinde, elini güçlendirebilecek bir sürece çevrilebilir. Ankara, Esed'in geleceğiyle ilgili sorularına da net yanıtlar bekliyor. Esad gittikçe çaresizleşiyor ve halka karşı klor gazı kullanıyor. Kimyasal ve nükleer silahlarla da bu savaşı kazanamayacaktır. Çünkü doğrucu ve inançlı halklar çoğunluktadır ve bitmez.. Suriye, ırak ve Libya halkını öldürerek bitiremezler.Bir kere savaşı seçtin mi hele birde büyük bir topluma ve onun nesline karşı artık başa çıkılamaz bir hal alır. Öldürmekle sinek bitmediği gibi insan da bitmez. Hiçbir anlayışı öldürerek yok edemezsiniz.
Işid ile mücadele için batıdan bölge halklarına yoğun bir silah sevkiyatı var. Işid karşıtı tüm guruplara silahlar dağıtılıyor. Ezidilere, kürtlere ve şiilere silahlar veriliyor. Sırf Saddam yanlısı ırak halkına karşı bir mücadele var.. Bu halk inançlı ve Irak’ta yüzde altmış beş gibi çoğunluğa sahip halktır. Bu halk müslüman ve mazlum halktır. Hiçbir zaman dünyacı ve yönetim derdinde olmadılar. Ayrıca peygamber soyu olduğu da bilinmektedir. Seçimlerde bastırılan ve şu ana kadar savaşlarla sürekli yok edilmeye çalışılan halktır.Gelin görün ki bugün terör adıyla bu halk yine hedef alınmıştır.
Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf el-Karadavi, "Irak Şam İslam Devleti'ne (IŞİD) karşı savaşmak için ABD ile koalisyon yapılmasını reddettiğini" duyurdu.
Karadavi, sosyal paylaşım sitesi Twitter'dan yaptığı açıklamada, terör örgütü IŞİD'e karşı savaş hazırlığı yapan ABD koalisyonunu reddettiği gibi aynı zamanda IŞİD'in kullandığı yöntemi de reddettiğini vurguladı.
Karadavi, "Ben, fikir ve yöntemde IŞİD'den tamamen farklı düşünüyorum, ancak onlara karşı İslami değerler için değil kendi çıkarları için hareket eden ABD'nin savaşmasını kabul etmiyorum" dedi.
Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde dün yapılan Terörle Mücadele Toplantısı'nda, terör örgütü IŞİD ile mücadele için uluslararası güç oluşturulması konusunda anlaşma yapılmıştı. Toplantıda, Körfez İşbirliği Konseyi'ne (KİK) üye ülkelerin yanı sıra Ürdün, Irak, Lübnan, Mısır ve ABD, IŞİD'e karşı kapsamlı bir savaş başlatılması hususunda anlaşmaya varmıştı.
Türkiye, islama karşı açılan bu safta bulunmadı. Avrupa’da ve Işid toplantılarında Türkiye’ye karşı sert mesajlar verildi. Işid ile mücadelede ya destek verirsiniz Ya da sizi Işid ile bağdaştırır ve terör ile aynı kefeye koyarız dediler. Ve nitekim batı basını Işid terör ve Türkiye isimlerini sürekli beraber telafuz etmektedir. Artık batı neredeyse Türkiye Işid’e destek veriyor olarak algılamaktadır.
Işid petrolünü Türkiye alıyor. Gibi haberler Avrupa’da sürekli yapıldı. Ve batı böyle zannetmektedir. Türkiye her ne kadar almadım dese de çamur atılınca izi kalmaktadır. Türkiye Işid militanlarını eğitiyor. Türkiye Işid’e silah veriyor. Türkiye Işid ile irtibat halinde gibi söylemler batı medyasında çok yapılmıştı.
ABD'nin en yaygın gazetelerinden New York Times, yayınladığı bir haberle skandala imza attı. IŞİD'in Türkiye'den adam topladığını iddia ettiği haberinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın camiden çıkış fotoğrafını kullanarak servis etmesi, ABD basınının Türkiye'ye karşı algı operasyonu oluşturduğu yorumlarını beraberinde getirdi.Haberde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu'nun Ankara'da Hacı Bayram Veli Camii'nden çıkarken çekilen fotoğrafı IŞİD ile ilgili bir haberin fotoğrafı olarak servis ediliyor.
Işid batının büyüttüğü terör olarak ilan edildiği bir yapıdır. Bazı radikaller kendiliğinden bu yapıya gelmektedirler. Amerika biliyor ki Amerikan düşmanı bazı İslamcıları bir çatı altında toplamayı böyle başarmaktadır. El kaide’yi, Taliban’ı şimdi de Işid’i medya yöntemiyle kendiliğinden oluşturmaktadır. Ve bu yapı terör adıyla bahane edilerek ülkelere savaş açılmakta ve Müslüman halklar öldürülmektedir.
Arap baharı başladı. Ortadoğu’da inançlı halkların özgürlük ve adil yaşam talepleri oldu. Ve bu talepler küreselleşmeye başladı. Amerika’yı yöneten küresel bozguncular bu değişimi savaşla ve soykırım ile durdurmayı amaçladı. Küresel organizasyon için medyatik ajan siyaseti kafa kesme tapeleri ve karalama kampanyaları ardı ardına geldi. Bu küresel birliktelik tanıdık ve modern haçlı birliğine benziyor. Bir gurup bahane edilerek tüm ülke halklarına hatta Ortadoğu inanan halklara saldırılar ve kıyım gerçekleşiyor.
Birtakım silahlı guruplar bahane edilerek islama ve mazlum halklara saldırmayı planladılar. Işid eylemlerinde ve kafa kesme eylemlerinde bulunan bir gurup Amerika adına çalışmaktadır. Kafa kesme eylemlerini herkes izledi Tamamen islamı canileştiren, Amerika ve batıya savaş davetiyesi çıkaran görüntülerdi. iyi derecede İngilizce bilen Işid militanları kafa kesiyor. Hep aynı kişilerin eylemleri gerçekleştirdiği tespit edildi. Bir gurup ajan Amerika ve batı adına bu tür eylemleri Işid adıyla gerçekleştirmiş olamaz mı. Video görüntülerinin yapılış tarzı iyi derecede İngilizce gramer, İskoçya İngiltere’den ayrılmak isterken iskoçya’lı bir yardım kuruluşu çalışanının kafasının kesilmesi ve diğer detaylar batı adına çalışan ve savaşı meşrulaştıran bir gurup olduğu anlaşılmaktadır. Tamamen Amerikan çıkarlarına hizmet eden bir gurubun Işid adına iğrenç eylemler gerçekleştirdiği bir gerçektir.
El kaide, Işid gibi gurupların ardındaki büyük aklı görmek lazım. Amerikan yönetimini kontrol altında tutan bozguncu bir yapı var. Bu yapı dünyaya çok çektirdi. Radikallere terör diyerek ılımlı islama ve normal inançlı halklara da saldırıyorlar. Halklar, insanlar öldürülüyor.
Amerikan gizli servisleri Arap baharının giderek güçlendiğini ve Irak dahil Ortadoğu’da güç kazandığını ve bunun durdurulması gerektiğini düşündüler. Irak’a ve Ortadoğu müslümanlara karşı savaşı meşru duruma sokmak için yalan medyatik ve komplo haberlerle Işid’i kötülediler yani ırak ve Suriye halkının özgürlük taleplerini karaladılar. Ve savaş ihtimali oluşturdular.
İnançlı halkların Arap baharıyla yönetimlerde söz sahibi olma istekleri bastırıldı.Işid bir bahanedir. Ve Işid kafa kesme eylemleri kesinlikle batı kaynaklıdır. Irak ve müslümanlar tarafından yapılmadı. Arap baharıyla eski düzene isyan gittikçe güçlendi. Irak halkına ve islama saldırı nereye varacak. Bu nereye kadar gidecek ve müslümanlar öldürülerek bitirilecek mi? Batı barış yerine dünyaya ve Ortadoğu’da neden savaşı tercih ediyor.
Dünyanın her yerinde çoğu ülke Işid operasyonlarına başladı. Hani sadece ırak’ta kafa kesilmişti. Ve ışid sadece Irakta idi. Gerçek şu ki İslam hedef alınmıştır. ‘İslam baharı’nın yeniden doğma ihtimaline karşı haçlı birliği kurdular. Ayrıca büyük bir algı ve korku operasyonları yapıyorlar. ABD’de Times meydanında ve Fransa’da Eyfel kulesinin altında silahlı askerler dolaşıyor. Güya ışid elemanı arıyorlar. Bilinçli olarak medyalarında bu durumu da haber yapıyorlar.
Obama, ‘İslam barış dinidir ama radikaller terördür.’ Diyor. Ve onlara savaş açılmalıdır, derken Müslüman halklar ile radikalleri ayırıyor sanmayın. Obama ilk savaşı oluştururken bunları söylüyor ama inanın ki koca bir yalan söylüyor. Önce çok örneğini gördük, genelde siviller, Müslüman toplumlar hedef yapılıyor. Obama’nın bugünkü aldatmaca ve yalan sözlerine kanmamak gerekir. İşte büyük bir savaş küçük yalanlarla akıl yönlendirmesiyle aldatmacalarla meşrulaştırılıyor. Sonra soykırım yapılıyor. Büyük bir vahşet, inanan toplumlar öldürülüyor. İnsan tabiatı gereği geçmişi unutuyor. Kimse geçmişte böyle demiştin diye hesap sormuyor. Irak ve Afganistan’da olduğu gibi milyonlarca sivil kadın ve çocuk ölüyor. Tevratta denildiği gibi Irak savaşa ve kaosa teslim edildi, vah onlara, kimse onlara bakmadı. Gerçekten de körfez savaşından beri ölümlerin en çok olduğu kaosun en çok yaşandığı ülke olmuştu.
Kosova'da terörle mücadele kapsamında yürütülen operasyonlarda gözaltına alınan 12'si imam 15 kişinin gözaltı süresi uzatıldı. Amerika’da Işid alarmı verildi. Times meydanında ve önemli yerlerde metrolarda köpekli kontroller dikkat çekti. Ve psikolojik olarak halka İslam terörü aşılanmaya çalışılıyor. Almanya Işid operasyonu yapılıyor, bazı kesimler ve kişiler hedef alınıyor. Kanada’da yine Işid operasyonları adı altında Müslümanlar hedef yapılıyor. Pasifik'te IŞİD alarmı verildi.Hindistan’dan Pasifik’e kadar olan bölgeden yaklaşık bin kadar kişinin IŞİD’e katıldığını belirtti. Avusturalya’da Işid operasyonları başladı.Hatta birkaç kişiyi vurdular. Fransa Almanya ve Avrupa ülkeleri Işid ile ilgili yeni yasalar çıkardı. Almanya’da camilere ateş atılması, İngiltere’de İngiliz halkının müslümanlara karşı tepkileri arttı.. İngiltere ve Hollanda da başörtülülere saldırılar hat safhada. Çin Uygur bölgesinde bazı dindar insanların terör adına yakalanması. Avrupa halkının namaz kılanlara çirkin bakışları ve sözlü tepkileri tüm bunlar dünyanın giderek tam kutuplaşmasına neden olmuştur. Dünyada müthiş bir kutuplaşma vardı bu kutuplaşmanın zirvesini Işid bahanesiyle islama baskı yapan batı medeniyeti oluşturdu. Küresel bir çatışmanın kapısı aralandı.
IŞİD terörü’nün batı medyasında sürekli dillendirilmesi İslamofobiyi artırdı. Avrupa ülkelerinde yaşayan Müslümanlara yönelik saldırılarda artış gözlendi. Küresel gündemi yöneten bozguncular aynı Türkiye’de yolsuzluk düzmecesine benzer bir algı oluşturdu. Daha büyük bir benzerini Ortadoğu Müslümanlarının, (ışid’in) (Irak halkının) terör olarak tanıtılmasıyla yaşıyoruz. Küresel bir algı oluşturuluyor. Türkiye’de olduğu gibi dünyayı iyice kutuplaştırıyorlar. Çünkü Müslüman toplumlar çoğunluk olmasına rağmen yönetimlerin baskıları altında ezilmişler. Küresel bozguncular her ülkede ve kıtada inananların çabasını bastırmak için yalan ve komplo ile yandaş halklarını organize etti. Ve inananlara saldırmaya başladılar. Avrupa’da islamafobi’nin artması din düşmanlığı bu bozguncuların uyguladığı planlı karalama kampanyasıyla güç kazandı. Küresel bozguncular küresel egemenliği inananlara bırakmak istemiyor. İnsanlığa zarar vererek ve inananları eskiden olduğu gibi sömürerek ve öldürerek sürdürmeyi arzuluyorlar.
Işid’i, yani arap baharını yapan halkları, yani Müslümanları terör olarak tanıtan bir yapı var. Işid’i bahane edip müslümanlara saldırıyorlar. Bu yapının taktiği Türkiye’de ki yolsuzluk düzmecesini devreye koyan Paralel operasyonuna benziyor. Küresel paralelciler, bu oyunu devam etirseler de sonucunda nasıl Erdoğan yüzde 52 aldıysa dünyada da küresel paralelcilere kimse inanmayacak. Ve iş dönecek bu paralelcileri ve yandaş yönetimleri ve destekçi halkları vuracak.
Bu Işid olayı basit bir ırak radikallerine saldırı değildir. Bu savaş islama açılmış bir savaştır. Yakında bunları açık açık göreceğiz. Bazı ülkelerde müslümanların ve bazı Müslüman liderlerin tutuklandığını, camiden çıkanların hapse atıldığını görüyoruz. Bazı islami liderlerin infaz edildiğini, namaz kılanların fişlendiğini, baş örtüsü takanların baskılara maruz kaldığını daha güçlü şekilde görmeye başladık. Amerika’da müslümanlara karşı çok kötü bir tepki var. Amerika’da insanlar neredeyse namaz kılanları terör olarak görüyor. Sakal bırakan yandı. Uçakta metroda namaz kılana karşı terör ihbarında bulunuyorlar. Dünyada müslümanların durumu içler acısı. Dünyayı nasıl bu hale getirdiler hiç düşündünüz mü. Amerikan medyasını takip edenler bilirler günde en az beş haber islamı hedef alıyor ve insanların algıları yönetiliyor, iradeleri yalan haberlerle çalınıyordu. Ve son 14 yılda İslam terör ve canilik olarak tanıtılıyor.
Büyük değişimler güçlü baskıların ardından doğar. Etkiler, tepkiyi doğuracaktır. Dünyanın içinde bulunduğu durum ve bu islama karşı düşmanlık psikolojisi insanlığı hiç umulmadık bir sonuca götürecektir. ABD uzun sürecek küresel bir savaşı başlattı. Çünkü Müslümanlar öldürülerek bitmeyecektir. Ve inananların özgürlük ve eşit yaşama talepleri ve adalet istekleri devamlı olacaktır. 11 eylülden sonra islama açılan bu ikinci dalga savaş uzun vadede inançsız yönetimlere yıkım getirecektir. Halkların taleplerine cevap vermemek ve savaş ile bastırmak çözüm olmayacaktır. Bugün gelecekte olacakları belki tahmin edemiyoruz ama dünya bu anlayış ile gelecekte yaşanacak kötü şeylere gebedir. Uzun vadede Müslümanlar öldürülecek ve tek tanrıya inananlar baskılara maruz kalacaklar. Güç, Batı egemenliğinde olduğu sürece bu baskı devam edecek. Sadece bir ihtimal ki tanrı’nın müdahalesi. Eğer Tanrı varsa bu yaşananlara mutlaka sessiz kalmayacaktır. Hatta Tanrı kendini açıkça gösterebilir. Dünya ardı ardına afetlerle karşılaşabilir. Yani geçmiş kavimlerde olduğu gibi Tanrı inanan halklara sahip çıkabilir. Musa’nın kaçan kavmini öldürmek için takip eden Firavun’un kavmi elbette sular altında kalacaktır. Sadece inançsız bir insan buna ihtimal vermez. Bu komplocu ve küresel bozgunculara Tanrı sürekli sessiz kalmayacaktır. Tanrının yeryüzüne müdahalesi kaçınılmazdır. Yönetimleri inançlı halklara bırakmak istemeyen azınlık halklar şeytanın yolunu tuttuklarından dolayı büyük sıkıntılara maruz kalacaklardır.
Dünyada yükselen şiddetten Batılı devletler sorumludur.‘Batı’ya karşı bugün duyulan düşmanlık, dünkü sömürgeciliğin ve ırkçılığın bir sonucudur. Terörizmle savaş diyerek inanan halklara saldırmayı yol edindiler. Batı’nın Ortadoğu, Orta Asya ve Kafkaslar’daki stratejik hataları dünyayı kötü hale getirdi. Sırf çıkarları için dünyanın bir bölümünü terörist ilan ettiler.
49 Türk rehinesi Işid tarafından bırakıldıktan sonra Erdoğan ABD’de küresel iklim değişikliği zirvesine katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'nin New York kentindeki BM İklim değişikliği Zirvesi’nde yaptığı konuşmanın ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.Erdoğan, ABD'nin IŞİD operasyonu konusunda "Bu hedeflere yönelik atılmış olan bu adım özellikle bölgedeki terör örgüterine karşı yapılmış bir eylem olarak bizim de olumlu yaklaştığımız bir adımdır. Ara vermeden, devam etmeli" dedi.
ABD'nin IŞİD operasyonuna gereken desteği vereceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı, "Bu destek askeri veya lojistik olabilir" diye konuştu. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, yaptığı açıklamada "Türkiye de IŞİD'e karşı koalisyona katıldı ve ön saflarda yer alacak" dedi.
Peki Erdoğan neden Işid’e karşı oluşturulan koalisyona destek verdi. Erdoğan ve Türkiye’nin bu kararı 21 eylül 2014 astrolik olarak tarihi bir döngüye denk geldi. Erdoğan birden fikirlerini değiştirdi. Küresel güçler Erdoğan’a tepkiler göstermişti. Erdoğan, insanlığın ve Ortadoğu’nun sorunlarını çözerek yanlış bir yol izlediğini fark etti. Küresel güçler Türkiye sayesinde varlıklarını koruyorlardı.
21 Eylül tarihlerinde ışid’e karşı bir koalisyon oluşturuluyordu. Tayyip Erdoğan Irak’ta insanlık adına bir sorun yaşandığını ve ırak halkının taleplerinin dinlenmesi gerektiğini söyledi. Batılı güçler ve Amerika Türkiye’nin bu tavrına çok sert tepki gösterdiler. Bunlar dünya gündemine yansımadı. Ama Türkiye’nin Işid’e karşı ittifakta yer almadığı dillendirilmeye ve hatta Türkiye hakkında olumsuz haberler üretilmeye başlamıştı. Newyork Times, the Gardian gibi gazeteler başı çekiyordu.
Erdoğan uzun süredir Ortadoğudaki sorunları çözüyordu, birçok başarılı olaya imza atıyordu. Ancak ortadoğudaki bu etkili çalışmaları küresel egemenlerin saltanatının devam etmesini sağlıyordu. En iyisi bu sorunları çözmede çaba sarf etmemeliyim diye düşündü. Çünkü sorunları çözmek batı egemenliğinin devamını sağlıyordu. Işid’e karşı bu koalisyona sözde destek vererek ve sorunları çözmeyerek batının egemenliğinin büyük zarar göreceğini biliyordu. Kısa sürede batı egemenliği yıkılırdı. Çünkü Arap baharını kitlesel ve çoğunluk halk hareketi olduğunu biliyordu.
Erdoğan, ışid ittifakında olmamasından dolayı Amerika’nın ve batılı güçlerin tepkilerinin sert olmasından çekindi. Ülkesinin bir savaşa girmesini istemedi. Sadece korktuğundan değil birtakım beklentileri olduğunu biliyordu. Ve bu kafirler topluluğuna karşı eliyle bir şey yapamadığı gibi dili ile de bir şey yapamıyordu. Geriye sadece buğuz etmek kalıyordu. Erdoğan içinden Tanrıya dualar ediyor şu bozguncu kavimlerin yok edilmesini diliyordu.
ABD: Türkiye ışid ile savaşta ön safta yer alacak demişti. Türkiye Müslüman halklarla ve komşularıyla savaş siyaseti gütmez. Türkiye savaşçı bir ülke değildir. Türkiye savaşı hiç sevmez. Kerry, bu yalanı Işid’e duyurmak için mi söyledi. Belli ki Türkiye’nin tarafı çok önemlidir. Ingiliz gazeteleri ve küresel güçler Türkiye;’ye Işid ile mücadele de yanımız da ol dedi. Ama Erdoğan halkların talebini dinleyin dedi. İllede savaşacaksanız sizi durdurmaya gücüm yok ama bizim kırmızı çizgilerimiz var.’ dedi.Biden, dün(25.09.2014) Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı arayıp yarın için randevu talebinde bulundu.Erdoğan'ın Biden'ın talebine 'Bu gece Türkiye'ye dönüyorum' cevabını verdi.Israrını sürdüren Biden, Erdoğan'a 'O zaman otele geleyim orada konuşacaklarımı anlatayım' dedi. Daha sonra Biden otele gelerek çok istediği görüşmesini gerçekleştirdi. Erdoğan, önce Biden ile görüştükten sonra Başkan Obama'yla da telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede, IŞİD için nasıl bir plan uygulanacağı konuşulurken, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin çizgileri olduğunu ve bunları korumak zorunda olduklarını aktardı.Görüşmenin ileriki günlerde dışişleri bakanları seviyesinde tekrardan ele alınacağı öğrenildi.
ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey, IŞİD’le mücadelede Türkiye’nin Irak ve Suriye sınırında oluşturulacak olası bir tampon bölgeye ilişkin, “Tampon bölge, belli bir noktada mümkün olabilir ama şu anda bu bizim kampanyamızın bir parçası değil” dedi.
ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel ve Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey, Pentagon’da Suriye ve Irak’ta IŞİD hedeflerine yönelik sürdürülen hava saldırılarıyla ilgili basın toplantısı düzenledi. Hagel, bugüne kadar Irak’ta 200’den fazla, Suriye’de de Esad izinli ve onaylı Arap ortaklarıyla birlikte 43 hava saldırısı düzenlediklerini ifade etti. Hagel, “Kapsamlı diplomatik, ekonomik ve askeri kampanyamızı sürdürmek için ABD’den, tüm ortak ve müttefiklerimizden uzun dönem taahhütler gerektiriyor. Bu, kolay veya kısa bir çalışmaya olmayacak. IŞID’i zayıflatmak ve yok etme çabalarının daha başındayız, sonunda değil” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'nin New York kentindeki BM İklim değişikliği Zirvesi’nde yaptığı konuşmanın ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.Erdoğan, ABD'nin IŞİD operasyonu konusunda "Bu hedeflere yönelik atılmış olan bu adım özellikle bölgedeki terör örgütlerine karşı yapılmış bir eylemdir. Dedi. Erdoğan, bunu söylerken ABD öncülüğünde oluşturulmuş koalisyonun tüm islam’a yapılmış bir saldırı olamayacağını vurguluyordu. Bunları söylerken bile Erdoğan küresel bir savaşın içine girdiğini, tarihi bir dönüm noktası yaşanacağını biliyordu. ABD kırk ülkenin yönetimlerini toparlayıp koalisyon gücü oluştururken çogunluk halklara savaş açıyordu. Erdoğan Esad’ın nasıl Suriye’de başarılı olamadığını gördüyse ABD ve koalisyon güçlerinin de kendi halklarına karşı başarılı olamayacağını biliyordu. Bu halklar savunmasızdı. Erdoğan’ın ve bu halkların Tanrıya dua etmekten başka seçenekleri de yoktu.
İklim değişikliği işte bu bozguncu batılı kavimlerin yaptıklarına karşı ortaya çıkan bir gerçektir. Batı medeniyeti yine haçlı ittifakı kurmuş inanan halklara savaş açmıştı. Tanrı da afetlerle bozguncu kavimlere ve destekçi halklarına savaş açmıştı. Erdoğan iklim değişikliği zirvesinde konuşurken dünyada tüm bu yaşanan afetler sizin zihniyetiniz ve kirli siyasetiniz yüzünden diyemiyordu. Erdoğan, Ortadoğu’da özgürlük ve eşitlik isteyen Arap baharını şiddetle durduranlara karşı bu afetlerin geldiğini biliyordu. Erdoğan her şeyin farkındaydı ama gel ki dünyadaki zihniyet ne bunu anlayabilirdi ne de savaşsız durabilirdi. Dünyayı yönetenler, kavgacı, şiddetçi saldırgan ve çirkefti. Böyle bir ortamda Erdoğan Işid’e karşı mücadeleye destek vereceğiz ama sınırlı desteğimiz olacak demekten başka çaresi yoktu.
Tam yüz yıl önce Birinci dünya savaşı’nın tam tersi olayları yaşayacağız. Armageddon savaşı başladı. Afetler ve kıtlık görülecek. Ve bu savaşı Tanrı yapacak. Küresel güçlere karşı Tanrı savaşacaktı. 2021 yılına gelindiğinde İnsanlar afetlerden, hastalıktan ve virüslerden dolayı üçte bir oranında öleceklerdi. Bu dönem tüm kutsal kitaplarda anlatılmaktadır.











Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.