ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Bir Tutam Hikaye (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=456)
-   -   Walt Disney Öldü Mü,Donduruldu Mu? (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=439937)

Prof. Dr. Sinsi 08-13-2012 03:27 AM

Walt Disney Öldü Mü,Donduruldu Mu?
 

Walt Disney Öldü mü, Donduruldu mu?

'Peşlerinden gidecek cesaretiniz varsa, bütün rüyalar gerçek olabilir' diye düşünüyordu o. Bu yüzdendi "Karikatüre yetenekli görünmüyorsun, neden bu işi unutup başka başka şeyler denemiyorsun?" diyenlere inat karikatür çizmeye devam etmesi. Kansas City’de bir genç, Walter, gazete gazete dolaşıp çizdiği karikatürleri satmaya çalışıyordu. Ama bütün yazı işleri müdürleri sanki ağız birliği etmiş gibi, biraz da kaba bir dille, ona aynı şeyi söylüyorlardı:
“Karikatüre yetenekli görünmüyorsun, neden bu işi unutup başka başka şeyler denemiyorsun?”
Walter, karikatürden başka hiçbir şey denemedi. Kabiliyetsiz bulunduğu için yüzüne kapanan onca kapıdan sonra nihayet kiliseye alet edevat satan bir firmada iş bulmuş, satılacak eşyaların resmini çizmekle görevlendirilmişti. Fakat rahat çalışabilmek için bir atölyeye ihtiyacı vardı. Hemen kiliseye başvuruldu. Neyse ki kilise kendisine eskiden garaj olarak kullanılan bir yer tahsis etti. Rutubet dışında cirit atan fareler bu eski garajın en sevimsiz yanıydı. Walter, dehasıyla bu farelerden ilham alarak bir çizgi karakter yarattı ve adını ‘Mickey’ koydu. Ve o çizgi karakter bütün dünya tarafından tanınacaktı. Sahibi de dünyanın en büyük medya devlerinden biri olacaktı.
Tam adıyla Walter Elias Disney, 5 Kasım 1901 yılında Chicago’da doğdu. Chicago Sanat Enstitüsü’ne giderken 16 yaşında eğitimi terk etti ve ambulans şoförü olarak orduya yazıldı. 1919’a kadar Fransa’da Kızılhaç’ta çalıştıktan sonra Amerika’ya döndü. Bir kilise için çalışmaya başladıktan sonra işleri açılmaya başladı. Ub Iwerks ile birlikte Iwerks-Disney Commercial Artists’i kurdu. 1922’de meşhur peri masallarının çizgi filmlerini yapmaya başlamış ve meşhur Friz Freleng (Pembe Panter’in yaratıcısı) ile bu şekilde tanıştı. “Alice Harikalar Diyarında”yı bitirdiklerinde şirketi batmıştı. Cebinde sadece Hollywood’a gidiş tren bileti alacak kadar parası kalan Walt Disney, bitmiş çizgi filmi de yanına alıp kardeşinin yanına gitti. Kardeşi Roy ile amcasının garajında Disney Brothers Studio’yu kurdular. Walt, “Alice Harikalar Diyarında”yı satmayı başarınca isimlerini 1928’de Walt Disney Productions olarak değiştirdiler. Mickey Mouse, Donald Duck, Pinokyo, Goofy, Pluto, 101 Dalmaçyalı, Pamuk Prenses, Uyuyan Güzel gibi çizgi filmlerle kısa sürede büyük bir medya devi haline geldiler.
15 Aralık 1966 tarihinde kanserden öldüğü açıklanan Walt Disney hakkında pek çok iddialar ortaya atıldı. En son dünyada infial yaratan ‘Da Vinci’nin Şifresi’ isimli kitapta Walt Disney hakkında çeşitli iddialar yer aldı. Dan Brown’a göre, Walt Disney’in tüm yaşamındaki çizgi filmlerinde satır aralarında Kase öyküsünü gelecek nesillere aktarmaya çalışmış. Disney bu nedenle, modern zamanın Leonardo da Vinci’si diye övülmüş.
Her iki sanatçı da yaşadıkları zamanın ötesine taşan birer sanatçı, gizli cemiyet üyeleri ve en önemlisi şakacı insanlar. Leonardo gibi Walt Disney’de sanatına gizli mesajlar ve semboller yerleştirmeye çok seven bir gizemci. Dan Brown açıklamalarını romanının kahramanı Robert Langdon’un ağzından şöyle anlatıyor: Disney’in çoğu gizli mesajı din, pagan mitleri ve eziyet gören tanrıça öyküleriyle ilgili olurdu. Disney’in Sindrella, Uyuyan Güzel ve Pamuk Prenses gibi masalları yeniden ele alması bir tesadüf değildi. Hepsi de kutsal dişinin hapsedilmesini anlatıyordu. Ayrıca Pamuk Prenses’teki sembolik elmanın (zehirli elmadan ısırık alan prensesin kendinden geçmesi) Hava’nın Cennet Bahçesi’nden kovulmasına açık bir gönderme olduğunu anlamak pek de zor değildi… Uyuyan Güzel’deki Prenses Aurora'nın ise, şifreli ismi “Gül” idi ve onu kötü cadıdan korumak için ormanın derinliklerinde saklanıyordu. Bu çocuklar için yazılmış bir Kase öyküsüydü...
Hala açıklığa kavuşmayan bir diğer iddia ise Walt Disney’in kanserden öleceğini öğrendikten sonra Alcor isimli bir firma ile anlaşarak kendisini dondurduğudur. Hala faaliyette olan Alcor isimli firma bir gün dirilmeyi umanları, 120 bin dolar karşılığında eksi 196 derecede dondurmaya devam ediyor.
Dünyanın en büyük ceset dondurma merkezi ‘Alcor’ Scottsdale sanayi bölgesinde, kavurucu Arizona Çölü'nün orta yerinde yer alıyor. Gerekli teknolojinin bulunması halinde Alcor sayesinde 450 kişi ölümden sonra dirilme fırsatını yakalayacak. Müşterilerden bir kısmı şimdiden buz tanklarındaki yerini almış. 1966 yılında 65 yaşında ölen Disney ile birlikte Amerikalı film yapımcısı Howard Hughes'in de dondurulanlar arasında olduğu söyleniyor.
Cesetler dondurulmadan önce bir işlemden geçiriliyor. Alcor'un doktor ekibi, önce cesedi silikon banyosuna batırıyor. Bu işlemden tam 36 saat sonra müşteri, tanktaki son durağına yerleştiriliyor. Bir gün teknoloji bulunduğunda yeniden dirilmeyi umut edenler, işte bu çelikten dev tanklarda, eksi 196 derecede donduruluyorlar. Alcor yetkilileri şu anda 35 cesedin tanklarda dondurularak bekletildiğini söylüyorlar. İnsan öldükten hemen sonra bedeni buz banyosuna yatırılıyor. Cesede çürümeye karşı koruyucu ilaçlar enjekte ediliyor. Ölümden 15 dakika sonra cesedin beden ısısı 4 dereceye düşüyor. Ceset, Alcor-Merkezi'ne naklediliyor. Koruyucu maddeler hücrelerdeki suyun yerini alıyor. Ceset bir poşetin içine konulup, silikon banyosuna batırılıyor. Daha sonra mumyaya 36 saat boyunca dondurulmuş karbondioksit veriliyor. Ceset, ağzına kadar sıvı nitrojen dolu paslanmaz çelikten yapılmış tanklara yerleştirilerek eksi 196 derecede donduruluyor.
Fakat gelişen teknoloji ile birlikte Alcor’un işleri de kötüye gitmeye başlamış. Genetik kopyalama diye anılan klonlama tekniğinin keşfedilmesinden sonra Arizona'daki dondurma merkezine başvuranların sayısı azaldı. Şimdilerde ünlüler klonlamaya rağbet göstermeye başlamış. Amerikalı yayımcı Malcolm Forbes (70), modacı Halston (57) ve ağır siklet boks şampiyonu Muhammed Ali (56) gibi isimlerin kopyalanmak için hücrelerini dondurdukları söyleniyor.
Dondurma Fikri Nasıl Doğdu?
New York'ta çok soğuk ve karlı bir günde sarhoş bir berduş çekmiş kafayı caddede sızmış kalmış, zamanla da donmuş. Çağrılan doktor kendisini muayene ediyor. Hiçbir hayat emaresi göremeyince donmaktan ölmüş diye rapor veriyor ve berduş morga kaldırılıyor. Birkaç gün sonra morgta ölü olan berduş diriliyor, başlıyor etrafta dolaşmaya. Etrafındakilere de bir hayli korkulu anlar yaşatıyor. Doktorlar bunun üzerine bu nasıl oluyor diye düşünmeye başladılar.
Böylece "Hypothermie" doğuyor ve tıp bilimine giriyor. Vücut hararetini, hayatiyeti kaybetmeden, hastaya zarar vermeden ne kadar düşürebiliriz diye çalışmalar başlıyor. Bugün büyük hastanelerde gereğinde, özellikle çok kanlı geçecek büyük ameliyatlarda kanamayı azaltıp, hastaya zarar vermeden ameliyat süresini uzatabilmek için vücut hararetini, dolayısı ile vücut metabolizmasını azaltan hypothermie sık sık kullanılan bir tedavi metodudur. Tıpta Hypothermie tedavi usulü kısa sürede gelişti. Ölümcül hastalığa yakalanıp hayatının sonuna gelen insanı mezara koymak, toprağa vermek veya cremation fırınlarında küllerini saklamak yerine ölümünden hemen önce dondurarak yarı canlı muhafaza etmek fikri doğdu. İleride ölümcül hastalığın tedavi imkanı doğunca dondurularak yarı canlı saklanan insanı hayata döndürüp tedavi etmek amaçlanıyordu. Bu amaç için hypothermie evlerindeki şartları ayarlayan, araştırma yapan bilimsel şirketler doğdu.
Bu şirketler bakım ve muhafaza için oldukça çok yüksek olan ücreti diyebilen insanoğluna bu umudu da sunuyorlar. İşte dünyanın en zengin adamlarından Walt Disney de 1962 yılında ölümcül bir hastalığa yakalanıyor, isteği ve vasiyeti doğrultusunda Hypothermie'ye alınıp donduruluyor. Bu iddiaların yayılmasından sonra ailesi Walt Disney’in ölüm belgesini yayınlamasına rağmen hala pek çok kişi Walt Disney’in Alcor laboratuvarlarında hayata dönmeyi beklediğine inanıyor.

Kayıtsız 07-05-2013 06:48 PM

Cevap : Walt Disney Öldü Mü,Donduruldu Mu?
 
Ama Walt Disney in mezarında yapılan araştırmalara göre mezarında değilmiş bu demek oluyor ki donuyor.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.