Ağaç Terimleri
Ağaç Terimleri
A ''A'' : Köppen iklim tiplerinde tropik yağmur kuşağı simgesi Aberratio: Patolojik varyete. Bir alt tür Abkordat: Ters yüreksi şekilde. Aboval: Ters yumurta şeklinde Absorbe: Emme, Mas. , Soğurma Acualis: Gövdesiz Acephasus: Başsız Acris (Akre): Sivri, keskin Aculeatus: Dikenli Aderant: Yapışıcı özellikte Adhezyon: Toprak zerrelerinin tarım aletlerine yapışma özelliği Advandif Kök: Gövde, dolu, sürgün,veya çeliklerden oluşan kökler. (Ek kökler) Advandif Sürgün: Arızi sürgün veya tomurcuk (kök veya gövdenin yaralanması ile oluşur) Aerob: Havaya(oksijen) gereksinim duyan. Aerosol: Havada süspansiyon ilaçlar ''Aff'' : Yakın anlamında kısaltma (Affinis) Afrodizyak: Seks gücünü arttırıcı ''Agg'' : Küme anlamında kısaltma (Aggregatio) Agregat: Toprak taneciklerinin bir araya gelerek çeşitli yapıştırıcı maddelerle bağlanması sonucu oluşan ikincil yapı birimleri Agregat Meyve: Tek çiçek, çok sayıda pistilden oluşan, bileşik meyve tipi (Aggreate) Çilek, incir, ananas gibi Ağaç: Boyu 5m. Çapı 10 cm.den büyük, odunsu ve tek gövdeli uzun ömürlü, gelişmiş bitki grupları Akaç: Dren Akaçlama: Bkz. Drenaj Akarisit: Akarlara karşı ilaçlar Akarlar: Bir tür kırmızı örümcek Aken: Perikarp ile tohum zarı kısmen birbiriyle kaynaşmış olup, ovaryumun üstte bulunduğu meyve yapısı. (Kapçık meyve) Aklemideit Çiçek: Çıplak, taç ve çanak yaprakları olmayan, örtüsüz çiçek Aktinomorf Çiçek Muntazam simetrili çiçekler. Akuminat: Yaprak uçları damla şeklinde, birden daralmış ve sivrilmiş (Acuminatus) Akut (Acutus): Sivri (yaprak için) ''Al.'' : Diğerleri anlamında bir kısaltma (Alii) Alba, Albus, Album: Beyaz Alkali topraklar PH' 7.3 ten büyük topraklar Allopatrik Türler: Yayılış alanları birbirinden farklı türler Almaçlı Yapraklar: Yaprakların iki sıralı bir şekilde yani bir sağda bir solda olmak üzere dizilişi sarmal dizilişi. Almaşıklı: Bkz. Almaçlı Alt Toprak: Üst toprağın altındaki açıksarı, kırmızı renkli, sıkı ve az geçirgen toprak katmanı, (B horizon) Alüvyonlu Toprak: Bkz. Lığlı toprak Amenajman: Bir işletme biriminin zaman ve mekan olarak planlanması. Bir ormanın varlığına zarar vermeden iktisadi olarak planlı bir biçimde işletilmesi ve değerlendirilmesi için uygulanan kuralların tümü. Amentum: Kedicik, salkım (söğütler gibi) Amorf Şekilsiz, formsuz. Belli bir geometrik şekli olmayan ''ampl'' : Genişletilmiş anlamında bir kısaltma ( Ampliatus) Amylum: Nişasta Anabiyont: Meyve veren çok yıllık bitki grupları Anabolizma Besin maddelerinin canlı doku haline geçmesi Anaç: Meyve verecek duruma gelmiş. ya da üzerinde aşı yapılan ağaç. Anaerop Oksijensiz ortam Ana kaya: Toprak katmanlarının en altındaki sert ve su geçirmez bölümü Anatomi: Bir canlının iç yapısı. Teşrih. Anatrop Yumurtacık Durumu: Meyve taslağında göbek bağının, tohum tomurcuğunun aksi aksi yönde olması hali. Androceum: Çiçekte etaminler, erkek organlar toplumu (Andrökeum) Androginofor Sap: Çiçek Dişi organlarını taşıyan sapta erkek organlar ve çiçek yapraklarının da bulunduğu sap. Anemofil (Anemophyl) : Çiçekte tozlaşma olayını rüzgar aracılığı ile yapan bitki grupları Anemogamie: Çiçekteki tozlaşmanın rüzgarla olması hali. ''anon'' : ismi bilinmeyen anlamında kısaltma (Anonimus) Angyospermae(Anjiyosderm) :Tohumlu (çiçekli) bitkiler şubesinin en gelişmiş alt şubesi olup, 300 familya, 10 bin cins ve zoobin türü içine almış olan " Geniş Yapraklı" bitkiler alt şubesi Anıt Ağaç: Yaş, boy, çap ve şekilce emsallerinden farklı, çok az bulunan ve yaşamını sürdürmekte olan tek ağaç ve ağaç toplulukları. Anız: Biçildikten sonra tarlada, bahçede kalan ekin veya ot sapları. Annual: (Annüel): Ömrü bir yıl olan otsu bitkiler. Yıllık otsular. Anuus: Bir yıllık Anter: Çiçeklerde, çiçek tozlarını taşıyan torba. (Başçık. Stigma. Mikrosporanj.) Anteridium: Sporlu bitkilerde erkek organ (Anteridyum) Anthophyta: Çiçekli bitkiler. Fanerogam. (Antofita) Antibiosis: Bir bitki türünden zararlıların biyolojisine olumsuz yönde etkileyebilecek özel zehirli bileşiklerin bulunması ya da yeterince besin maddeleri bulunmaması nedenleriyle oluşan dayanıklılık. ''ap'' : Orada, içerde anlamında bir kısaltma (Apud) Apofiz (Apophyse): Bkz. Kalkan Apokarp: Çiçeklerde tek meyve yaprağından oluşan dişi organ. Arborescens: Ağaçsı bitki. Arboretum: Değişik türde bitkilerin bir arada bulunduğu ağaç, ağaçcık ve çalı parkları Area: Bitkilerin yayılış alanları Areal: Bitki taksonlarının dünyadaki bulunuş yerleri Arenikol: Kumcul, kumlu, yerlerde yetişen Arid (Arit) Kurak Arid İklim: Yağışın az, buna karşın buharlaşmanın çok olduğu, kurak iklim tipi. Arillus: Tohum örtüsü. (Kapçık.) Aristal: Kılıçsı, kılıç gibi. (Aristat) Arkegon: Açık tohumlular bazı eğrelti grupları ve yosunlarda dişi organ Arkeofit Çok eski tarihlerden beri bir yörede yetişmiş bitkiler Aromatik Rayihalı, güzel kokulu. Asalak: Bir canlının üzerinde veya içinde, onun zararına olarak yaşayan bir canlı. Parazit. Asepal: Çanak yaprakları olmayan çiçek tipleri Asıltı: Süspansiyon. Çok ince toz halinde dağılmış bir katı maddenin, bir sıvı madde ile yaptığı saydam olmayan karışım. Asikular: İğnemsi. İğne şeklinde (yapraklar) Asimilasyon: Bkz. Özümleme Asit Topraklar: PH=7 ve daha küçük olan topraklar Askospor: (Ascospor) Askuslu mantarlarda oluşan eşeyli sporlar. Ascus (Askus): Askosporların torbaları Assosiasyon: Bitkilerin küçük toplulukları. Küçük Bitki Birlikleri Atrop: Nusellus fanikulusun düz doğrultuda devam etmesi durumu (Atrotrop) Atrop Yumurtacık:Atrop Yumurtacık: Tohum tomurcuğu göbek bağı yönünde olan mikropilin yukarı doğru Baktığı yumurtacıklar ''auct'' : Yazarların anlamında bir kısaltma (Auctorum) ''auct. mult.'' : Bir çok yazarların kısaltılmışı (Auctorum Multorum) Auto vejetatif: Çelikle üretme. Avenü: İki tarafı apaçlıklı şehir yolu ( Hıyaban ) Azonal topraklar Oluşumları iklime bağlı olmayan, olgunlaşmamış, tabaka oluşturmayan genç topraklar. Kuşak dışı topraklar. Alüvyonlu,taşlı,regosal,kolluviyal topr. 30-10-2006 |
Ağaç Terimleri
B
''B'' Köppen iklim tiplerinde kurak kuşağın simgesi Bacteriophyta: Talli bitkiler, bakteriler grubu. Badıç: Sebze meyveler Bağıl Nem: 1m3 havadaki su buharının yüzde olarak ifadesi Bakka Meyve Üzümsü Meyve Bakla Meyve: Bkz. Legümen Bakterisit: Bakteri İlaçları Basamak: Bot. Yükseltiye bağlı olarak sıralanan ardışık bitki örtüsü tipleri. Bitki tohumları yatay ve düşey yönde yayılışlarına göre sınıflandırılır. Basit Meyve: Tek diş organ ile tek çiçekten oluşan meyve tipi. Basit Yaprak: Tek parçadan oluşan yaprak tipi Baskın: Bir bölgede veya bir bitki topluluğunda en çok, en sık görülen tür. Basurotu: (Ficaria ranunculoides) Yatık saplı, küçük bitki. Yaprakları yürek biçimindedir. Serin yerlerde yetişir. İlkbaharın ilk günlerinde düğünçiçeğininkine benzer sarı çiçekler açar. Çiçeğinde üç çanak yaprak, altı-dokuz taç yaprak bulunur. Kökünde uzun yumrucuklar vardır. Güneşli yerlerde yetişen basurotları tohum yapar. Gölgelik yerlerde yetişenler ise kökteki yumrucuklarla veya yaprakların koltuğunda gelişen soğancıklarla çoğalır. Kökü kaynatılarak elde edilen madde basur memelerine karşı ilaç olarak kullanılır. Başak: Buğday sapının uç kısmı. Genellikle bütün buğdaygillerde bir eksene bitişik taneleri taşıyan kısım. Başak salkınımsı bir çiçek topluluğudur. Fakat çiçek sapları o kadar kısadır ki, çiçekler başak eksenine doğrudan doğruya yapışık gibi görünür. (Mine Çiçeği) Çiçek sapları başakcıklar yoluyla başak eksenine bağlı olursa böyle başaklara birleşik başak denir. (Buğdaygiller) Başakçı: Hasat zamanında dökülüp tatlalarda kalan başakları toplayan kimse. Kesmik toplayan. Başçık: Bkz. Anter Baş Çeliği: Tepe tomurcuğu taşıyan sürgünlerden alınan çelik Batakotu: Tüysüz bitki. Yaprakları uzun saplı, düz kenarlıdır. Çiçekler çok küçük, pembe veya beyaz olur. Mil'li kıyılarda yetişir. (Aslanağızıgillerden) Bazofil: Alkali özelliği üstün toprakları seven bitkiler için kullanılır. Beggiatoa: Su yosunu. Oscillarialara benzer. Onlar gibi ritmik hareketlerle durmadan sallanır. Kloroflsiz olduğundan büyümesi için gerekli enerjiyi sülfirleri ayrıştırmak suretiyle elde eder, bu sırada kükürtü açığa çıkarırı. (Kükürtlü sularda yaşar. Mavi-yeşil su yosunlarından) Begonya: Bitki cinsi. Bitkiye bu isim San Domingo'daki Fransız valisi Michel Begon'un onuruna 1690'da verilmiştir. (Begonyagillerin örnek bitkisi; 1300 den fazla türü bulunan begonyaların anayurdu Amerika ve Asya'dır. Bunlar dondan korkan kök saplı veya yumru köklü bitkilerdir. Evlerde, limonluklarda, bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilir. Bir çok melez çeşidi vardır. Yaprakları bakışımsız, ebruli, mat veya parlaktır. Bireşeyli çiçekleri beyaz, pembe veya kırmızı olur. Bektaşi kavuğu: Şişkin gövdeli etli bitki. Tepesi az çok tüylü. Çiçekleri sarı olur. Yazın sulanmak ister. Kışın su istemez. (Kaktüsgillerden) Bel: Toprağı işlemekte kullanılan kazıcı, tezek sökücü Bellium: Bitki tüürü. Kalın yapraklı, değirmi sarı çiçekli bir bitkidir. Yaprak çiçekleri pembemsi olur. Nemli kayalıklarda yetişir. (Bileşikgillerden) Bergamot: Turunç türü. Çok güzel esans çıkarılır. Berlandieri: Amerikan asma türü. Anaç olarak kullanıldığı gib melez elde etmek içinde kullanılır. Berteroa: Küçük beyaz çiçekli bir bitki türü. Sapı çoğu zaman morumsu olur. Çakıllık yerlerde, demiryolu balastlarının arasında yetişir. (Turpgillerden) Besi Doku: Tohumun içindeki oğulcuğu (embriyoyu) çevreleyen kısım Besidokusu: Kapalı tohumlu bitkilerin tohumlarında bulunan ve embriyonun etrafını saran besin maddeleri. Normal bir döllenmeden sonra oluşan bitki taslağının hücrelerindeki çekirdekler 2n kromozomlu olduğu halde besidokusu hücrelerinin çekirdekleri 3n kromozomludur. Çünki besidokusu n kromozomlu bir sperma hücresiyle 2n kromozomlu bir<< ikinci çekirdek>>in birleşmesinden oluşur. Bu anormal döllenme besidokusu hücrelerine, ana bitki hücrelerinin (evin) zararına bir gelişme imkanı verse bilebitki taslağı haline gelmesine imkan bırakmaz. Bitki taslağı er veya geç besidokusunu besin maddesi olarak kullanır. Tohumlar olgunlaşıp da besidokusunu soğurursa o tohuma besi dokusuzdenir. Bu gibi tohumlarda; yedek besin çeneklerin içinde bulunur. (Msl.Fasulye) Besidokusu çimlenme sırasında soğurulursa, tohum besidokuludur ve çenekleri yapraksızdır. (Msl. Keneotu) Yedek besinin kimyevi yapısına göre tohumlar unlu besidokulu, boynuzlu besidokulu, yağlı besidokulu gibi çeşitlere ayrılır. Besidokusuz: Besidokusu olmayan tohum ve embriyonlar için kullanılır Besin: Bitkinin çeşitli kısımlarına (Kök, gövde, yaprak,) biriken besleyici maddeler. Su bitkileri, dibe tutunmuş olsalar bile su altındaki topraktan beslenemezler. Bütün besinlerin sudan alırlar. Karada yaşayan yüksek yapılı bitkiler tam tersine besinlerini değişik iki ortamdan edinirler. Topraktan köleriyle suyu ve su içindeki erimiş madeni tuzları, havadan yaprakları ile karbondioksit gazını alırlar. Yegane karbon kaynakları havadır. Besin deposu: Bitkilerde bazı maddeler ilerde kullanılmak üzere birikir; bunlar besin depolarıdır. Karbonhiratlı besinler (şeker, nişasta, inülin, glikojen) Azotlu besinler ( Laöron, amino asitler). Başlıca depo organları yumru kökler, kök, saplar, yumrular, soğanlar, tohumlar ve meyvelerdir. Depo edilmiş besinlerin kullanılması enzimlerin işe karışmasını gerektiren bir ön sindirim icap ettirir. Bazen faydalı veya faydasız olduğunu kestirmek her zaman mümkün olmayan maddelerde birikir. Bunlar bazı özel dokularda (Salgı dokusu) biriken maddelerdir. Esans, reçine, süt. Besi Suyu: Bkz Soymuk. Birkilerin çeşitli kısımlarında dolaaşan besleyici sıvı. İki çeşit besi suyu vardır. Hambesisuyu, odun damarlarla kökten yaprağa giden, içinde metal tuzları bulunan sıvıdır. Ongun besinsuyu, yapraklardan bitkinin her tarafına yayılan organik besleyici sıvıdır. Besleria: Bitki türü. Tropik Amerika'da yetişir. Birçok çeşidi Avrupa'da süs bitkisi olarak yetiştirilir. (Gesneriaceae familyasından) Bespaye: Bir cins eğrelti otu. (Polypodium vulgare) Beşbıyık: Muşmulanın iri meyvesi; iri muşmula Beşli: Beşi bir yerde olan. Çiçek ya da deniz yıldızı gibi bir organ veya canlının gösterdiği beşli yapı için kullanılır. Beşli diziliş, sapın üzerinde 2/5 lik açılarla dizilir. Çiçeklerde beş taç yapraktan ikisi dışta, ikisi içte, birininde bir yanı içte, bir yanı dışta olursa buna beşli diziliş denir. Beşparmakotu: (Potentilla) Otsu bitki veya agaççık. Beyaz, sarı, pembe veya kırmızı çiçeklidir. Genellikle kayalıklarda biter. Pek çok türü vardır. Bazıları çileğe benzer. Gülgillerden. Betel: Tırmanıcı karabiber ağacı. Betel karabibergillerdendir. Linnaeus buna piper betel adını verir. Bu bitki asma gibi ağaçlara veya dikilen hereklere tırmanır. Uzakdoğuda yaprakları, sönmemiş kireç ve felfelek otu meyveiyle karıştırılarak ağızda çiğnenir. Dudakları ve tükrüğü kırmızıya boyar. Betel'in cevizleri çoğu zaman boyama işlerinde kullanılır. Beyazlatma: Bir ağaçta işaretlemek amacıyla, ormancı çekiciyle fazla derin olmayan bir kertik açma. Bezelye: Baklagillerden yuvarlak taneli bitki. (Pisum sativum, P. hordense) Bezrek: Küçük tohum Bezrger veya bezrgâr: Tohum saçan çiftçi Biannual: İki yıl ömürlü otsu bitkiler grubu (Biennis) Biber: Patlıcangillerden yıllık otsu bitkidir. Sapı silindirimsi, yaprakları uzun uzun saplı, sivri ve rastgele ardışıktır. Çiçekleri beyaz ve tek tek olur. Koni şeklindeki meyvesine biber denir. Bibennat: Hem basit, hem tüysü yapraklar Biberiye: Yaprakları sert, kokulu bir bitkidir. (Ballıbabagillerden) Mavi çiçeklidir. Akdeniz çevresinde yaygındır. Genç sürgünler'i bahar olarak kullanılır. Çiçekleri haşlanarak uyartıcı bir şurup elde edilir. Biberiyeden; biberiye ispirtosu, kolanya v.b. yapmaya yarayan değerli bir esans çıkartılır. Bîd: Esk. Söğüt ağacı Bîdistan: Söğütlük, söğüt bahçesi Bîd-i ham: Ödağacının (aquilaria agallochum) yeni filizi Bifura: Beyaz çiçekli tüysüz bitki. Pis kokuludur. Kireçli topraklarda yetişir. (Maydonozgillerden) Bignoniaceae: Tırmanıcı agaççıklar familyası. Bileşik yapraklı (Campsis veya bignonia veya büyük basit yapraklı (catalpa) bitkilerdir. (Solanes takımından) Bikolleteral İki sıra (İletim demetleri için) Bilateral: İki eksene göre simetrik olan Bileşikgiller: Çiçekleri bileşik durumda olan önemli bitki familyası. Bileşiklerin bir kısım (Bazen tüm) çiçekleri borumsu, bir kısım çiçekleri ise kenarlarda dilsi biçimindedir. Çiçeklik pullarla (bürüm) çevrili olabilir. Tozlaşma genellikle çiçekten çiçeğe ve böceklerle olur. Kapçıklı meyvelerinde çoğu zaman, yayılmayı kolaylaştıran tüycükler bulunur. Bileşikgiller familyasında ağaçlar, ağaççıklar ve hepsinden çok otsu bitkiler vardır. Bir kısmı yiyecek bitkisi olarak, fakat çoğu süs bitkisi olarak yetiştirilir. Birçoğunda hoş kokulu esanslar veya acı maddeler bulunur. Başlıca türler; dulavraotu, enginar, marul, yerelması, ayçiçeği, yıldızçiçeği, edelvays, papatya, pelin, aynı safa, beyaz papatya, kasımpatı, deve dikeni. Billardiera: (1843 te ölen Normandiyalı botanikçi ve gezgin H. de la Billardiere'nin adından) Sarmaşık dallı bir bitki (Billardiera longiflora ve fusiformis kafe ve çardakları süslemek için yetiştirilir. Pittosporaceae familyasından). Billbergia: (İsveçli tabiat bilgini G.J.Bilberg'in adından) uzun ömürlü otsu bitki. Renkli bürgüsünün gözalıcı güzelliğinden dolayı bir çok türleri sıcak limonluklarda yetiştirilir. (Ananasgillerden) Bileşik Meyve: Böğürtlen, dut gibi çok meyvecikten oluşmuş, çok çiçekten meydana gelen meyve tipi Bileşik Yaprak: Birçok yaprakçığın bir araya gelmesiyle oluşmuş; sürgüne tek bir sap ile birleşen, tüysü veya ışınsal tüylü yaprak durumu. Bindirma Aşı: Ayni kalınlıktaki anaç ve kalemin aşılama şekli Binyaprak: Su bitkisi. Yaprakları halka dizilişlidir. Daha çok akvaryumlarda bulunur. Işık yardımı ister. En yüksek 20°C. Halorhagidaceae familyasından. İlmi adı; Myriophyllum. Bir cinsli: Erkek ve dişi çiçeklerin ayni bitki üzerinde, ayrı ayrı yerlerde bulunması hali (Monoik – Bir evcikli) Bir cinsli, iki evcikli: Erkek ve dişi çiçeklerin ayrı ayrı bitkiler üzerinde bulunması hali ( Dioik) Bir çenekliler: Tek çenekliler. Bkz. Monokotiledon Bir çiçekli: Tek çiçeği olan. Lâle tek çiçeklidir. Bir damarlı: Yapraklarında tek damar bulunan Bir evcikli: Erkek ve dişi çiçeklerin aynı bitkide ayrı dallarda yer alması Bireşeyli: Yalnız erkek veya yalnız dişi olan. Bir bitkinin bazı sürgünleri erkek, bazıları dişi organı taşırsa bunlara iki evcikli denir. Bir sürgünde hem erkek, hem dişi çiçek bulunursa o zaman bir evcikli olur. Aynı sürgünde hem bireşeyli, hem iki eşeyli çiçek bulunursa o bitkiye çok evcikli denir. Bazı elemanları iki evcikli, bir veya çok evcikli olan bitkilerede bir eşeyli denir. Erdişi bitkilerde ise bütün çiçekler hem erkek, hemde dişi olduğundan bunlara iki eşeyli denir. Birlikler: Bkz. Assosiasyonalr Bir yumurtacıklı: Tek yumurtacığı bulunan meyve yaprakları için kullanılır. (Latin çiçeği, sütleğen, maydonozgiller) Bisanuel: İki yıl ömürlü bitkiler Biscutella: Avrupa'da seyrek olmakla beraber pek çok türü bulunur. Genellikle kireçli kurak yerlerde yetişir. Meyveleri yatay 8 biçiminde veya çok yassıdır. Turpgillerden. Biserrat: İki sıralı dişli (yapraklar) Biserrula: Sapları yatay, kırlarda yetişen baklagillerden bir bitki türü. Bişe: Sazlık, meşelik, orman Bitey: Bk. flora Bitişik: Bir başkasına bitişmiş olan yaprak, çiçek ve meyve için kullanılır; hanımelinin yaprak ve çiçekleri, bitişik yaprak ve çiçeklere örnektir.// Bitişik çanak yapraklılar, çiçeklerin çanak yaprakları birbirine bitişik olan bitki sınıfı (Gamosepalous). // Bitişik taç yapraklılar, taç yaprakları bitişik olan taçların özelliğidir. Bitişik çanak yapraklı: Çanak yqaprakları birbirine bitişk çanaklar için kullanılır. Bitki: (Bitmekten bit-ki) Bittiği yere kökleriyle tutunmuş olduğu halde gelişip döl veren ve ömrünü tamamladıktan sonra kuruyarak varlığı sona eren yosun, ot, ağaç gibi yaratıkların genel adı. (Fakat bu gün için topraksız tarım yapılarak bitki yetiştirmek mevcuddur.) Bitki Formasyoları Bkz. Vejetasyon tipleri Bitkitaslağı: Tohumlu bitkilerde çimlenmeden önce tohumun içinde uyku halinde bulunan embriyon. Biyom: Yeryüzünde geniş alanları kaplayan büyük bitki toplulukları. Yağmur ormanları, Tundralar gibi Biyotop: Yaşam ortamı. Habitat Blukar: Tahribe uğramış ve kendi haline bırakılmış ormanların yerinde, çabuk büyüyenlerin egemen olduğu ikincil ormanlar Boğ: Turbiyer. (Ham linyit) Bordür: Bir objeyi çeviren kenar (Çiçek tarhlarını, korbeyleri, yolları gibi) Bostan: Sebze bahçesi veya kavun – karpuz – hıyar'ın ortak ismi Bostriks Helezoni, sarmal (çiçek durumu) Botanik Bahçesi: İçinde çeşitli ağaç, çalı, çiçek v.b. bitki materyali ve canlı örnekleri bulunan büyük park ve bahçeler Botanist: Bitki uzmanı, Botanikçi Brachte (Braktre) : Çiçekte tomurcukları örten, pul görünümünde, bazı taksonlarda körelmiş yaprakcıklar (Gelin Duvağı bitkisinin renkli kısımları gibi). Dış pul Bryophyta: Kara yosunları Bs: Step iklim kuşağının simgesi (ksefofitlerin vatanı) Budak: Ağaçlarda dal olacak sürgünü kesilmiş daldaki yeri Bulbus: Soğan (Bulb) Bx: İç Anadolu geçiş iklimi bölgesi (Burdur, kayseri, Çorum, Merzifon) Bw: Çöl iklimi simgesi 30-10-2006 |
Ağaç Terimleri
C
''C'' : Ilıman yağmur iklimini gösterir coğrafi simge ''Ca'' : Yaklaşık olarak anlamında bir kısaltma (Circa) Callus: Bkz. Kallus Calyx: Çiçekte çanak yapraklar. (Kaliks. Dış örtü, dış petal) Capsula: Kapsül ''Cf:'' : Kıyaslayınız anlamında bir kısaltma (Confer) ''Cfa'' Koppel'e göre Karadeniz İklim tipi işareti. Ceja: Güney Amerikada bambu ve fundalardan oluşan bir tür Maki formasyonu Chalaz: İç göbek Chamaephyt: Kışın, bir evvelki tomurcuklu sürgünleri, topraktan yukarı doğru 30cm. yi geçmeyen; veya sürgünleri toprağa paralel olan, yarı odunsu bitkiler. Kışın toprak üstünde kalabilen çok yıllık çalımsılar. (Kamefit) Chameophyt: Tomurcukları toprağa yakın, otsu – odunsu, kurak iklim kuşağının bitki grubu (Kameofit) Chriptophyt: Kışın tomurcukları toprak veya su içinde (bataklık) saklanan bitkiler. Yumrulu bitkiler (Kriptofit) Cincinus: Bkz. Sinsinus Cins: Birbirine benzeyen türlerin oluşturduğu bitki taksonu (Genus) Classis: Taksonomide (sistematikte) sınıf. Klasis Cleistothecium: İçinde askosporların oluştuğu küre gibi spor barındırma organı ''col. iğnot'' : Toplayanı bilinmeyen'in kısaltması (collektor ignotus) ''comb'' : Tertip anlamında kısaltma (Combinatio) ''comb. Nov.'' : Yeni tertip anlamında kısaltma (combinatio nova) Compacta: Yuvarlak Conceptacle: Yumurtalık keseciği ''Conf.'' : Kıyaslayınız anlamda kısaltma (confer) Coniferae: Bkz Konifer Continental: Karasal Kıtasal (Kontinental) Cormophyta: Ağaçlar gibi gövdeli bitkiler ( kormofit ) Corolla: Çiçeğin taç yaprakları (renkli yaprakları) koral Cortes: Bkz. Cortex Cortex: Kabuk Csa: Zeytin İklim bölgesi simgesi ( Bursa – İzmir ) Cupula: Kadehçi. Yüksük. Meşe, kayın gibi nus meyvelerde meyveyi taşıyan kılıf. (pelit gibi) kupula ''Cs'' : Akdeniz İklim kuşağı simgesi ''Csh'' : Yazları kurak kışları ılık yağmurlu subtropik iklim kuşağı simgesi (Antalya, Adana, Dörtyol) ''Cv'' Bkz. Kültivar ''Cx'' : Trakya – Ege – Karadeniz iklim kuşağı simgesi(Lüleburgaz,Edirne,Denizli, Isparta,Uşak,Afyon,Kütahya,Bolu,Kastamonu) !Cxa'' : Sıcak – Nemli İklim Kuşağı Simgesi ''cxb'' : Bolu, Afyon arası iklim kuşağı simgesi Cyanophyta: mavi ve yeşil algler Cymose: Talkım şeklinde çiçek kuruluşları. Bunlarda ana dal yan dallardan daha Kısadır. Ve önce ana dalın ucundaki tomurcuk çiçek açar. |
Ağaç Terimleri
Ç
Çalakap: Küçük bir orak şeklinde kesici alet. Çalı: Kısa boylu, çok gövdeli, odunsu bitkiler Çanak Yapraklar: Çiçeğin dışında yer alan ve renkli kısmı örten, genelde yeşil renkli bölüm. Kaliks (Calyx) Çayır: Ot birliklerinin bir türü olup; genelde Buğdaygiller familyasından yıllık veya Çok yıllık otsu bitkilerin kapladığı yarı sulak alanlar (çayırlık) Çekirdekli Sulu Meyve: Erik, Kiraz, Şeftali gibi meyveler Çelik: Aşı için bitkilerden alınan parça Çenek: Bkz. Kotiledon Çenek Yaprağı: Fidenin ilk ve basit yaprakçıkları Çernozem Topraklar: Kara topraklar, Hafif kurak iklim kuşaklarında bulunan step, çayır toprakları gibi toprakların sınıfı Çevre: Etrafımız. Topyekün ortam. Yaşanılan ortam. Çevrel: Tomurcuk ve yapraklarda, bir sürgün üzerinde ikiden çok tomurcuğun aynı düzeyde yer alması durumu Çiçek: Bir kısım bitkilerin (fanerogam) meyve ve tohumdan evvel verdikleri; dıştan içe doğru çanak yapraklar, taç yapraklar, erkekorganlar ile dişi organlardan oluşan, genelde renkli ve kokulu organları Çiçek Diyağramı: Çiçeğin çanak yaprak, taç yaprak, erkek ve dişi organlarının diziliş şeması Çiçek Formülü: Bir çiçeğin dıştan içe doğru ( K: Kallis, C: Korolla, A: Andreum ve G: Ginekeum) kaç parçalı olduğunu gösteren formül ( K5C5A10G5 gibi ) Çiçek Kurulları: Çiçeklerin dal ve sürgünlerinde kuruluş şekilleri Çiçek Sapı: Braktenin koltuğundan çıkıp, uç kısmında çiçek taşıyan dal (pedisel) Çiçek Tablası: Çiçek sapının tepe bölümünün genişlemesiyle oluşan tabla. Etli aya (Reseptakulum) Çiçek Tomurcuğu: Yalnız çiçek kurullarını içeren tomurcuklar Çiçek Tozu: Pollen. Sporlar çiçekte erkek organların oluşturduğu hücreler ( Tozak ) Çift Tüysü Yaprak: Üç ve daha çok yaprakçıktan oluşan, bileşik (tüysü) yaprağın tepesi çift yaprakçıkla sonuçlanan, tepesinde tek yaprak olmayan yaprak şekli Çipin: (Çepin) : Ekim ve dikimde kullanılan, bir tarafı çatallı diğer tarafı kürek şeklinde Küçük bahçe aleti ( Tirpitin ) Çizgi Ekimi: Tohumun yastıklar üzerinde açılan yivlere oluklara ekilmesi metodudur. Çorak Toprak: Üzerinde ot bitmeyen, genelde killi topraklar (100 gramında 150 mgr. dan çok Na2Co3 biriken toprak ) [/B]Çoraklaşma:[/B] Toprağın çeşitli etkenlerle bünyesinin bozulup çorak hale gelmesi Çökel: Tortu. Sediment Çöl: Çoğu kumullarla kaplı. Çok az yağış alan bölgedeki verimsiz topraklar. Çözelti: Çözünme sonunda ortaya çıkan madde. Çözünme: Bir sıvıda bir başka maddenin erimesi, karışması Çukur Dikimi: 20 cm den büyük çıplak köklü fidanların, türüne ve kök yapısına uygun olarak açılan çukurlara dikim metodları Çürükçül: Ölmüş, kokmuş organik maddelerle yaşamını sürdüren organizmalar (saprofit) 21-03-2009 |
Ağaç Terimleri
''D'' : Kuzey yarım küre, orman – kar kuşağı simgesi
Daldırma : Tutma şansı çok yüksek olan bir üretim şekli olup, " Gövde Daldırması'' " Havai Daldırma" gibi türleri uygulanır. Dikili bir bitki dalının eğdirilip Toprağa gömülerek bu gömülü kısmın köklenmesi esasına dayanır. Damlama sulama: Bitkilerin ekili olduğu yerde, su harcamasını en aza indirip, en çok verim alınan bir sulama şekli olup, toprak içine döşenen ince borularla köklere damla damla su verme esasına dayanır. Dammar: Bir çeşit reçine. Endenozya ve Yeni Zelanda da yetişen dummara adlı ağaçlardan elde edilir. DAMAR şeklinde de yazılır. Dammara:Dammara: i. (Malezya dilinden) Reçinesi için yetiştirilen büyük ağaç. (Açık tohumlular alt bölümünün araucariaceae familyasından) Danthonia: Çok yıllık otsu çimen bitkisi. Fundalıklarda ve nemli yerlerde yetişir. Buğdaygillerden. Davras Dağı: Anadolu Göller yöresinin en yüksek dağlarından biri. 2635 m. Isparta'nın doğusunda, Eğridir'in güneybatısındadır. İğne yapraklı ormanlar yer alır. Yapısında ikinci zamandan kireç taşı ve şistler vardır. Deka: Önüne geldiği birimleri onla çarpan önek. (Sembolü da. Ar: 100 m² > dekar 1000 ² 1 dönüm Dekkusat: Karşılıklı oturan, çapraz dizilen. Delia: Beyaz çiçekli, ince, dik gövdeli bitki. Killi tarlalarda rastlanır. (Karanfilgillerden) Deliyulaf: blş.i. Yulafa benzeyen az gelişmiş bitki. Başakları sert Deltat: Eşkenar üçgen şeklinde (yaprak) Dendroploji: Ağaç ve diğer odunsuları konu alan bilim dalı (Ağaç Bilim) Dendrometri: Ağaçları ve ormanları; boyut, yaş, büyüme , artım v.b. ölçme esasındaki bilim Dalı (Ağaç ölçme) Denge otu: blş.i. Bitkilerde bulunan ve onlara yerçekimin etkisine duyarlı kıldığı sanılan nişasta taneciklerine verilen ad. Denitrifikasyon: topraktan veya herhangi bir maddeden azot çıkarılması Denizmarulu: blş.i. İki kat hücreli, levhamsı yeşil su yosunu. Denizin günde ancak bir kaç saat yer kapladığı kıyı bölgelerinde yetişir. (Deniz marulu salata olarakta kullanılır.) İlmi adı Ulva lactuva. Ulotricales takımından Dentat: Dişli biçimde (yaprak kenarları) Dentroceratina: Boynuzsu süngerlerden sünger takımı. İskeleti sadece sünger liflerinden meydana gelen, çoğu zaman kabuklu, küçük boy süngerleri kapsar. Dentroctonus: Almanya'da Kadin ormanlarını mahveden kın kanatlı böcek. İki türüde Amerika'da yaşar. (İlmi adı Dentroctonus micans.) Dentrolimus: i. Çam böceğinin ilmi adı. (Pul kanatlıların Lasiocampidae familyasından) Deodara: Yaprakları büyük, tüysüz ve sivri Hihalaya sediri Depressaria: Avrupa güvesi. Kanatlarını sırtında tutan küçük bir böcek. Sebze bahçelerine zarar verir. Tırtılları ipeğimsi tellerle havuç, kimyon v.b. gibi bitkileri sarar. (küçük pulkanatlıların gelechialae familyasından) Dericik: Bitkisel hücrelerde selüloz zarın değişikliğe uğramasından meydana gelen değişik kalınlıktaki zar. Selüloz dericiğe dönüşür. Bu zarlar, gazları ve suyu az geçirir. Derris: : Bütün tropik bölgelerde yetişen ağaç veya ağaççık. Derris'ler özellikle böcek öldürücü nitelikleriyle tanınır. Bünyelerinde zehirli bir madde bulunur. En başta Derris elliptica olmak üzere birçok türü özel olarak yetiştirilir. Determinasyon: Tayin etme, belgileme (identifikasyon) Dethawia: Çotuğu kalın, sapı ince bitki. Pirenelerde kayalık yerlerde yetişir. Deutzia: Ağaççık şeklinde bitki. İlkbaharda bol çiçek açar. (Bir çok türü bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilir. Deutzia gracilis, D.purpurescebs, d.lemoinei, D.schnideriena v.b. (Taşkırangillerden) Devedikeni: Bileşikgilerden Carduus, Cirsium, Enicus, Silyhum v.b. dikenli bitkilere verilen ad. Deveelması: Devedikenine yakın bir bitki. Taç yapraklarının birbirine kaynaşmamış olması belirgin özelliğidir. (Maydonozgillerden.) Devetabanı: Sürüngen kök saplı ağaççık. Yaprakları meşin gibi kalın ve sert, çiçekleri çoğunlukla kokuludur. Dış pul: Bkz. Brachte Diadelf: Erkek organların 2 grup halinde sıralanması Dianella: Zmbakgillerden süs bitkisi Dibble: Bitki dikme aracı. Üzerinde düzgün aralıklarla sivri çıkıntıları bulunan bir levha şeklindeki bu alet, bitkilerin eşit aralıklarla dikilmesini sağlar. Dibek: Taş veya ağaçtan yapılmış, içinde buğday-arpa döğülen büyük havan. Dichapetalum: Almaşık yapraklı bitki.Yaprak sapları yaprakcıklı, çiçekleri uzun ve dallı salkım şeklindedir. (Dichapetalaceae familyasının örnek tipi) Dichasium: Çiçek kuruluşunda , iki kollu talkım durumu ( Dihazyum) Dichorisandra: Yaprakları sorguç biçiminde otsu bitki. Dicksonia: Ağacımsı eğrelti otu. Diclin: Tek cinsli çiçekler Dicolor: İki renkli (Dikolor) Dicorynia: Kerestesi böceklere dayanıklı büyük ağaç. Gemi yapımında çok makbuldur. Erguvangillerden. Dikotom Damarlanma Bkz. Dikotomik Dikotomik: Çanak şeklinde (yaprak damarları için) Dioik: İki evcikli Dikotiledon: İki çenekli bitkiler Diplont Organlar: Tomurcuk, sürgün gibi vejetatif organlar. Diri Odun: Ağaçlarda öz odunu çevreleyen ve selülozca zengin odun tabakası (Haşebi kazip) Dişicik: Çiçeklerde yumurtalık (ovaryum). Boyuncuk ve tepecik ( istigmat) bölümlerinden oluşan, bitkilerin dişi organı Divisio: Sistematikte bir bölüm. Şube Doğayı Koruma Alanları. Bkz. Tabiatı Koruma Alanları Doğa Parkı: Bkz. Tabiat Parkı Doku: Bir organı oluşturan aynı tür hücreler topluluğu. Bünye. Dominant: Başat. Egemen Etkisi, sayısı, önemi v.s. üstün olan, hakim ''D.P.'' : Toz ilaçlar Drenaj: Sızdırma. Sularını akıtıp uzaklaştırma (Akaçlama) Topraktaki fazla suyu arklar veya diğer yollarla akıtma işlemi. Tefcir. Drepanyum: Orak şeklinde, eğri Droğ: Bitkilerin tıbben kullanılan bölümleri Drupa: Zeytinsi meyve Durgun Göz Aşısı: Üretilmesi istenilen türden alınan gözlerin, aynı türün yabanisine aşılanması metodu. (Güllerdeki gibi) ''Dx'' : Karlı kış , Gerçek yaz geçiş iklim bölgesi simgesi ( köppele göre) Dust: Toz halinde (ilaçlar) D.D.T. : (Diklor-Difenil-Trikloretan) kelimelerinin baş harfleriyle yapılmış kısaltma. 1874'te sentez yoluyla elde edilen organik ve çok etkili böcek zehiri. Toz ve bulamaç halinde kullanıldığı gibi, freon içinde eritilerek püskürtme yoluylede kullanılır Dürrin: Sorgum türlerinde çiçek açıncaya kadar Siyan Hidrik asit üretimine yol açan bir glikozit.kılçıklıdır. Türkiye'de sık rastlanır. (İlmi adı Aegilops) Buğdaygillerden. Dysoxlyon: Tropik bölgelerde yetişen ağaç. Asya ve Okyanusya'da yüz yetmişten fazla türü bulunur. (Bazı türlerinden marangozlukta kullanılan değerli keresteler elde edilir. Tespihağacıgillerden.) |
Ağaç Terimleri
E
''E'' : Karlı kutuplar iklim kuşağı simgesi ( Köppele göre ) Ebegümeci: Almaşık yapraklı bitki. (İlmi adı; malva. Ebegümecigillerden.) Ebegümeci suyu; ebegümecinin kura çiçekleri suda çalkalanarak elde edilen renkli ayıraç. (Asitlerin etkisiyle kırmızı, alkalilşerin etkisiyle yeşil bir renk alır. Ebegümecigiller: İki çenekli bitkiler familyası.(Ebegümeçleri familyasından.) Ebegümecigiller yaprakları almaşık ve kulacıklı ot, ağaççık veya ağaç şeklinde bitkilerdir. Ayrı veya birleşik kömeç halinde olan çiçekleri genellikle erdişidir. Her çiçekte 5 çanak yaprağı, beş taç yaprağı, iki sıra erkek organ, kapalı, beş bölümlü yumurtalık bulunur. Meyvesi bir kapsül şeklindedir. Başlıca türler; Hatmi, ebegümeci, bamya, pamuk. Ebegümeçleri: İki çenekli, ayrı taç yapraklı çiçekli bitkiler takımı. (Ebegümeçleri takımında ıhlamurgiller, sterculiaceae v.b 2000 tür yer alır. Bu takımın iyi bilinen bitkileri; ebegümeci, pamuk, kakoa ağacı, boabob, ıhlamur, bamya v.b.) Ebenus: Asya ve Akdeniz bitkisi. On beş türü vardır. (Baklagillerden) Ebenus: Abonoz'un bilimsel adı. Ebiara: Baklagillerden, iki Afrika ağacından (Macroberlinia bracteosa ve Berlinia grandiflora) elde edilen kereste. (EC) : Emülsiyon konsantre bitki ilaçları. Eccremocarpus: Güney Amerika'da yetişen bitki. Yapraklarının ucu sülük şeklinde olan, sarı ve yeşil yollu kırmızı renkte iri çiçekli ağaççıklardır. Eccremocarpus scaber, kafes çiti, balkon ve pencere süsü olarak açıkta yetişir. (Bignoniaceae familyasından) Echeveria: Amerika'da yetişen etli bitki. Birçok türü bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilir. Damkoruğugillerden Echinaria: Otsu küçük bitki. (5-30 cm) Üzeri kısa ve sık tüylerle kaplıdır. Bayırlarda ve dağlarda biter. Buğdaygillerden. Echinocereus: Kaktüs cinsi. Kışın limonluklarda, yazın açık yastıklarda veya camekanlarda yetiştirilir. Echinocystis: Tırmanıcı ot. Erkek ve dişi çiçekleri ayrıdır. Kabakgillerden. Echinophora: Kaba kökkü, beyaz çiçekli, maviye çalar yeşil renkte bitki. Deniz kumlarında yetişir. Maydonozgillerden. Echinops: Dikenli ve tüylü bitki. Soluk mavi renkte çiçekleri, 0,5-1,2 metre boyunda bir sorgucu vardır. İşlenmemiş topraklarda biter. Bileşikgillerden. Echinopspermum: Vinnatiko adında bir tahta elde edilen ağaç cinsi. Lappula veya yalancı unutma beni denilen bikki bu bu cinstendir. (Hodangillerden) ''ed'' : Baskı anlamında kısaltma (Editio) Edafik: Toprakla ilgili ''EF'' : Daimi kar – buz iklimi bölgesini belirtir işaret Efelek: Bk.Labada Efemeral Bitkiler: Çok kısa ömürlü bitkiler ( Çöl bitkileri gibi ) ''e.g'' : Örneğin anlamında kısaltma ( Exempli gratia ) Egzospor: Spor zarının kütinleşmiş dış tabakası Egzosporlu: Basit mantarlar gibi egzojen sporları bulunan bitkilere denir. Egzostoz: Ağaçların saplarında ve dallarında rsatlanan sert çıkıntılar. Ekiyophyt'ler : Doğal bitkilerden kültür v.b. yollarla elde edilen süs bitkileri Ekoloji: Çevre Bilim Ekolojik Faktörler: Işık, Sıcaklık, Isı, Rüzgar, Hava, Yağış gibi bitkinin yaşamasıyla ilgili etmenler. Ekskürsiyon: Öğrenme ve uygulama amaçlı geziler Eksokarp: Meyvelerin dış kısmı. Üst tabaka Ekspozsiyon: Dağ yamaçlarının farklı taraflarında oluşan rölyef koşulları (topografik Koşullar) Ekstansif: Az emek, az masrafla yapılan işletme. Geniş arazilerde uygulanan bir yöntem. Yaygın işletme Ektoderm: Dış Deri Ekzotik: Yabancı. Değişik ortamdan gelmiş (Egzotik) Eliptik: Elips şeklinde Emarginat: Kertikli olma durumu (yaprak tepeleri gibi) Embriyo: Çiçekli bitkilerde (fanerogam) yumurta hücresinin döllenmesi sonucu oluşan evre. Tohum içindeki bitki taslağı (oğulcuk) Embriyo Kesesi: Embriyonun tohum tomurcuğunda oluştuğu ter. Sporlu bitkilerde Makrospor'a karşılık olan doku. ''emend'' : Düzeltilmiş, düzelten anlamında kısaltma (Emendatus) Emergens: Bitkilerde oluşan diken gibi çıkıntılar Emniyet Şeridi: Orman yangınlarının lokalize edilerek yayılmasını önlemek için açılan orman içi yollar Empektifolia: Kağıt yapraklı Emülsiyon: Bir sıvının, diğer bir sıvı içinde dağılarak karışması. Sütsü Endemik: Bulunduğu çevrede benzeri olmayan, dünyanın yalnız belirli yörelerinde bulunan canlı toplulukları. Endoderm: İç deri. Endofit: Genelde mikroskopik olan bir kriptogam grubu. ( Endophyt) Endokarp: Meyvelerin iç bölümü Endosperm: Embriyo kesesi ikincil hücresinin çoğalması ile oluşan ve besin içeren bölüm. Besleyici doku. Ensektsia Böcek öldürücü ilaçlar Ensiform: Kılıç şeklinde. Kılıç formunda Entansif: Yoğun. Küçük alanlardan çok ürün alman yöntemleri Entefomil: Tozlaşması böceklerle olan bitkiler grubu ( Entemophyl, Entomofil ) Entemogamie: Böceklerle olan pollen taşınması. Böceklerle olan döllenme. (Entomogami) Epifit: Başka türlerin üzerinde, toprakla ilgisi olmadan gelişen bitki grupları (Epiphyt) Epigeik: Açılan tohum çeneklerinin topraktan dışarı çıkması çimlenme Epigyne: Alt durumlu (yumurtalıklarda) Epikaliks: Çiçek çanak yapraklarında ikinci bir halka oluşumu. Yalancı çanak yaprak Epikodil: Gövdecik Epimatyum: Tohum tomurcuğunun bulunduğu pul yaprak. Epitet Bir taksonun türünü belirleyen sözükler. Tür isimleri Ercik: Çiçeklerde pollen torbalarını taşıyan erkek organ. Etamin Erdişi Çiçek: Erkek ve dişi organların aynı çiçekte olması hali. Hermafrodit. Monoclin Erselik Erezyon: Toprağın aşınıp taşınması Erselik: Bkz. Erdişi Estivasyon: Çiçek tomurcuğunda taç yaprakların birbirini örtüş tarzı. (Prefloresan) Eşey: Cins, cinsiyet (erkek–dişi) ''ex'' : "den", içinden anlamında bir kısaltma ''exel'' Hariç, dışında anlamında kısaltma ( Exculusus ) ''et'' Ve Etamin: Bkz. Ercik Evaporasyon: Buharlaşma Evapotranspirasyon: Buharlaşma ve terlemenin birlikte olması olayı. Evrim: Canlı varlıkların jeolojik dönemler boyunca geçirdikleri dönüşümlerin tümü. (Evolüsyon) |
Ağaç Terimleri
F
''f'' : Şekil (figura), oğul (filius) anlamında bir kısaltma Faba: Bakla Fagetum: Ormanların coğrafi yayılmasında, Kayınağacı ( fagus ) ile temsil edilen ılıman kuşak ormanları bölgesi Fakültatif: Her şartta. Her ortamda. İhtiyari Falkat Orak biçiminde (yaprak şekli) Fallogen Hücreleri Odunsu bitkilerde, kabuklarda bulunan periderm hücreleri Fanerogam Çiçekli bitkiler (Anthophyta) Fanerofit (Phanerophyt) Çiçekli bitkiler topluluğu. Veya, tomurcukları yerden en az bir karış ve daha yüksekte olan boylu, odunsu bitkiler olup; Nanafaneroitler (cüce), Mikrofaneoraitler ( küçük ), Mesofaneoritler (orta) ve Megafaneoroitler (Büyük) olarak kendi aralarında 4 gruba ayrılırlar. Faniculus Göbek bağı. Tohum taslağını plesantaya bağlayan sap. Fastigiata Dış görünüşü (Habitusu) sütun formunda olan ağaçlar Fasyes: Lokal olarak birlik içerisinde dominant ( başat ) bir türün bol bir şekilde bulunması Fenoloji: Bitkilerde tarihe bağlı olarak yapılan gözlemleri konu alan bilim dalı. Fenotip Anaç Feromon: Böceklerin salgıladıkları çekici hormonal maddeler. Feronia: Sedefotugilerden birçok işte kullanılan ağaç. (Feronia limonia, 10-15 m. yüksekliğinde bir ağaçtır. Meyvesi yuvarlak ve kalın etlidir, çiğ yenir; limonataya benzer serinletici içkisi ve pelteside yapılır; yaprakları dizanteri tedavisinde kullanılır. Feronia anoson kokulu bir esans salgılar. Bu bakımdan mide ilacı olarak kullanılır. Kerestesi sert ve sık dokulu olduğundan bir çok işte kullanılır. Feroniella: Dikenl küçük ağaççık. Uzakdoğuda yetişir (Sedefgillerden) Ferormon: Ana arının (Bey arı) salgıladığı karmaşık yapılı tükürük hormonu. Ferraria: i. (İtalyan botonikçisi Ferrari'den) Kök saplı yumrulu bitki. Yaprakları kalın ve uzunca, sapı basit veya dallı olur. (Süsengillerden) Ferraria'nın çiçekleri çok güzel olur, ama az yaşar. Afrika'da altı türü yetiştirilmektedir. Bunlardan ikisi ılıman bölgelerde limonluklarda yetiştirilir. Yaprakları kuruduğu zaman koparılan piç soğanlarla üretilir. Ferula: Bitki cinsi. Akdeniz bögesinde seksen türü yetişir. (Maydonozgillerden) Ferula sarı çiçekli, yaprakları şerit şeklinde dar parçalı otsu bir bitkidir. Ferulag: Ferula'ya benzeyen fakat ondan daha küçük bir bitkidir. (Maydonozgillerden) Fesleğen: Ballıbabagillerden, saksıda yetiştirilen güzel kokulu ot. (İlmi adı:ocimum) Yeşil renkli kokulu bir bitkidir. Yapraklarıo, kekik gibi bahar ve koku verici olarak kullanılır. Yara iyileştirici ve sinir yatıştırıcı suların bileşimine girer. Fevillea: Kabakgillerden iki evcikli tırmanıcı ağaççıklardır. Bunların meyvesi iri kabukludur. Meyvenin ortasında üçgenimsi kalın sapının üzerinde , embriyonu yağca zengin iri tohumlar bulnur. Fevillea cordifolia'nın meyvesi ebucehil karpuzuna benzer, ama biraz daha büyüktür. Bunun << yılan cevizi>> denilen tohumlarından elde edilen yağ hem çıra yağı, hemde ilaç olarak kullanılır. Fışkı: At, eşek, kır, ve bunun gibi hayvanların taze gübresi Fışkın: i.(Onamatobe) Bot. Ana sap geliştikten sonra bir bitkinin dibinden, sapla kökün birleştiği yerden çıkan sürgünlerin tümü// Bu sürgünlerden her biri// Asma kütüğünde hereğin üst tarafından biten dal. Fidan Yeni yetişen ağaçcık. Dikilmek üzere yerinden çıkarılmış taze ağaçcık. Fidanlık: Çoğaltmak ve başka yere dikmek üzere ağaç tohumlarının çimlendirdiği yer. Fide: Başka yere dikilmek üzere yetiştirilmiş körpe çiçek veya sebze Fikoeritrin: Kırmızı su yosunlarına kırmızı rengini veren ve kısa dalgalı ışıkları alma imkanı saplayan proteik boya maddesi. (Kırmızı su yosunları bu boya maddesi sayesinde 200 m. kadar derinlikte yaşayabilir; kırmızı ışık bu derinliğe ulaşamaz, kırmızı boya maddesinin topladığı ışık enerjisiyle su yosunu klorofil üretebilir. Fikoloğ: Su yosunları üzerinde inceleme yapan botanikçi Fikoloji: Su yosunları bilimi. (Algoloji'de denir. Fikolojik: Su yosunları ile ilgili olan Fikomisetler: Preme tarz suyosunlarınkine penzeyen mantarlar grubu. ( SİFOMİSETLER veya OVOMİSETLER de denen bu basit mantarların miselyomları bölmesizdir; Bunlarda yumurta hücreleri de oluşur. Fikosiyanın: Mavi su yosunlarında hatta bazen kırmızı suyosunlarıda bulunan mavi boya maddesi. Filbahar veye Filbahri: Ormanlarda veya bahçe çitlerinde yetişen beyaz, mavi ve mor çiçekli tırmanıcı sarılgan bitki. (Düğünçiçeğigillerden.) Yaprak sapları genellikle sülük şeklinde kıvrık, çiçekleri taçsızdır. Meyvesi bir sürü kapçıktan oluşur ve tepesinde genellikle tüy gibi uzun bir sorguç bulunur. Filbahırın birçok çeşidi bahçelerde yetişir. Fildişi ağaçlar: Telek biçiminde uzun yapraklı, küçük ağaççıklardır. Basit koçan şeklindeki çiçekleri erdişi, çok eşeyli veya eşeylidir. ''fil'' : Oğul anlamında bir kısaltma (Filius) Filet İpçik Filibendula: İnce köklü, sarmal meyveli bitki. Çoğu zaman toplu halde yetişir. 1-1,5 m'dir. Nemli çayırlarda yaygındır Filicales: Eğrelti otları diye bilinen çiçeksiz bitkiler takımı. (Pteridophyta sınıfının leprosporangiatae grubunda olan bu takım, sporları aynı tipte olan kara eğreltiotlarını kapsar, su eğrelti otlarını (Hydrofillicales) içine almaz. Filicium: Yaprakları eğreltiotununkini, andıran ağaççık.(Filicium decipiens; Sabindaceae familyasından) Filiform İpliksi Şekilde (yapraklar için) Filigoni: Tarihsel gelişim Filiz:: Tohumdan veya tomurcuktan çıkan körpe sürgün. Filizkıran: Mayıs ayı ortalarında çıkan ve filizleri kıran fırtına Fillit: Jeol. Yaprak izi taşıyan taş. Filoksera: Bk. Asma biti Fimbtistylis: Boğumsuz ince saplı otsu bitki. (Nemli kumsallarda kümeler halinde yetişir. Yüksekliğ 5-20 cm. arasındadır. Tropik ve ılıman bölgelerde 300 türü bulunur. Papirusgillerden) Fitin: Bazı tohumlarda bulunan fosfatlı organik madde. Fito: Bitki anlamı veren bir örnek Fitobezoar: Midede, bitkisel besin artıklarından oluşan yabancı cisim. Fitocoğrafya: Bitkilerin yeryüzündeki dağılımı ile uğraşan bilim dalı Fitoekoloji: Ortamı (İklim, toprak, canlı varlıklar), bitki örtüsü ile ilişkileri bakımından inceleyen bilim dalı. Fitohemaglutinin: Beyaz fasulyeden (Phasoofus vulgaris) elde edilen madde. Bu maddenin başlıca özelliği, uygun bir ortamda veya organizma içinde bulunan akyuvarların mitoz yoluyla çoğalmasına yol açmasıdır. Fitohormon: Bitkisel hormonlara verilen genel ad. Fitojen: Bitkisel kökenli Firoklimogram: Bir bitkinin gelişmesi için gerekli en elverişli iklim koşullarını gösteren grafik. Fitokrom: Üstün yapılı bitkilerin tane ve yapraklarında, su yosunlarının tallerinde bulunan, ışığa duyarlı boya maddesi. Bu maddeyi taşıyan tohum çok kısa bir süre 700 milimikronluk bir ışığa tutulacak olursa derhal çimlenir. Fitokrom geceleri bir çiçeklenme hormonunun oluşmasınıda sağlar. Bitkilerin çiçek açmak için fotoperyottan etkilenmesinin sebebi budur. Fitopatoloji: Bitki hastalıklarını inceleyen bilim dalı Fitosenoz: Yeryüzünün aynı özelliklerini taşıyan her hangi bir alanında yetişen bitkilerin tümü. Bu bitkilerin yetiştikleri yerin koşulları arasındaki ilişkilerden özgül bir bitki ortamı doğar. Fitososyoloji: Botoniğin bitki toplulukların ( Çeşitleri ve yaşama şartlarını) inceleyen kısmı. Fitotekni: Bitkilerin sanyi alanında kullanılmasını inceleyen bilim dalı. Fitoterapi: Hastalıkların taze veya kuru bitkilerle ve bunların özütleriyle tedavisi. Fitotosisite İlacın bitkiye zararlı olması. Olumsuz etkilemesi Fizyoloji: Canlıların ve dokuların görev ve fonksiyonlarını inceleyen bilim dalı Fizyolojik Kuraklık: Su içinde kalan bitki köklerinin yeterli oksijen alamaması sonucu, bitkilerde yaşamın durması hali Flabellaria: Yaprakları yelpaze şeklindeki fosil palmiyelerin cins adı. Üçüncü zaman ve tebeşir tabakalarında izlerine rastlanır. Flabellat: Yelpazemsi (yapraklar için) Flabellatus Flament: İplikçi. Erkek organlarda çiçek tozu torbalarını taşıyan ipliksi bölümler (Filament) Flindersia: Yaprakları meşin gibi sert ve benekli ağaç. Tesbihağacıgillerle sedefotugiller arasında bir cinstir. Floem Bitki gövde ve köklerinde bulunan ve besi suyunu organlara taşıyan borular. Soymuk borusu. Kabuk. Flora: Bitkiler dünyası. Bir bölgedeki bitki topluluğu. Bir ülkede yetişen bitkilerin tümü. Flora ile bitki örtüsü çoğu zaman birbiri ile karıştırılır. Fakat botonikçi için bu iki kavram apayrıdır. Flora: türlerin listesi Bitki örtüsü: bitkilerin bir aradaki toplu görünüşüdür. Orman, fundalık, çayırlık v.b. terimler bir ülkenin bitki örtüsü için kullanılan terimlerdir. Pek az türden meydana gelen bir çayır gayet gür olabilir fakat flora zayıftır. Buna karşılık pek çok bitki türü yetişen kayalık bir yamaçtaki zayıf bitki örtüsü ise zengin bir floraya sahip olabilir. Flores: Çiçekler Floridae: Kırmızı su yosunları alt sınıfı. Özellikle denizde yetişen bu su yosunları çiçekleri andırır. Bu su yosunlarında seliloz, oosferin uzun bir boyun, hücre aralarında noktalar, bazen her hücrede birçok çekirdek veya birçok plastlar bulunur. Bütün bu özelliklerinden dolayı bunlar, sayısı pek de kalabalık olmayan öteki kırmızı su yosunlarına karşıt sayılır. Flos: Çiçek Folia: Yapraklar Folikül Keseli bir karpelden yapılmış (Deri Meyve) Folium: Yaprak, tabaka Fontilanis: Kara yosunu cinsi. En yaygın türü güzel fontilanis'dir. Çeşmelerin ve pınarların yakınında yetişir. Forda: Toprak altında havuç ve buna benzer bitkilerin kökünde yaşayan bitki biti. Fordalar şekerli bir sıvı salgılar. Bitkiciş eşkanatlı böceklerden. Form: Şekil Formasyon Şekil alma, biçimlenme. Şekilleri birbirine benzeyen bitkilerin oluşturduğu topluluk ( Vejetasyon tipleri ) Orman, maki, step gibi.. Fosfat: Fosforik asidin tuzu veya esteri olup, gübre olarak kullanılır. Freesia: Soğanlı bitki. Avrupa'nın güneyinde bir çok türleri çiçek elde etmek için üretilir. Frenkasması: Asmagillerden tırmanıcı süs bitkisi. Bk.Ampelosis Frenkçileği: İrice, kırmızı ve kokusuz meyve veren çilek Frenkinciri: Kaynanadili, firavuninciri, hintinciri denen bitkilerin cins adı. (Kaktüsgillerden) Gövde düz ve yassı parçalar halinde eklemlidir. Bunların üzerinde dikenli kabarcıklar bulunur. Çiçekleri, değirmi taçlı ve iridir. Meyveleri çok lezzetlidir ve yenir. Frigana Akdeniz iklim kuşağının, kalkerli zeminde yerleşmiş, çalı formunda bitkiler (Garig) Fructus: Meyve (Fruktus) Frutescens: Çalımsı bitkiler. Ful: Büyük beyaz çiçekli ağaççık. (lmi adı Philadelphus). Taşkırangillerden Boyu en fazla 3 m.'yi bulur. 70 kadar türü vardır. Çiçekleri beyaz ve güzel kokuludur. Görünüşü fındık gülünü andırır. Fulya: Nergis türü Fumigantlar: Gaz halindeki ilaçlar Fumigasyon: Tütsüleme. Bu yolla yapılan arındırma işlemi. Böcekleri (yumurta, larva, nymph, pup ve ergin) dönemlerindeve diğer zararlı etmenleri (nematod, mantar, bakteri gibi) öldürmek amacı ile kapalı bir ortama (Belirli bir ısıda ve belirli miktarda) gaz halinde kimyasal bir madde ( fümigant) vermek ve belirli bir süre gazı bu ortamda tutma işlemidir. Fundagiller:: Düzgün çiçekli ağaççıklar familyası. Çiçeklerinin taç kısmı çan, çıngırak veya huni biçiminde, pembe, mor, beyaz veya yeşilimsi renktedir. Fundagillerin genellikle kapsül biçimindeki meyvesi, kocayemiş ve yaban mersininde üzümsüyemiş şeklindedir. Yenebilkir. Bazı funda cinsleri ( Funda, katmerli zakkum, açalya,) güzel çiçeklerinden dolayı bahçelerde yetiştirilir. Fundalar: İki çenekli bitişik taç yapraklı çiçekli bitkiler takımı; Fundalarla, yabani mersin, açalya, pirola, monotropa, rhodondron gibi yakın bitkileri kapsar. Fundalık: Karakteristik bitkisi süpürge otları olan, az nemli, asit ortamlı ve sert humuslu topraklarda yetişen çalımsı bitkiler. Funda Toprağı: Humusça zengin esmer renkli, ağaç parçalarının çürümesiyle oluşmuş topraklar Fungus: Mantarlar Fünüculus: Bkz. Göbekbağı (Funikulus) |
Ağaç Terimleri
G
''G'' : Dağ iklimi simgesi ( Köppele göre ) ''GA'' : Gaz halindeki tarım ilaçları Galeri Ormanları: Akarsu vadilerinde, vadi boyunca uzanıp giden, eni az boyu uzun ormanlar Galie: Mazı Galiae: Mazılar Garig: Bk. Frigana Gamet: Erkek ve dişi üreme hücreleri Gametofit: Cinsel organları taşıyan bitkiler Gammae: Bkz. Turiones Gars: Dikim Garsiyat: Dikim işlemleri Gen: İşlenmemiş, boş ekim alanı. Hücre çekirdeğinde bulunan moleküller. Irsiyet cisimleri Genetik: Genleri inceleyen bilim dalı. Katılım bilimi Gen Merkezi: Bir canlıda, genlerle taşınan özelliklerin ilk ortaya çıktığı bölge. Köken Genetaceae: Yaprakları karşıt, erkek çiçekleri tırtılsı, dişi çiçekleri tek tek olan açık tohumlu bitkiler familyası. G nateles takımının yegane familyasıdır Genus Gen): Bkz. Cins Geofitler: Kışın tomurcuklarını toprak altında koruyan; yumrulu, soğanlı bitkiler grubu.(Geophytler) Geotropizm: Yere doğru hareket, toprağa yönelim Germinasyon: Çimlenme İntaş. Gineceum: Çiçeklerde dişi organlar Ginefor: Çiçek dişi organlarını taşıyan sap Glaf: İğne yaprakların dibini saran, boru şeklinde kılıf. Glandula: Bez tüyü. Salgı tüyleri (Glandulea) Glandular Yaprak: İçinde yağ ve reçine siğilleri bulunan yapraklar Glauca: Mavi, boz renkli Glodes: Basit mantar cinsi. (Gloedas pomigane. Elma ve armutlarda görülen is karası hastalığının etmenidir). Glomeralla: i. Sphaeriales takımından asklı mantar. (Glomerella cingulata meyvelerde acı çürümeğe yol açar. Diğer türleri çeşitli tarım bitkilerinde antraknoz tipinde hastalıklara sebeb olur). Gmelina: (Alman botonikçisi G melin'in adından). Mine çiçeğine yakın bitki. Gnetales: Açık tohumlu bitkiler takımı. Bu bitkilerde mükemmel damarlar, dişicik borusu ve tepecik rolü oynayan yumartalığımsı organlar, birçok bitki taslağı meydana getirmey e elverişli bir yumurtacık bulunur. Açık tohumlular arasında kapalı tohumlulara en yakın olan bitkiler bunlardır. Bugün sadece üç cinse (ephedra, gnetum, welwitschia)indirgenmiş durumdadır. Gnetum: Karşıt yapraklı,tırmanıcı ağaççık Bazen iki evcikli olan bireşeyli çiçekleri sık ve aralıksız başaklar halinde bulunur. (Açıktohumlular alt şubesinin gnetales takımından Gotedia: Bir yıllık otsu bitki. Anayurdu Kaliforniya'dır. Beyaz ve pembe çiçekleri gayet gösterişli topluluklar halindedir. Melezleme yoluyle çok değişik renkte çeşitleri elde edilmiştir. Küpeçiçeğigillerden. Goebel: (Karl), Alman botonikçisi. (Billiğheim, Baden 1855-Münih 1932). Würzburg ve Leipziğ'de profösörlük yaptı. Bitki morfolojisi ve biyolojiyle uğraştı. Başlıca eseri Organoğrap hie der pflanzen dir. (Bitki Morfolojisi). Goethea: (Aynı zamanda botonikçi olan Alman yazarı (Goethe'nin) adından. Brezilya'da yetişen çalı şeklinde bitki. Yapraklarının kenarı düz veya dişli, çiçekleri tek tek olur.Bazı türleri süs bitkisi olarak Avrupa'da limonluklarda yetiştirilir. Ebegümecigillerden. Goher: Geç ürün veren Macaristan asması. Goi: Çinhindi'n de ağlaia cinsi bir ağaçtan (Tespihağacıgillerden) elde edilen kırmızı-esmer renkte bir odun. Golteraz: Golterin'i hidrolizleyerek temel maddesi metil salisilat olan bir esansı serbest hale getiren enzim. (Eşanl. Betülaz) Gomphocarpus: Çok yıllık bitki. (Damla damla balözü çıkaran çiçekleri beyaz şemsiye durumundadır. Akarsu kıyılarında biter. Tohumları ipekligillerden. Gompholobium: Avustralya'da yetişen bitki cinsi. Hayvanlar için zehirlidir. (Bazı türleri açık havada veya soğuk limonluklarda süs bitkisi olarak yetiştirilir. Baklagillerden. Gomphrena: Yuvarlak, toplu çiçekli otsu bitki. (Ana yurdu Amerika ve Avustralya'dır. Kuru çiçek demeti yapımında kullanılır. Horozibiğigillerden. Gonad: İçinde döl hücrelerinin gelişip olgunlaştığı organ. Erkekteki gonadlara erbezi, dişideki gonadlara yumurtalık denir. Eşanl. Eşeysel Bez Gonca, Gonce, Konca: Tam açılmamış (Çiçek) özellikle gül. Şah'ın bahçesinde gonca gü biter.(Pir Sultan Abdal) Görünce gonceyi gönlün senin küşâde olur.(Abdülhak Hamid) Gongara: Salepgillerden konuk bitki; sapı kısa,yaprakları geniş, çiçekleri oldukça iri ve aralıklıdır. Goodyera: Salepgillerden kısmen tüylü beyaz çiçekli bitki. 10-30 sm kadardır. Bodur ormanlarda yetişir. Goupia: i. (Goupia glabra). Celastraceae familyasından. Almaşık yapraklı agaç. Çiçekleri şemsiye durumundadır. Guyana'da yetişen bu ağaçtan sert bir kereste elde edilir. Bu kereste doğramacılıkta, demir yolu traversi, sandal yapımı ve su tesislerinde kullanılır. Govenia: Bir orkide türü Göbek: Kozalakta kalkan üzerinde bulunan apofiz. Marul, lahana gibi sebzelerin orta kısmı. Bazı meyvelerin dibinde veya tepesinde bulunan çökek. Buğdaygillerde tohumun meyveye bağlanma noktası. Göbek Bağı: Tohum tomurcuklarını eteneye bağlayan bölüm (Fünüculus ) Göbek döllenmesi: Çiçektozu borusunun iç göbekten yumurtacığa girmesi. Bu çeşit döllenmede çiçektozu borusu oosfere ulaşmak için yumurtacığı boydan boya geçer. Göbekten döllenmeli bitkiler için kullanılır Göbek tütün: Tütüncülükte dengin ortasından alınan tütün Göç: Tohumların dağılmasıyla bitkilerin yer değiştirmesi.// Asalak bir bitkinin gelişimi sırasında bir konaktan diğerine geçmesi.(Msl. Puccina grominis'in buğdaydan kadıntuzluğu'na geçmesi.// Yedek besin maddelerinin birkinin bir kısmından diğer kısmına geçmesi. Bir bölgenin florasında zamanla değişmeler olur. Eskiden bulunmayan bazı türler gelir, yerleşir, yayılır ve bitki örtüsü içinde hızla yer alır. Bu flora göçü tabii olabildiği gibi, insanlar tarafından da gerçekleşebilir. Gölge Ağaçları: Fazla ışıktan hoşlanmayan, tersine gölgeli ortamları yeğleyen, kayın, gürgen porsuk gibi ağaçlar. Gölge bitkileri: Az ışık aldığı halde gelişebilen yeşil bitkiler. Yoğun bir ışık bu tip bitkilerin gelişimini negatif yönde etkiler. Işık boyca gelişmeyi azaltır. Bol ışık alan dağ yamaçlarında, kırlarda bulunan ağaçlar bodur kalır. Kuytu yerlerde bulunan ağaçların boylarıysa fazla uzar. Gömlek: Soğan kabuklarının ve genellikle bütün kabukların bilimsel adı. Gönen: Halk dili. Nem. (Toprak için) nemli. Gömü: Çıplak köklü fidanların nemli topraklar içinde tutulması Gövde: Bitkiyi taşıyan, ham besi suyunu odun borularıyla yapraklara; besi suyunu da soymuk boruları ile organlara dağıtan odun yapısındaki ağaç bölümü.// Gövde çok yıllık otsu bitkilerde ve ağaçlarda havaya yükselen kısımdır. Otsu bitkilerde gövdeye sap enir. Bitkinin kökünde yaprak ve tomurcuk bulunmaz. Buna karşılık gövde ve dallar üzerinde tomurcuk denilen birtakım büyüme, yapraklanma ve çiçeklenme odakları bulunur. Gövde ve dallar uçtaki tepe tomurcuklarıyla yukarıya doğru gelişip uzar. Gövdenin gelişmesi ışıkla ilgilidir. Işık boyca gelişmeyi azaltır. Bol ışık alan dağ yamaçlarında, kırlarda bulunan agaçlar bodur kalır. Kuytu yerlerde bulunan ağaçların boyları ise fazla olur. Genç gövdede dıştan içe doğru üst deri, kabuk ve merkez silindiri diye üç kısım göze çarpar. Yaşlı gövdelerde üst derinin yerini mantarlaşmış kabuk alır. Merkez silindirde odun-soymuk demetleri ve bu ikisinin arasında büyütken doku vardır. Merkez silindirin ortasına öz, özden çevreye doğru yayılan ışınsal çizgilere özışınları denir. Gövdenin enine kalınlaşmasını büyütken doku sağlar. Büyütken doku her yıl yeni odun ve soymuk damarlar meydana getirerek gövdenin gelişmesini sağlar. Eski soymuk damarlar böylece dışa doğru itilir. Gövde kalınlaştıkça bunlar pul pul dökülür. Büyütken doku ilkbaharda çok, sonbaharda az çalışır. Kışın dinlenme durumuna geçer. Böylece ilkbaharda oluşan odun-soymuk halkası geniş ve açık renkli, sonbaharda oluşan halka koyu renklidir. Bir çif halka ağacın bir gelişme yılını gösterir. Bundan faydalanılarak ağaçların yaşı tespit edilebilir. Göz: Gelişmemiş veya olgunlaşmamış büyüme tomurcuğu Göz Aşısı: Odunsu bitkilerde, üretilmesi istenilen türden alınan gözlerin (tomurcukların) aynı cinsin yabani türüne yerleştirilerek üretilmesi tekniği ''G.R.'' : Tanecikli tarım ilaçları Grappe: Salkım Grevillea: smini İngiliz botanikçisi C.F.Greville nin adından alan, yaprakları eğrelti yaprağını andıran, sarı veya kırmızımsı çiçekli bir bitki. (Proteace familyasından) Grevia: Tırmanıcı veya düz gövdeli odunsu bitki. Çiçekleri talkım veya kömeç durumundadır. Süs bitkisi olarak yetiştirilir. Bazı türlerinin meyvesi yenir. (Ihlamurgillerden) Greypfurt: Turunçgillerden bahçelerde yetiştirilen ağacın meyvesi. Türkiye'de altıntop ve kızmemesi de denir. Portakaldan daha iri, kanarya sarısı renginde ekşi ve acımsı bir meyvedir. Çekirdekli ve çekirdeksiz çeşitleri vardır. Mükemmel bir C vitamini kaynağıdır. İştah açıcıdır. '' G.S.'' :Yağ şeklindeki tarım ilaçları Gummi: Zamk Gutasyon: Bitkilerdeki fazla suyun yapraklardan damla damla akması Güherçile: Birtakım azotlu maddeler Gürebi: Bkz. Çalakap Gymnospermae: Açık tohumlu bitkiler. Genelde kozalaksı ve iğne yapraklılar. Reçineliler Gynaceum: Karpel ve tohum tomurcuklarının bir aradaki durumu |
Ağaç Terimleri
''H'' : Yüksek yayla iklimi simgesi ( köppele göre )
Habitat: Canlıların yaşam mekanı Habitus: Bitkilerin genel görünümü. Dış görünümü. Habloid: " N" kromozomlu (yarı kromozomlu) bitkiler Hadika: Havuz (Farsça) Halofil: Tuzcul bitkiler.Tuz severler. (Halophyl) Halofit: Tuzlu topraklarda ve denizin rüzgarlarla gelen suyuna dayanıklı bitkiler grubu (Halophyt) Ham Humus: Ayrışmamış orman toprağı Haploid: Bkz. Habloid Haplont: Erkek ve dişi üreme hücreleriyle ilgili Harç: Saksı topraklarında kullanılan karışımlar Harmoni: (Armoni) Peyzaj sanatındaki anlamı "uyum yaratılması" Hastat: Alt lopları eksenden uzaklaşmış ok şeklindeki yapraklar ( Hastatus ) Haşere: Bitkilere genelde zararlı olan böcekler (Ensekta) ''hb'' : Herbariyumun kısa ifadesi Hederite:[B] Soya çekim. Irsiyet Hekistoterm: Bazı talli bitkilerin oluşturduğu, sıfır derecenin altında iyi gelişme gösteren bitki grupları Helofit: Işık sever. Açık yerlerde ışıklı ortamlarda gelişen bitki grupları. Güneş SeverBitkiler. Kışı rizom ve stolonları çamur veya su altında; gövdeleri ise su üstünde geçiren bitkiler Hemerochor Bitkiler:[ Doğal olmayan, bilerek veya insan aktiviteleriyle taşınmış bitkiler. (Homeros – Evcilleşmiş ve Chaa= yayılmak'tan) Hemicryptophyt: (Hemikrifitofit) Çiçek taşıyan toprak üstü sürgünlerinin bir vejetasyon sürecinde canlı kalmasına karşın, toprak düzeyindeki rozet yapraklarının canlı kaldığı çok yıllık otsu bitkiler Hep yeşil: Herdem yeşil kalan. Yapraklarını dökmeyen (evry green) Herba: Ot Herbaceae: Otsu bitkiler. Otsul Herbaprennial: Çok yıllık otsu bitkiler Herbariyum: Bitki örneklerinin saklandığı; ısı, ışık ve nem oranları ayarlı, kapalı, yerler. "hb" Herbaryum: i. (Lat. herbarium) Botanik incelemeleri yapmak üzere dikkatle baskı altında kurutulmuş, etiketlenmiş ve adlandırılmış bitki parçaları koleksiyonu./ Bitkileri gösteren resim koleksiyonu./ Bitkileri tanıtan eser. Herbivor: Otçul. Otseven Herbiye: Kurutulmuş bitki örnekleri Herek: Bitkilere destek için, yanlarına dikilen sırık. Hermafrodit Bkz. Erdişi çiçek Herek: i. Halk dili. Fidanların veya bitkilerin dibine kakılarak bağlanan kazık. Herkogami: Çiçektozlarının tepecikte birikmesini önleyen ve böylece çiçeğin kendi kendisini döllemesini imkansız kılan anatomik engel ve düzeneklerin tümü. Hermonia: i. Yapraklarını dökmeyen ağaççık; çiçekleri koyu ve sarı turuncu renktedir. (Tropik bölge birkisi olan hermannia Avrupa'da süs bitkisi olarak yetiştirilir). Sterculiaceae familyasından. Hesperantha: i. Süsengillerden soğanlı bitki; ixia'lara benzer. Afrikada yetişen kırk kadar türü vardır. Hesperethusa: Çok gösterişli süs bitkisi;Asya'da yetişir.(İlmi adı Hesperethusa crenulata. Sedefotugillerden). Hesperis: i. Frenk menekşesinin latince cins adı. Hesperoyucca: i. Zambakgillerden yucca'ya yakın bir süs bitkisi.(İlmi adı: Hesperoyucca W hipplei). Heteretrop: Hiç bir ucu göbek sayılmayacak durumda olan bitki embriyomu Heterococcales: Sarı su yosunları takımı; göllerde yetişen bu yosunlar, botrydiopsis gibi protococcus'lara yakın türleri kapsar. (Bu su yosunlarında zoosporlar güzeneksizdir;bununla beraber kesin bir ışığa yönelim gösterirler. Bazı türlerinde gemontları andıran iki çekirdekli kistler görülür. Heterocontae: Bir hücreli su yosunları sınıfı. Heterofili: Bir bitkinin yapraklarında bulunduğu ortama göre belirten çok şekillilik. Hetorofinin klasik örneği su oku bitkisinde görülür. Su oku bitkisinde suyun içinde bulunan yapraklar şerit şeklinde, suyun yüzeyindekiler değirmi, havadakiler ok gibidir. Heterofitizm: Aynı sporlu bitki üzerinde oluşan bütün dörtlü sporları çimlendikten sonra yalnız bir çeşit gamet meydana getiren organizmanın durumu. (Sırf erkek gametli bitki meydana getiren sporlu bitkiler olduğu gibi, sırf dişi gametli bitki meydana getiren sporlu bitkilerde vardır. Heterogametlilik: Bir kısmı erkek, diğerleri dişi olmak üzere birbirine eşit sayıda iki çeşit gamet oluşumu. Heterogester: Kül renginde küçük bit. (Çayırlarda kısa çiçekler üzerinde, özellikle miskotu ve ısırganlarda görülür ; heteroptera takımının iygeidae familyasından). Heteroplsti: Başka türden bir canlıdan alınan bir parçayı bir başka canlıya nakletme ameliyatı. Heteropteris: i. Malpighiaceae familyasından bitki cinsi; karşıt yapraklı, salkım çiçekli ağacçıkları kapsar. Tropik Amerik'da 80 kadar türü yetişir. Bir kısmı Avrupa'da limonluklarda yetişir. Heterosis: Mavi su yosunlarının hücre telleri üzerinde yer yer rastlanan ,ç, sarı iri hücre; yanlış olarak uzun süre üreme hücresi sanılmıştır. . Heterozigot Hücrelerinde belli bir karaktere ait iki alel gen taşıyan varlık. (Bir heterozigotta bir başka gen ile onun çekinik alel'i bulunur. Yalnız başat gen belirti gösterir. Heuchera: Çok yıllık otsu bitki. (Büyük kısmı bahçıvanlıkta çeşitli amaçlarla kullanılır, bahçe süsü yapılır, kesimlik çiçek üretilir. Çiçekleri çok süslü, yeşilimsi veya firfiri beyaz renkte, salkım şeklinde olur. Başlıca türleri; Heuchera villosa, H.micrantha, H.Americana, H.Senguinea. Taşkırangillerden.) Hevenk: bot. Salkım veya kömeç şeklinde iri çiçekli; iri kalın bir sapın üzerinde bulunan genellikle bir eşeyli çiçeklerden oluşur; olgunlaşınca çiçeklerin yerini meyveler alır: Muz hevengi. Herbisitler: İstenmeyen otları öldürücü kimyasal ilaçlar ( Herbesit ) Heterositili Aynı türün değişik çiçeklerinde dişicik borusunun değişik boyda olması durumu Heterosporlu: Çok çeşitli sporları olan organizmalara denir. Bazı su eğreltilerinde (Msl. Marsilla cinsinde) farklı görünüşte iki spor oluşur. Bir çeşidinde erkek ön çim, bir çeşidinde dişi ön çim meydana gelir. Ciğer yosunu (marçhantia) veya at kuyruğuna (equisetum) heteresporlu denmez. Çünki bunların sporları aynı biçim ve görünüştedir. Bunlarda ancak meydana gelen önçimlenme farklı olur. Heterostil: Heterostillik karekteri gösteren. Heterostillik: Dişicil borularının uzunluğunda eşitsizlik. Bir bitki türünde en az iki çeşit çiçek bulunurda bunların bir kısmı, tepeleri erkek organlar hizasında kalacak şekilde kısa, diğer kısmı erkek organları geçecek şekilde uzun olursa (Bazı çuha çiçeklerinde olduğu gibi) o birkide heterostillik var denir. Heterovejatatif: Çeşitli aşı ile üreme Hezir: Eski bir arazi ölçüsü birimi. Dönümün üçte biri. Hınzır: Bot. Eski dilde Hınzır ekmeği; yermantarı. Hidatot: Bitkideki suyu dışarı atmaya yarayan mikroskopik bir organı ifade etmek için Haberland'ın uydurduğu kelime. Hibrit: Genetik yollarla elde edilen alt türler. Melez. Hidrofil: Su sever (Hydro phyl) Suya düşkün; su soğuran// Bazı sıvıların içine konunca şişen koloidal maddelere verilen sıfat. Eşanl. Liyofil. Hidrogenez: Su kaynaklarının ve akarsuların araştırılmasını, borularla iletilmesini ve değerlendirilmesini konu alan bilim dalı. Hieracium: Bileşikgillerden bitki cinsi. Çok yıllık otsu bitkidir. Üzeri yün görünüşünde yıldız yıldız tüycüklerle kaplıdır. Genellikle sarı olan çiçekleri kiremit dizisi halindeki bir bürgü içinde toplu bulunur. Meyvesi kirli beyaz renkte bir sorgucun üstündedir. Tüylü yapraklarından dolayı <<fare kulağı>> denilen Hieracium pilosella en yaygın olanıdır. Bunun kökü çignenirse tükürük çoğalır. Susuzluk giderir. Altın hieracium (H.aurantiacum) Alp dağlarında yetişir. Firfiriye çalan turuncu çiçeklerinden dolayı bahçelerde yetiştirilir. Hierochloa: Sürüngen gövdeli bitki; çiçekleri sorguç biçiminde, mor, sarı ve beyaz renkte olup; otlaklarda yetişir. (Buğdaygillerden) Hieroglyphus: Hindistan'da buğdaygillere ve piriç (Çeltik) lere zarar veren çekirge. Hidrofit: Su sever bitkiler. Kışı, rizomları su dibinde, gövde ve dalları su üstünde yüzerek geçiren bitki grupları ( Nilüfer gibi ) Hidrogami: Tozlaşmanın sularla yapılması olayı Hidrolik: Suyla ilgili Hiflimantarlar: Blş. çoğ. i. Nasıl üredkleri iyi bilinmeyen basit mantarlar. Bazı küfler bunlar arasında sayılır. Higro: yun. hygros, nemli kelimesinden alınan ve birçok kelimenin bileşimine giren ön ek Higrofil: Nem sever ( fr. hygrophile'den9) Nemli yerlerde yetişen bitki için kullanılır. Higrofit: Nem sever bitkiler Higroskopik: Suyu emen, su tutan Higroskopik su: Toprakta tutulan su. Hilum: Fanikulusun ovül ile birleştiği yer Himenyum: Mantarda sporları meydana getiren tabaka Hindibaba: Geniş gömeçler halinda bileşik mavi çiçekli bitki. Kumsal ve taşlık yerlerde kendiliğinden yetişir, birçok türü sebze olarak tüketilir. Bileşikgillerden. Chicorium ışıktan korunan nemli yerlerde yetiştirilirse yapraklar dar ve uzun olur: bu çeşit hindibabalara Brüksel hindibabası (Chicorium endivia) denir. Yaprakları sebze olarak kullanılır. Bir başka türünün (Chicorium intybus) kökünden kahve yapılır. Kurutulduktan sonra kavrularak öğütülen köklerden elde edilen kaba toz, gerek kokusu ve tadı, gerekse ucuzluğu dolayısıyla bazen kahveye (özellikle sütlü kahveye) yapılırken karıştırılır. Hindibabagiller: Dilsiçiçekli bileşikgiller alt familyası. Bütün hindi babagiller sütlü bir sıvı salgılar; bu sıvı az veya çok olabilir. Çiçeklerinin taç kısmı sarıdır ve taçın bir yanı dil gibi uzar. Bu bitkiler hem kuvvet verici hem de acıdır. Büyük bir kısmı sebze olarak kullanılır. Bir kısmından ilaç yapılır. Hayvanlar hepsini seve seve yer. Başlıca çinsleri; Hindibaba, marul, yabani hindibaba, yabani marul. Hint armudu: İlmi adı; Psidium. Mersingillerden. Hint armudunun birçok türü vardır. Psidium guayava, P.araca, P.cattleyanum. Bunların hepsi meyve veren ağaçlardır. Hint ayvası: Pullu annonanın meyvesi. Hint kirazı: Hint kirazı agacının meyvesi. Çekirdeği az çok lifli, iri bir şeftali biçimindedir. Çiğ yenilebileceği gibi reçeli ve marmelatı da yapılır. Hint kirazı Ağacı: Antepfıstığıgillerden ağaç türü (Mangifera indica). Kabuğu esmer, kalın ve pürtüklü, yaprakları temrensi, çiçekleri küçük ve kırmızımtraktır. Meyveleri iridir. Hint Darısı: Boyu 4 metreyi bulan otsu bitki. Afrika'da önemli bir tarım bitkisidir. (İlmî adı; Sorgum. Buğdaygillerden Hint yağı: Hint çiçeği bitkisinin tohumlarından çıkarılan renksiz ve kokusuz yağ. (Hekimklikte müshil olarak kullanılır) Hipantiyum: Çukur şekilde çiçek tablası Hiperparazit: Bir asalakta asalak yaşayan canlı varlık. Msl.Darluca filum; vredinales takımından mantarların hiper parazitleridir. Hippeastrum: Güzelhatunçiçeğigillerden bitki cinsi; soğanlı, şerit yapraklı, şemsiye çiçekli bitkileri kapsar. Hipodermis: İç deri Hippophae: Sarı yaprakları gümüşü tüylerle kaplı, dikenli ağaççık. (Çiçekleri taçsız olan bu ağaççıklar çit bitkisi olarak kullanılır) Hippuris: Otsu su bitkisi. (Hippuris Vulgaris) Kökü sürünge, saplarının içi deliktir; sığ sularda biter. (Hipporidaceae familyası) Hipogeik: Çimlenen tohumlarda, çeneklerin toprak içinde kalması durumu Hipokodil: Çeneklerin çıktığı nokta ile kökboynu arası Histoloji: Doku bilim Hodan: Eski dünyanın ılıman bölgelerinde yetişen bir yıllık veya çok yıllık otsu bitki. (İlmi adı borrago. Hodangillerden) Hodan'ın en iyi bilinen türü bir yıllık otsu bir bitki olan şifalı hodandır. (Borrago officinalis) Çiçekleri çoğu zaman mavi mavi, nadiren beyaz veya pembe olan bu bitki bütün yaz ard arda çiçek açar. Bütün toprak üstü kısımları(yapraklar ve dalları) sert dikenlerle kaplıdır. Hodan özellikle terletici ve sidik söktürücü ilaç olarak kullanılan bir bitkidir. Sebze olark pek az önem taşır. Hodangiller: blş.coğ. i. Üzeri sert dikenciklerle kaplı çiçekli bitkiler familyası. Tozlaşmaları böcek ve karıncalarla olur. (Hodanlar takımından) Hodngiller arasında otsu ve ağaçsı bitkiler, hatta ağaçlar bulunur. (Hodan, karakafesotu, engerekotu, havacivaotu, unutma beni, bambulotu). Bunların bir kısmı hekimlikte ve sanayide kullanılır. Holboellia: Zardibalceae familyasından tırmanıcı sarmaşık veya ağaççık. Beş türünden üçü süs bitkisi olarak kullanılır. Bunlardan biri Holboellia latifolia'dır. Adını Danimarkalı botanikçi F.L. Holboell'in adından almıştır. Holo: Çok, hepsi, tamamı ''holo'' : Holotipin kısaltılmışı (Holotyphus) Holotip: Bütün tipler Homeria: Süsengillerden soğanlı bitki. Çiçekler kırmızı veya sarı olur. Momeria collina türü soğuk limonluklarda yetişir horozcukotu: Yaban teresinin yaygın adı. (Lepidium campestris) Tüzsüz, almaşık yapraklı bitkilerdir. Küçük sarı veya beyaz olan çiçekleri dalların ucunda salkım halinde toplu bulunur. Meyvesi çok küçük keçi boynuzu biçimindedir. Bahçelerde yetiştirilene çayır teresi denir. Horozgözü: Bir veya çok yıllık otsu bitkidir. bazılarının boyu 1 m. yi bulur. diğerleri küçük ve çimesidir. Genellikle çorak yerlerde yetişirler. İlmi adı Sesili. Maydonozgillerden. Horozibiği: Koyu kadife kırmızısı rengindeki çiçekleri horoz ibiğini andıran süs bitkisi. (Amaranthus. Horozibiğigillerden) Horozibiğigiller: Ispanakgiller takımından bitki familysı. Yapraklar basit ve almaşık çiçekler başak-demet veya salkım halinde bileşik ve topludur. Meyvesi zardan bir kapçıkl kaplıdır. İçinde yassı bir tohum bulunur. Bu familyadaki bitkilerin çoğu otsu veya dibi odunsu bitkilerdir. Horozmantarı: Yenir bir cins mantar. BK. Kantharellus: Horizun: Yatay Horizontalis: Yatay dallanan, görünüşü yuvarlak formlu olan ağaçlar, bitkiler ''hort'' : Bahçe, bahçelerin anlamında bir kısaltma (Horturom) Horti: Bahçe, bahçevan Hortikültür: Bahçe veya bahçıvanlıkla ilgili Hosta: Zambakgillerden bitki cinsi. Güzel çiçek ve yapraklarından dolayı öbek, bordür ve tark şeridi halinde yetiştirilebilir. (Balıca türleri; Hosta Plantaginea, H.Siebodiana, H.Fortunei, H.Cevrela v.b gibi) Hovea: İki çenekli, yuvarlak badıçlı ağaççık. Hoya: Karşıt yapraklı, şemsiye çiçekli çalı. Tohumlarıiplikligillerden. Huminleşme: Toprakta organik maddelerin parçalanıp bu ürünlerin birleşmesi sonucu koyu renkli kolloid maddelerin oluşması Humit iklim: Bol yağışlı olmasına karşın, buharlaşma ve terlemenin (evapotranspirasyon) az olduğu iklim tipleri Humus: Mikroorganizmaların etkisiyle ayrışmış, siyah renkte, bol organik madde içeren zengin topraklar (Hümüs, Ümüs) Huş ağacı: Kuzey yarıkürenin soğuk ve ılıman bölgelerinde yetişen ağaç veya ağaççık. Otuz kadar türü vardır. Yüksek enlemlerden hoşlanır. Bununla beraber kuzey'e çıktıkça bodurlaşır. 72.nci dereceye doğru (72°) yetişmez olur. En çok bilinen türü siğili huş ağacıdır. (Betuk verrucosa) Boy 10---25 mt. arasıdır. Kabuk 3-4 yaşına kadar esmer ve kayga. sonra gümişi beyaz olur. Yaşlı ağaçlarda siyahımsı ve çatlaktır. Yapraklar küçük, hafif ve hareketli dalcıklar sarkık, yaprak döküntüsü azdır. Kurumuş yapraklarını koyun ve keçiler zevkle yer.Çok bol ve tatlı olan özsuyundan şeker ve alkollü içki elde edilebilir. Huş ağacı her türlü toprakta, hatta en zayıf toprakta bile yetişir. Huşağacıgiller: Ağaç veya ağaççık familyası. Bu familyadaki bitkilerde tozlaşma ve tohumların yayılması genellikle rüzgarla sağlanır. (Huş ağacı, kızılağaç, gürgen v.b. gibi) Kayınlar takımından. Hünsa: Hem erkek, hem dişi (Hermafrodit) Hygroskopik: Nem tutar, nem çeker. Hygroskopik su: Toprağın partikülleri tarafından emilen toprak suyu (Higroskopik su) 30-10-2006 |
Ağaç Terimleri
İ
Işık Ağacı: Işık gereksinimi fazla olan veya "Işık Sever" ağaç türleri. (çam, meşe, kavak, Huş gibi) ''ibid'' : Aynı yerde, yörede anlamında kısaltma (İbidem) ''ic.'' : Resim anlamında kısaltma (icon) İç pul: Bkz. Karpel İç zar: Çiçek tozu zarının iç katı ''ie'' : Yeni anlamında kısaltma (idest) İğne Yaprak: İbre yaprak. Çam, Ladin, köknar, porsuk gibi ağaçların ince uzun yaprakları İki evcikli: Erkek ve dişi çiçeklerin ayrı ağaçlarda bulunması İki sıralı sarmal: Bir sürgün üzerindeki tomurcuklara karşılık iki çizgi üzerinde şaşırtmalı diziliş (yapraklar için) Almaçlı, almaşık. İlkah: Döllenme. Dişi üreme hücresiyle erkek üreme hücresinin birleşmesi İmmün: Bağışıklı İmmün bitkiler: Zararlılara karşı bağışıklı bitkiler İmparipennat: Tek sayılı tüysü yapraklar İmperfekt Çiçek: Eksik çiçek ''in.'' : İçinde anlamında ek İnfiltrasyon: yağışların toprağa girmesi İnfloresans: Çiçeklerin kuruluş durumları, çiçek kurulu İnformal: Formları doğal olan bitkiler. İnsan eliyle forme edilmemiş olanlar ''in.obs'' : İzleyerek anlamında kısaltma (in observatione) İnsektisit: Böceklere karşı ilaç İntaş: Çimlenme (Arapça) İntegar yaprakları: Düz veya tam kenarlı yapraklar İntegüment: Tohum taslağının üzerindeki, nusellusu çevreleyen tek veya çift örtü İnternal: Reçine kanallarının sadece iç deriye değmesi durumu İnternod: Dal ve sürgünlerde iki nod arası, yıllık büyüme ve uzama. İki nod arası bölüm İntrazonal topraklar: İklimin, anakayanın ve bitki örtüsünün etkileri ile oluşmuş ve oluşmakta olan topraklar. Kuşak içi topraklar, Humuslu , orman toprakları, turbalar gibi İnvolukrum: Zarf, kılıf, bürüm İstiğmat: Çiçekte dişicik borusunun tepe bölümü İrregüler: Ağaçların informal manzara formlu olması İrreversbi: İnformal olabilir İsochilus: Amerika'nın tropik bölgelerinde yetişen konuk orkide. (İsochilus linearis). Sıcak limonluklarda da yetişir. İsoetes: Eğreltiotuna ve Atkuyruğuna benzeyen küçük bir bitki. Göl kenarlarında yetişir. (Eğreltiler şubesinden kibritotları takımının isoetacea familyasının örnek tipi). Yer altı gövdesi çok kısadır.Yumru şeklinde şişkin olan bu kısa gövdenin üzeri saç gibi sık köklerle kaplıdır. Gövdeden yukarı uzun, dar ve içi boş bir çok yaprak çıkar. Bazılarının dibinde erkek, bazılarının dibinde dişi sporları meydana getiren spor keseleri bulunur. İsolama: i. Gesneriaceae familyasından çok yıllık otsu bitki. Kök sapı sürüngen, yaprakları karşıt, bazen tüylü, çiçekleri genellikle kırmızı veya turuncu salkımlar halindedir. İsoplexis i. Yapraklarını uzun süre dökmeyen ağaççık. Yaprakları mızrak gibi ince uzun, çiçekleri altın rengindedir. Kanarya adalarında yetişir. Başka ülkelerde süs bitkisi olarak değeri vardır. (Sıracaotugillerden) İsopyrum: Bir veya iki yıllık otsu bitki; gövdesi çok ince uzun, yaprakları çok parçalıdır.; beyazımsı ve küçücük çiçekleri yaprakların koltuğundan veya dalların ucundan çıkar. Kapsül şeklindeki meyvesinin içinde çok sayıda tohum bulunur.( İlmi adı İsopyrum thalisroides) Düğünçiçeğigillerden. İspagule: i. Sinirotugillerden Plantago decumbens'in tohumu. (Çok helmeli olan bu tohumlar dizanteriye ve müzmin kabızlığa karşı kullanılır. İtboğan: blş.i. Bir cins çiğdem İtea: i. Almaşık yapraklı, salkım çiçekli ağaç veya agaççık; Kuzey Amerika ve Orta Asyada yetişen beş altı türü bilinmektedir. (İtea Virginia süs bitkisi olarak bahçelerde yetiştirilir. Taşkırangillerden. İtdili: blş.i. Otsu bitki; yaprakları almaşık, çiçekleri kırmızımsı, morumsu,sapları tüycüklüdür. Boyu 0,20-1 m kadardddır; dağlık bölgelerde nemli korularda yetişir. (Hodangillerden) İzogamet: Birbirine benzer gametler. Eş üreme hücreleri İzogami: Benzer gametlerin birleşmesi 30-10-2006 |
Ağaç Terimleri
J: Sıralamave sınıflandırmada sayı yerine kullanıldığı zaman 12 yi(Veya 13 ü) gösterir.
J:J akım şiddedini gösteren i'nin yeri,ne kullanıldığı zaman sanal birimi ifade eder. J: Metrol; İş ve enerji birimi ve ısı miktarı birimi olan Joule'nin sembolüdür. J: Fonetik(Ses bilgisi) Sesi sızmalı katı bir diş eti, ünsüzdür. Türkce kelimelerde bulunmaz. Türkçeye sonradan giren kelimelerde görülür; Jandarma, jüri, plaj, staj v. b. Jale: Sabah çiçek ve yaprakların üzerinde görülen su damlacıkları. Jelitürbasyon: Birbirini izleyen don ve çözülme olaylarının etkisi altında toprak parçacıklarının yer değiştirmesi Jeloz: Çin yosununun büyük bir kısmını meydana getiren, çeşitli yosunlardan çıkarılan jelatin kıvamında madde Jeobotanik: Bitkilerin yeryüzündeki dağılımını inceleyen bilim dalı Jeofitler: bkz. Geofitler Jeotropizm: Bkz. Geotropizm Jimnosperm: Bkz. Gymnospermae Jipsofit: Jipsli topraklarda yaşayabilen bitki formları Juanuloa: Tropik Amerika'da yetişen süs bitkisi. Yerda yetişen dik gövdeli bir bitkidir, Görünüşü bodur bir ağacı andırır. Dalları sarmaşık, yaprakları meşinsi gibi sert ve düz kenarlı, meyvesi üzümsüdür. Jubeea: Şili'de yetişen ve tohumları yenebilen palmiye. Tadı hindistan cevizini hatırlatır. Juğlon: Cevizin yeşil kabuğundaki a-hidrojun'un yüksletgenmesiyle elde edilen ve sarı iğneler halinde billurlaşan hidroksinattokinon. ( Alkali çözeliti menekşe rengindedir.) Eşanl, Juglandin Jüt: Corchorus adlı bitkinin sapından elde edilen dokuma lifi. Ihlamurgillerden olan Corchorus'un bu amaçla yetiştirilen iki türü vardır. Corhorus olitorius ve C.capsularis. Jüt elde edilen Corshorus 2-4 m yüksekliğinde bir yıllık bir bitkidir. Juvenilsular: Yer katmanlarının derinliklerinden gelen genelde sıcak ve mineral sular |
Ağaç Terimleri
K
Kabak: Sürüngen gövdeli sebze ve süs bitkisi. (İlmi adı cucurbita; kabakgillerden) Kabak türleri. Helvacı veya kestane kabağı (Cucurbita maxima) iri kabak türüdür.// Bal kabağı. Çok tatlı ve unludur.// Sakız kabağı. (Cucurbita pepo) Yemeklik olarak yetiştirilir. 15-30 cm boyunda, beyaz kabuklu makbul bir kabaktır. İstanbul maltepe sakız kabağı en iyisidir.// Yeşil girit kabağı// Siyam kabağı (Cucurbita lufta).// Asma kabağı (Lagenaria) Kabarcık: Bazı bitklerin sap ve yapraklarında görülen bir çeşit küçük çıkıntı.// halk dili. Bir çeşit üzüm.// Taç yaprakların yüzeyinde bulunan ve bu yapraklara kadife görünümü veren üst deri pütürleri. Kadehçik: Pelit gib,. meyveyi taşıyan çanakçık.Meyvelerin alt tarafında bulunan yüksük şeklindeki çukur organ Kadıntuzluğu: Çitlerde, orman açıklıklarında yetişen ağaççık.; kırmızı, buruk ve ferahlatıcı meyveleri vardır. İlmi adı berberis. (Kadıntuzluğugillerden) Eşan. Sarıçalı Kadifeçiçeği: blş.i. Bir yıllık, çok dallı otsu bitki; çiçekleri kömeç durumunda, sarı, turuncu, bazen esmer veya çeşitli renkte olur. (İlmi adıo tagetes. Bileşikgillerden) Hint karanfili veya hint gülü de denen kadifeçiçeği, çoğu zaman bahçelerde yetiştirilir. Tohumlar martta yastıklara ekilir. Mayıs ortasından haziran ortasına kadar esas yerlerine götürülür. Çok geç çiçek vereceği halde doğrudan doğruya yerine ekildiğide olur. Çok güneşleme isteyen kadifeçiçekleri bir alanda topluca yetiştirildiği gibi kenar süsü olarakta yetiştirilir. Kadsura: i.(Japonca) Almaşık değirmi yapraklı sarmaşıcı ağaççık. Çiçekleri yaprakların koltuğundan çıkar ve tek tek bulunur.(Manolyagillerden) Kaempferia: Zencefilgillerden uyarıcı niteliği olan bitki. Yumrulu kök saplı ve çok yıllık otsu bir bitkidir. Yaprakları dipten yani çotuğundan çıkıyor gibi görünür. Kuvvetli uyarıcı özelliği vardır. K.rotunda, k.kirkii limonluklarda yetiştirilir. Kağıtdutu veya Kağıt agacı: Kabuğundan kağıt yapılan ağaç.(İlmi adı Broussenetia pappyrifera) Kahkaka çiçeği: Uçları mavi çizgili beyaz çiçekler açansarmaşık türü. Bahçelerde süs bitkisi olarak kullanılır. (İlmi adı Convulvulus persicum) Çitsarmaşığıgillerden. Kahve: Kökboyasıgillerden bir ağaç (coffea). Yirmi kadar türü bulunan bu ağacın en önemlisi Arabistan kahvesidir. (coffea arabica.) // Aynı ağacın çekirdeği// Kahve çekirdeklerin kavrulup dövülmesi veya öğütülmesiyle elde edilen toz// Kavrulmuş kahve çekirdeklerinin veya bunlardan elde edilen tozların suda kaynatılması ile elde edilen içecek// Kahve, çay, ıhlamur v.b. gibi şeylerin içildiği yer. Kalaz: İç göbek Kalaza: Yumurtalıkta nusellusun taban bölümü Kalem: Bitkilerden alınan parça (Göz) Kalem Aşısı: Daha çok süs bitkilerinin üretilmesinde uygulanan; yüksek boylu süs bitkilerine, sarkık formlu ( pendula ) türlerin aşılanmasında tercih edilen ve çeliklerle yapılan bir aşılama türü Kalensöve: Bitki köklerinin ucunu örten, yüksük şeklindeki koruyucu kılıf (yüksük) Kalevi: Alkali, bazik. Asit karakterli olmayan. PH< 5,5 olan. Kaligrafi: Ağaçların kış hali. Yapraksız habitusu, çıplak görünümü Kaliks: Bkz. calyx Kaliptra: Köklerin ucunu örten yüksükçük Kaliptrojen: Kaliptrayı doğuran meristem doku Kalkan: Çam kozalaklarında, kozalak pulunun kalınlaşmış olan uç kısım (Apofiz) Kalkan Aşısı: Ağaç kabuğunun " T" harfi şeklinde açılarak yapılan aşı yöntemi Kalkisol bitkiler: Kireçli topraklarda yetişen bitkiler Kallus: Yaralanmalarla oluşan dokular. Yara dokusu aşılamalarda, çeliklerin alt uçlarında paransim hücrelerinin düzensiz bir şekilde yığılmalarıyla oluş dokular Kambiyum: Kök, gövde ve dalların kalınlaşmasını, büyümesini sağlayan, ağaç kabuğunun hemen altında yer alan sürgen doku. Doğurgan doku Kamefit: Bkz. Chamaephyt Kameofit: Bkz. Chamaeophyt Kampanulat çiçek: Çanak yaprakları çan şeklinde çiçekler Kampilotrop Nusellus'un değişik şekillerde kıvrıklığı Kompost: Turba, yaprak çürüntüsü, kum, perlit v.b. malzemelerin karışımı Kapalı tohumlular: Bkz. Angyaspermae Kapçık: Bkz. Arillus Kapilarite: Toprakta ince damarlar oluşması, Kılcallık Kapillar Su: Toprak zerreleri arasındaki su Kapitulum: Kömeç baş. Bileşikgiller familyasının tipik durumu (Tablalı baş) Kaplı Fidan: Torba, saksı, kutu v.b. içinde, dikime hazır fidanlar Kapsul Meyve: Açılır meyve. Birden çok korpelden oluşan genelde kuru meyveler Karasallık: Sıcaklık ekstremlerinin görüldüğü kara iklimi Karıklar: Arazi sulaması için, eşyükselti eğrileri doğrultusunda, 30 – 120 cm. aralıklarla 10 – 15 cm derinlikte açılan çizgiler Karpel: Çiçeklerde meyve yaprak (Carpel) Karunkula: Tohumun tepesindeki etli çıkıntı Karyopsis: Tohumu koruyan (perikarp) bölümün ince olduğu ve tohum zarı ile kısmen kaynaşmış, yumurtalığın üstte yer aldığı, kanatsız, tek tohumlu, açılmayan kuru meyveler Kastanetum: Kestane ağacının yetişme ortamı ile ilgili olarak ve kestane ağacı ile temsil edilen ılıman bitki kuşağı (Kestane zonu, kestane rejionu) Katlama: Bazı sert kabuklu tohumların, nemli kum içinde, bir kat kum, bir kat tohum şeklinde + 5 ºC de 1-3 ay bekletilerek çimlenmenin kolaylaştırılması metodu Kaymak: Yağmurdan veya sulandıktan sonra kuruyan toprağın üzerinde oluşan ve toprağın hava ile temasını kesen kabuk Kentsel Biyotoplar: Kentlerdeki canlı yaşam alanları Kedicik: Uzun ve salkım halinde aşağı sarkık çiçek kuruluşu (söğütler gibi) Kestane Toprağı: Ağaç kalıntılarının çürümesiyle oluşan esmer renkli humuslu topraklar Kılcallık: Bkz. kapilarite Kısa Sürgün: İnternodları birbirine 2-5 mm. olan sürgünler Kış Tomurcukları: Vejetasyon periyodu sonuna doğru normal renk ve büyüklükleri olan ve sürgünlerin üzerinde cins ve türüne özgü bir diziliş gösteren tomurculuklar Kil: Çapları 0.002 mm.den küçük, su ve besin tutan topraklar Kimera: Aşı melezleri Kirizma: Toprağın 2 pulluk derinliğinde, en az 40. cm işlenmesi Klamidospor: Bazı mantarlarda oluşan kalın çeperli, ortam koşullarına dayanıklı eşeysiz Sporlar Klimaks: Bitki topluluklarının kendinden evvelki evrelerine dönüş yapmadan, devamlı ilerleyerek en mükemmeli bulup, burada karar kılması ( Doyum ). Bitki topluluklarında klimaks ormandır. Klima: İklim Klimatoloji: İklim bilim Klon: Genotip. Vejetatif olarak üretilip genetik bakımdan tıpatıp ana'ya benzeyen, kökeni tek bir birey olan bitkiler. Klor: Yeşil Klorofil: Bitkilere yeşil rengi veren madde Kloroplast: Yeşil renk hücreleri klorofil hücreleri Kloroz Yaprakların klorofil kaybederek sararması olayı. Sararma Kodominant ağaçlar: Bulunduğu ağaç topluluğunun boyca üstünde olup, egemen ağaçlarla beraber tam ışık alan, yanlardan ise daha az ışık alan, orta büyüklükteki ağaçlar. Kohezyon: Topraktaki moleküllerin birbirini çekme özelliği (bağlanış kuvveti) Kokus: Bir parçadan ayrılan KolchikKolşik): Doğu Karadeniz iklim özelliğine sahip Kolivyal Topraklar: Yerli toprakların arasına, taşınarak gelmiş maddelerle, karışmış topraklar Kollenchim (Kollenşim) : Pek doku Koloid: Çok ince taneciklerden oluşmuş ( un gibi ince ), sıvı içinde erimeyip asılı kalan,kristal olmayan maddeler. Kloroz: Yapraklarda hastalık nedeniyle sararma Kokus: Bir parça halinde ayrılan Kolşik: Bkz. Kolcik Koltuk altı tomurcuğu: Yan durumlu tomurcuklar Komensalizm Birbirine zarar vermeden, bilakis yardımlaşmak suretiyle, iki ve daha çok bitkinin ortak yaşama biçimi Kompost Çürütülmüş organik maddelerden (idrar, dışkı gibi) oluşan bir gübre türü Kompoze gübre: Potaslı, fosfatlı, azotlu, demirli v.s. karışık gübreler. Konidi (Chonidium): Mantarlarda çeşitli renk ve şekilde eşeysiz sporlar Konifer: Kozalaklı bitkiler. Çamlar, ladinler gibi [B]Kondinental: Karasal- kıtasal (continental) Kontrast: Peyzaj sanatında " zıtlık yaratılması" Konukçu: Üzerinde parazit veya zararlı böcek barındıran bitkiler Koparma Çeliği: Kozalaklılarda 2 yıllık dallardan koparılarak alınan çelikler Kopulasyon: Bindirmeli veya eklemeli aşı tekniği (Splice graft) Çiftleşme Korolla: Çiçeklerde taç yapraklar. İç örtü – iç petal çiçeklerin renkli yaprakları Korbey: bahçelerde sadece çiçeklerin bulunduğu bilim Kordat Yapraklar: Yüreksi şekilde yapraklar (Cordatus) Korimbus: Şemsiyemsi biçimde Koripetal: Çiçeklerde renkli yaprakların (petal) birleşmediği, aksine serbest olduğu durum. Korisepal: Çiçeklerde sepallerin (çanak yaprakların) birleşmeyip ayrı olması durumu Koritepal: Çiçekte tepallerin serbest olduğu durum. Kormofit: Bkz. Cormophyta Korolla: Bkz. Corolla Korteks: Kabuk Koruluk: Yapacak ağaç ( kerestelik gibi ) amaçlı olarak yetiştirilip işletilen ormanlar Kotiledon: Tohumda cücüğü kaplayan etli kısım.Çenek Kozolak: Çam, ladin, köknar gibi iğne yapraklı ağaçların meyveleri Kozalak Pulu: Dişi kozalaklarda tohum tomurcuğunu içeren yaprak. Karpel. Brakte. Kök Boğazı: Fidan ve ağacın toprakla temas ettiği, kökün en üst bölümü. (kök boynu) Kök Sürgünü: Kökün yararlanmasıyla oluşan sürgünler Kök Yumruları: Havanın azotunu alıp depo eden, köklerdeki şişkin oluşumlar (Nodozitler) Köken Bitkiler: Bkz. Perennial Kömeş: Çiçek tablası (Gömeç) Krenat Yaprakları Oymak şekilde yapraklar Krenulat: Kromatik: Renksel Kromoplast: Hücre protoplazmalarındaki renk veren maddeler. Ksero: Kurak Kserofil: Kurakçıl, Akdeniz iklim koşullarında, yaz kurağına dayanıklı bitki yapraklarının özelliği Kserofit: Kurağa dayanıklı bitkiler, Makiler gibi. Kseromorf: Yapısı kserofit olduğu halde, kendisi kurakçıl olmayan, kurakçıl yapıdaki bitkiler Kukulat: Kukulata gibi Kukulat Yapraklar: Kukuleta şeklindeki yapraklar Kulakçık: Yaprak sapının sürgüne bağlandığı yerde, sapın iki yanında bir çift zarsı veya yaprak şeklindeki çıkıntılar Kumul: Kumlarla kaplı olup bir ekosistem oluşturan araziler ( Eksibe ) Kubrofit: Bakır bileşikli topraklarda yetişen bitkiler Kupula: Bkz. Cupula Kültivar: Kültürle elde edilen bitki alt türleri. Varyeteler melezler v.s.. Kısaca " Cv" ile gösterilir. Kümeç: Bkz. Kömeç Kültivatör: Toprağı devirmeden yırtıp, kabartıp, parçalayıp, karıştıran; otları kesen, kökleri yüzeye çıkartan bir toprak işleme aygıtı Kütikula: Deri özünden oluşmuş tabaka. Sert deri. Kütin Deri özü Kütikül: Yaprakların her iki yüzünde bulunup, terleme ve su zayiatını ayarlayan ince zar. Dericik |
Ağaç Terimleri
Labellat: Yelpaze şeklinde (Yapraklar için)
Labellum: Çiçek sapçığının bükülmesiyle oluşan, çiçeğin alt kısmında yer alan üst taç yaprağı Labium: Dudak, dudaklar Lamina: İnce Yaprak, yaprak, varak. Pul şeklinde (yaprak ayası) Lanceolat: Mızraksı şekilde olan (yapraklar için) (Lanseolat) Lantisel: Kovukçuk (Lentisel) Larva: Kurtçuk. Böceklerin yumurtadan çıktıkları aşaması. Latent: Yaşam faktörleri durma derecesinde olan (ölmüş gibi) evre. (Latant, Latenz) Uyku dönemi Lateral Tomurcuk: Sürgünlerde yaprak koltuklarında yer alan tomurcuklar. Yan tomurcuklar. Laterit Topraklar: Tropik iklim kuşağının, tuğla renkli, az humuslu toprakları Legüman: Baklagiller familyası. Çiçeği ve meyvesi baklaya benzeyen.Bir karpel (meyve yaprağı) den oluşan ve boydan boya açılan, çok tohumlu kuru meyveler. (Fasulye, bakla, Akasya gibi) Lentisel: Göllerle ilgili, Kovucuk Lezyon:Hastalığın yaygınlaştığı bitki dokusu. Lığlı Toprak: Akarsuların taşıyıp yığdığı kum, mil, kil ve çakıllardan oluşan toprak. Alüvyonlu toprak. Lian: Odunsu gövdeli sarılıcı bitkiler Liğnifikasyon: Odunlaşma Liğnin: Odun özü Liğnosae: Odunsu bitkiler Liğnum: Odun Liliform: İpliksi görünümde Linear: Şeritsi görünümde (Yapraklar için) Linie: Kendi poleni ile döllenerek üreyen bireyler Lilin İpliği: Hücre çekirdeğindeki kromozomların boyanmayan ekseni Litofitler: (Lithophyt): Kaya çatlaklarında yetişebilen bitki grubu (kokarağaç gibi) Locolicid Kapsül Sırt çizgisinden yarılan meyve kapsülleri (söğüt, kavak gibi) Lokolisit Lamentum Meyve: Her bölümde bir tohum bulunan, boğumlu kuru meyveler Lokal: Yerel Lokal klima: Yerel iklim. Mesoklima Lokidus: Ovaryum gözleri Lokulisit: kapsula. Bkz. Locolicid kapsül Lop: Yapraklarda ayanın yaprak kenarına doğru, dişten daha büyük parçalara ayrılan bölümler (Meşe yaprağı gibi) Lös: Rüzgarların, kurak bölgelerden yağışlı bölgelere taşıyıp yığdığı topraklar |
Ağaç Terimleri
Madımak: (Polgyonum coğnatum) Karabuğdaygillerden otsu bitki. Uzunca yapraklı, küçük pembe çiçeklidir. Orta ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde 720-3000 mt. ykseltilerde, yol kenarlarında, yamaçlarda, kayalıklarda, ekinler arasında yabani olarak yetişir.
Orta Anadolu'da (Sıvas, Kayseri vb.) kırsal bölgelerde yaprakları sebze olarak kullanılır. Sivas yötesinde oynanan ve fiğürleri madımak toplama hareketlerini andıran toplu kız oyununa da madımak denir. Mahmuz: Sürgünlerde çıkıntı halinde kurumuş uç. Maki (Machy): Akdeniz iklim koşullarına uyum sağlamış çalı ve ağaçcık formundaki odunsu çok yıllık bitkiler; bu bitkilerin oluşturduğu formasyon. Makro (Macro): Büyük. Uzun Makrobiyotik tohumlar: 15 yıldan fazla saklanabilen tohumlar Makro Elementler: Azot, fosfor, potas, kalsiyum gibi en önemli elemanlar Makrogamet Dizi hücre Makrokarpa (Macrocarpha): Büyük meyveli Makroklima (Macroklima): Coğrafi bir bölgeyi içine alan, böyle bir bölgede egemen olan iklim tipi Makrospor Embriyo kesesi primer ( birincil ) hücresi Makrosporanj: Dişi spor kesesi Makrosporanjium: Bkz. Nucellus Makrosporofil: Karpel Malç: Buharlaşma nedeniyle toprak suyunun kaybını önlemek için kullanılan madde( Anız malçı, toprak malçı, sap malçı, kağıt malçı gibi ) Malçlama: Toprağın organik madde artıkları ile örtülüp karıştırılması işlemi Manglietia: i. Güneydoğu Asya'da yetişen orman ağacı. (Manolyagillerden) Manitoba: i. Kanada buğdayı. Anayurdu Kanada'daki Manitoba eyaleti. Manolya : i. (Pierre Mangol'un adından fr. magnolia'dan) Amerika ve Asya'da otuz beş kadar türü bulunan ağaç veya ağaççık. Yaprakları tam ve almaşıktır. Bazı türlerinde kışın yaprakları dökülür, bazı türlerinde dökülmez. Çiçekleri büyüktür. Bir sapta bir tek çiçek bulunur. Bir çok türü süs için yetiştirilir. Hava ve iklim değişiklilerine az dayanıklıdır. Başlıca türleri; büyük çiçekli manolya(Magnolia frandiflora), M. acuminata, M.thompsoniane v.b. Manolyagiller: Çogl. blş. i. Basit ve almaşık yapraklı, iki çenekli bitkiler familyası. Mansap veya mansab: Bir ırmağın denize veya başka bir ırmağa döküldüğü birleştiği yer, ağız, kavşak. Mantisia: Sıcak limonluklarda yetiştirilen bitki. (Küçük mavi çiçekler açar; bitki biraz sallanınca bu çiçekler uzun zaman titrer). İlmi adı Mantisia saltotoria. (Zencefilgillerden) MaripaÇ Bir palmiyenin tür adı. (Attalea maripa) Tohumundan maripa yağı denilen bir çeşit margarin elde edilir.// Tropik Amerika'da yetişen tırmanıcı ağaç veya ağaçsılardan bir düzine türün cins adı. Çitsarmaşığıgillerden. Marjinal: Kenarda, yanda olan. Reçine kanallarının epidermis altında ve bitişiğinde olması durumu. Markhamia: Daima yapraklı ağaç veya ağaççık. Afrika ve Asya'nın tropikal bölgelerinde yetişir. Markhamia platyalix süs bitkisi olarak yetiştirilir. (Bignoniaceae familyasından). Marlierea: Meyveleri yenen ağaç veya ağaççık. Brezilya'da elliden fazla türü vardır. (Mersingillerden) Martynia: (İngiliz botanikçisi John Martyn'nin (1699-1768) adından). Karşıt veya nadiren almaşık yapraklı ot. Çiçekleri yaprakların koltuğunda veya dalların ucunda başak halinde bulunur. (Martynia fragnans meyvelerinin acaipliğinden dolayı limonluklarda yetiştirilir. Boruçiçekgiller takımından martyniaceae familyasının örnek tipi. Marulcuk: Düğünçiçeğigillerden bir bitki (Helle borus niger) Marumia: Asyanın tropikal bölgelerinde yetişen tırmanıcı ağaççık. Bir türünün üzümsü meyvelerinden Cava'da serinletici içki yapılır. (Melastomaceae familyasından) Maskeli arı: Yalnız yaşayan ve çiçek tozo toplamak için bacaklarında fırça bulunmayan küçük arı. (Zarkanatlıların arıgiller familyasından) Rezede çiçeklerini sever. İçi boş bitki saplarına, genellikle kuru böğürtlen dallarına, yahut toprağa yuva yapar. Kurtçuklarını beslemek için burada bal yapar. MaskelilerÇ İki çeneklilerden bitişik taç yapraklı, üst yumurtalıklı, merkezden eteneli çiçekli bitkiler takımı. Sıracagiller(nevruzotu-aslanağzı-yüksükotu-canavarotugiller- bignoniceae(Katalpa) v.b. gibi çiçeği az veya çok maskeyi andıran bitkileri kapsar. Mavritia: Yelpaze biçiminde yaprakları olan 7-8 m. boyunda palmiye. Çiçekleri bir evcikli veya çok defa erseliktir. Mavritia sagus veya fleçuosa'nın özünden besleyici bir fekül çıkarılır. Megaterm: Yıllık ortalama sıcaklığın 200C nin üzerinde olan, sıcak iklim kuşağında yetişen bitkiler grubu için kullanılır. Melezleme: Bir cinsin değişik türlerinin birbiriyle çiftleştirilmesiyle elde edilen bir alt tür. Hibritleme Meristem:Bitkilerde büyümeyi sağlayan sürgen doku. Meso (Mezo): Orta. Ne çok, ne az. Arası Mesıbiyotik tohumlar: 3- 15 yıl saklanabilen tohumlar Mesofil (Mesophyl): Yaprağın klorofil asimilasyonu yapan yeşil dokusu. Orta büyüklükte yaprak Mesokarp (Mesocarp, mezokarp): Meyvenin orta bölümü, yenen kısmı Mesoterm Yıllık ortalama 150 – 200 C arası sıcaklığı seven ılıman kuşak ( bitkileri ) Meşcere Ağaç topluluğu. Bir orman ekosisteminde ağaçların oluşturduğu bölüm. Meyve Yaprak Bkz. Mesokarp Micelyum: Bkz. Miselyum Mikrofil (Microphyl): Küçük yapraklı Mikrobiyotik tohumlar: En çok 3 yıl saklanabilen tohumlar Mikro elementler: Demir, manganez, bor, çinko, bakır, molibden gibi toprak için gerekli ikincil elementler. Mikrogamet: Erkek hücre Mikroklima: Organizmaların vücut yüzeyi ve boyutundaki iklim. Orman içi iklim. Küçük lokal iklim. ( Bazen Mesoklima yerine de kullanılır ) Mikropil: Tohum taslağındaki polen borusunu embriyon kesesine ulaştıran dar aralık ( delik ). Mikroprotal: Erkek gametofitleri. Erkek organları taşıyan bitkiler. Mikroprotaryum Polenlerin jeneratif hücrelerinin bölünmesiyle oluşan, gelişmemiş protalyum Mikrospor: Pollen tanecikleri Mikrosporanj: Erkek spor kesesi. Pollen kesesi. [B]Mikrosporofil ( Microsporophyl): Çiçeklerin erkek organları. Stamen. Mikroterm: En düşük sıcaklık derecelerine yetişebilen ( Bitkiler ) Mil: Çapları 0.002 – 0.063 mm arasındaki kum – kil arası materyal Milli Park: Bilimsel, teknik ve estetik yönlerden, ulusal veya uluslar arası, ender bulunan doğal ve kültürel değerleri ile, koruma , dinlenme ve turizm alanlarına sahip doğa parçaları Mineral: Cansız maddeler.Bitkilerin organik olmayan ham besi maddeleri. Demir, magnezyum, silis gibi… Mineralizasyon: Organik maddelerin toprakta ayrışarak mineral maddelere dönüşmesi ya da toprağa mineral maddeler verilerek karıştırılması olayı. Miselyum: Emeç. Mantar kökleri Mist: Sisleme. Özel araçlarla suyun sis gibi küçük zerrecikler halinde yapraklara püskürtülmesi. Modifikasyon: Aynı türdeki ani değişmeler sonucu ortaya çıkan yeni bir bitki. Yeni bir alt tür. ( Susp ) Molluskisit: Salyangoz ve sümüklüböceklere karşı ilaçlar Monochasium: Tek kollu talkım kuruluş ( Monokazyum ) Tek yanda olan ( Simoz Çiçek kurullarında ) Monoclin: Bkz. Erdişi çiçek. Hermafrodit. Monodelf: Stamenlerin yalnız flamentleriyle bir tüp oluşturacak gibi birleşmesi Monohazyum: Tek yanda olan ( simos çiçek kurullarında olduğu gibi ) Monokasyum Monoik: Tek evcikli Monokotileden: Tek çenekli bitkiler Monokrom: Tek renkli Monopodial: Tek ayaklı Morfogeni: Bitkilerin tarihsel gelişimleri sürecinde, ekolojik faktörlere uyması. Değişmesi. Morfoloji: Şekilbilim. Canlı – cansız varlıkların dış görünüşlerini ve biçimlerini konu alan bilim dalı Multinodial: Sürgünlerde çok sayıda nodların bulunması Multiple Meyve: Çok çiçek ve çok pistilden oluşan meyveler ( Kızılağaç gibi ) Munod: Sürgünlerde düğümsü, şişkin yerler. Mutasyon Zaman bakımından birbirinden uzak organizmalarda, aniden ortaya çıkan önemsiz değişiklikler. Sıçrama. Bu sebeple oluşan alt tür. Mutlak Nem: Havada bulunan, birim hacimdeki nemin, gram olarak ifadesi ( m3/gr ) Multinoidal: Çok sayıda nod taşıyan ( sürgünler ) Multiple Meyve: Çok çiçek ve çok pistilden oluşan meyveler ( Kızılağaç, huş gibi ) Mutualizm: Birbirine karşılıklı yararlar sağlayan ve birinin bulunmaması durumunda diğerinin felç olduğu, iki organizmanın bir tür ortak yaşam biçimi. Mycrophyta: Mantarlar Maguey: Amerika'da yetişen yağlık bitki. (Ageve Salmiana) Saplarımda bol olan sıvı şekerden, suyu uçurulup koyulaştırılark Meksika'da kullanılan maguey balı ve şarap elde edilir.(Maguey'den ayrıca ticarette sisal'lerle aynı değerde tutulan ip elde edilir. Mahmurçiçeği: blş. i. bot. Çiğdemin bir adı. Malak: Manda yavrusu Mallotus: Sütleğengillerden Malpighiacaea: İki çenekli, ayrı taç yapraklı,tümsek çiçekli bitkiler familyası; örnek tipi malgipghia'dır. Malt: i. Bira yapmak üzere çimlendirilmiş, özel kulelerde kökleri ve filizleri ayıklanmış arpa. Malt özellikle glüsit ve enzim(çimlendirilmiş arpa diyastazı) gibi yedek besin maddeleri yönünden zengindir. Onun için, bira veya sindirimi kolay malt'ı unlar v.b. halinde yardımcı besin olarak kullanılır. Marenta: i. (İtalyan botanikçisi Bartelemeo Maranta'nın adından). Tropikal bölgelerde yetişen, güzel renkli yapraklarından dolayı bir çok türü limonluklarda yetiştirilen, calethea'ya benzediğinden çoğu zaman onunla karıştırılan, Marantaceae familyasının örnek tipi. Manubriyum: i. bot. Chraceae familyasından su yosunlarında erkek organı meydana getiren sekiz hücreden biri. Mappa: Molik adalarında yetişen macaranga cinsinden ağaç. 30 cm genişlik ve 60 cm uzunluktaki yaprakları tabak ve sofra örtüsü olarak kullanılır. (Sütleğengillerden) |
Ağaç Terimleri
Nadas: Toprağı otlardan arındırmak ve dinlendirmek için sürülmesi. Toprağa bir süre ekim yapılmaması
Nana Bodur. Yavaş büyüyen Nematisit: Solucanlara karşı kullanılan ilaçlar Nekroz: Renk değişikliği. Hastalık, don, yetersiz beslenme gibi nedenlerle bitkilerin yaprak ve meyvelerinde irreversbi renk değişikliği. Sararma, kızarma gibi hallerle kuru lekeler veya ölü bölgeler. Nektar: Çiçeklerde bal özü (nektarium , Nektaryum) Nemcil: Nem sever (Higrofil) Nevi: Bkz. Tür Spocies Nigra (Negro): Siyah Nitrat: Azotlu bileşikler Nitrifikasayon: Bir bakteri grubunun amonyumu okside ederek nitrat haline çevirmesi olayı. Nitrofitler (Nitrophytler) : Azotçul, azot sever bitkiler grubu. Nod: Dallarda yaprakların çıktığı yan tomurcuklar Nodozit bkz. Kök yumruları Noel Ağacı: Ladin , köknar gibi reçineli türler. ''nom'' : İsim anlamında kısaltma ( Nomen ) ''nom. alt'' : Diğer geçerli adı anlamında kısaltma (Nomen alternativum) ''nom. Ambiğ'' :" Kesin olmayan, birkaç anlamı olan anlamında kısaltma ( Nomen ambiguum ) ''nom. dub'' : Şüpheli isim kısaltması (Nomen dubium) Nomeneklatür: Sistematikte (taksonomide), canlıları isimlendirme kuralları ''non'' : Değil anlamında önek ''nov'' : Yeni anlamında kısaltma (Novus) ''nov'' : Görmedim anlamında kısaltma (Non vidi) Nötr toprak: ph= 7 olan. Asit veya alkali olmayan toprak Nucellus: Embriyo ( tohum taslağı ) kesesini geliştiren doku. Nuks (nus): Kuru meyveler Nusellus: Bkz. Nucellus Nux: Ceviz |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.