ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Edebiyat / Dil Bilgisi (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=658)
-   -   Latin Edebiyatı, Erken Dönem, Altın çağ, Gümüş çağ, Ortaçağ, Rönesans Dönemleri (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=1083004)

Şengül Şirin 06-18-2013 03:41 PM

Latin Edebiyatı, Erken Dönem, Altın çağ, Gümüş çağ, Ortaçağ, Rönesans Dönemleri
 
LATİN EDEBİYATI

Latin Edebiyatı ,Cumhuriyet ve İmparatorluk dönemlerinde Roma'da ,ortaçağ ve Rönesans dönemlerinde Avrupa'da yazılmış Latince yapıtların tümü.Yunanca yapıtların çevrilmesiyle ve uyarlanmasıyla ortaya çıkmış,ancak kısa sürede kendine özgü bir kimlik kazanmıştır.Latince,Roma İmparatorluğu'nun yıkılışından sonra bir konuşma dili olarak yerini ulusal dillere bırakmışsa da,Katolik Kilisesi'nin resmi dili olarak kalmış,özellikle de uluslararası bilim,felsefe ve edebiyat dili olarak varlığını 18.yüzyıla değin sürdürmüştür.

http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1370346298

ERKEN DÖNEM ( İÖ 70'e değin).

Latin edebiyatı çok kısa bir süre içinde doğdu ve hızla gelişti.Bu hızlı gelişimde İÖ 3.yüzyıldan sonra Roma kentlerini doldurmaya başlayan Yunan kökenli köleler önemli bir rol oynadı.Roma soylularının ve tüccarlarının çocuklarına özel öğretmenlik yapan bu köleler,böylece Yunan kültürünü de Latin toplumuna taşımış oldular.Gerçekte bu ,Yunan kültürünün İtalya'ya ikinci girişiydi.Daha önce de Etrüsk sanatı Yunan etkisi altında kalmıştı.Ama Etrüsklerin Latium bölgesinde yaşayan halkla fazla ilişkilerinin bulunmaması ve Etrüsk dilinin Latinceden çok farklı bir dil olması yüzünden Latin edebiyatı uzun süre bu etkilerin dışında yöresel bir gelenek olarak kalmıştı.

Latin edebiyatının ilk önemli yazarı sayılan Livius Andronicus da (İÖ y.284-y.204) İÖ 3.yüzyılda Roma'ya getirilen vesonra azat edilen Yunanlı bir köleydi.Livius İÖ 240'ta ,Roma'nın Kartaca karşısındaki zaferini kutlamak için,Yunan kaynaklarından yararlanarak özgün bir tiyatro yapıtı yazdı.Ayrıca Odysseia'yı da Latinceye çevirdi.Oyunlarında Yunan şiir ölçüsünü Latinceye uyarlarken ,Odysseia çevirisinde geleneksel İtalyan ölçülerini kullandı.Bu çeviride Homeros'un zengin söz ve eğretileme dağarcığına Latince karşılıklar bulmakta gösterdiği ustalıkla,Latin edebiyatının sonraki gelişiminin temellerini hazırladı.

Livius'tan sonra,Yunan etkisinin daha belirgin olduğu Güney İtalya'dan gelen Gnaeus Naevius (İÖ y.270-y.200) ,Quintus Ennius ( İÖ 239-169) ve Marcus Pacuvius ( İÖ 220-y.130 ) gibi şairler de klasik Yunan destan ve tragedyalarını Latinceye kazandırırken,Yunan ölçü kalıplarını da Latinleştirdiler.Bu süreç içinde ,şiirin yanında düzyazı da gelişti.tragedya ,komedya,felsefe yazısı ve söylev gibi türler Latin edebiyatına aktarıldı.Ennius tragedya dilini geliştirirken Plautus ( İÖ y.254-184) ve Terentius da ( İÖ 186/185-159 ?) Latin komedyasının kurucuları oldular.Bu son iki yazar,Yunan Yeni Komedya çizgisine bağlı kalmakla birlikte,yapıtlarında Roma toplumunun günlük yaşamını yansıtan yerel konuşma dilinden yararlandılar.Plautus,Roma toplumunun törelerini alaya alan komedyanlarında,sağlam bir olay örgüsü kurmaktan çok,kaba şakalarla seyirciyi güldürmeyi amaçladı.Bu yönüyle de komik opera türünün temellerini atarak daha sonraki Avrupa komedisinin hemen hemen bütün kalıp tiplerini yarattı.Terentius ise komedyalarında daha sağlam bir yapı kurmayı denedi.

Bu dönemde yazarlar ,güçlü ailelerin çevresinde toplanıyordu.Ortaçağ Avrupa'sında da süren "mesen" (koruyucu) geleneğinin kurucusu Roma'ydı."Mesen " sözcüğü de,bu korucuların en zenginlerinden Gaius Maecenas'ın ( İÖ y.70-8) adından türemişti.En geniş yazar ve düşünür gruplarından biri Romalı konsül ve general Scipio Aemilianus'un çevresinde oluşmuştu.Scipio'nun korumasındaki kişiler arasında Yunanlı stoacı filozof Panatios,Yunanlı tarihçi Polybios ve Terentius da vardı.


Kaynak;AnaBritannica cilt 20 sayfa 260 frmsinsi.net için derlenmiştir.



Şengül Şirin 06-18-2013 05:36 PM

Cevap : Latin Edebiyatı, Erken Dönem, Altın çağ, Gümüş çağ, Ortaçağ, Rönesans Dönemleri
 
ALTIN ÇAĞ ( İÖ y.70- İS 18).

Latin edebiyatı,Cumhuriyet döneminin son yıllarıyla Augustus döneminde ( İÖ 27-İS 14) İmparatorluğun kuruluş yılları arasında en parlak dönemini yaşadı.Roma'nın en büyük hatipleri ve en usta şairleri bu dönemde yetişti.Latin edebiyatının Altın Çağ'ı olarak anılan bu dönem,başlıca iki döneme ayrılır.Cicero'nun damgasını vurduğu İÖ y.70'ten İÖ 43'e değin süren Cicero dönemiyle Vergilius,Horatius,Livius ve Ovidius gibi yazarların yetiştiği ,İÖ y.43'ten İS 18'e değin süren Augustus dönemi.


http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1371562949

Cicero döneminin en önemli temsilcisi,döneme adını veren devlet adamı,hatip şair,eleştirmen ve filozof Marcus Tullius Cicero'ydu.( İÖ 106-43) .Cicero biraz süslü ama açık seçik üslubuyla klasik Latin düzyazısının oluşumunda çok önemli bir rol oynadı.Dönemin aynı zamanda devlet adamı olan bir başka yazarı Julius Caesar'dı.( İÖ 100-44) ; ama Caesar'ın yazılarında ,yalın,aydınlık bir anlatımın ardında,açıklama,öğretme amacından çok,ikna etme ve propaganda yapma çabası ağır basıyordu.

Dönemin en üretken yazarlarından biri de,"Romalıların en bilgilisi " olarak anılan Marcus Terentius Varro'ydu.( İÖ 116-27) .Varro,düzyazı ve şiiri birleştirdiği yergici komedyalarıyla etkili oldu.Tragedya alanında,Ennius ve Pacuvius'tan sonra özgün yapıt veren çok az sayıda yazar çıktı.Bunlardan Lucius Accius'un ( İÖ 170-y.86) tragedyaları ,ağır ve görkemli üsluplarıyla klasik Roma geleneğinin parlak örnekleri arasında yer alır.

Latin edebiyatı ,Yunan modellerine karşı asıl zaferini şiir alanında kazandı.Didaktik şiir alanında en önemli ürün,Lucretius'un (ü.İÖ 1.yy) De rerum natura'sıydı.(Evrenin Yapısı ,1974) .Yunanlı düşünür Epikuros'un atomcu madde kuramı üzerine kurulu olan bu uzun şiir,Romalıları aydınlatmak,boşinançlardan kurtarmak amacıyla yazılmıştı.Yapısının sağlamlılığı ,dilinin zenginliği ve felsefiyi somut gözlemle bütünleştirmesiyle bu yapıt.Latin edebiyatının kusursuz örneklerinden biri sayılır.

Lucretius'dan sonra,gerek şiirde gerek tiyatroda Yunan etkisi yeniden güçlendi.Roma artık Akdeniz'in en güçlü devletlerinden biriydi.bu güvenli ortamda yetişen Romalı yazarlar da daha kişisel,daha oyunlu bir sanata yönelmeye başladılar.Ennius'un ağırbaşlı ,trajik ya da destansı üslubuna karşı,neoteros olarak bilinen şairlerin kuşağının en önemli temsilcisi,Gaius Valerius Catululus'tu ( İÖ y.84- y.54).Teknik açıdan en başarılı Latin şairlerinden biri olan Catullus ,daha çok aşk temasını işlediyse de ,dönemin güçlü devlet adamları Caesar ve Pompeius'u eleştiren siyasal şiirlerde yazdı.Neoteros'ların etkisi,Cornelius Gallus aracılığıyla ,Vergilius'a ( İÖ 70 - 19) değin uzandı.Birçok eleştirmenin en büyük Latin şairi saydığı Vergilius,başlangıçta İskenderiyeli şairlerin etkisi altındaydı.Ama zamanla ,yarı gerçek yarı düşsel görüntüleri yansıtan pastoral şiirler yazmaya yöneldi.Vergilius da dönemin öteki önemli tragedya ve destan yazarı Varius'la birlikte ,Maecenas'ın korumasındaydı.Maecenas'ın korumasındaydı.Maecenas'ın meclisine genç şair Horatius'u ( İÖ 65 -8) tanıtan da oydu.

Altın Çağın ikinci evresini oluşturan Augustus döneminde edebiyat yaşamı daha ulusal bir renk almaya başladı.Vergilius Georgica'sında,Romalıların uzun süredir bir yana bırakmış oldukları çiftçilik zevkini yüceltti.Büyük destan Aeneis'te de Romalıların ulusal tarih ve yurt sevgisini duygularını uyandırmaya çalıştı.Yazarın yenişeyler söylemeye çalışmaktan çok,eski konuları daha iyi işlemeye ,daha güzel söylemeye çalışması gerektiği yolundaki klasik anlayış da bu dönemde egemen oldu.Böylece,çeşitli söz sanatları kesinlik kazandı.şaire düşen,kendisinden önce tanımlanmış bu söz sanatlarını ustaca kullanmaktı.Ennius gibi daha eski şairlerin aşırı ölçüde kullandığı aliteasyon ve sesle anlam arasında koşutluk kurma çabaları neoteros döneminde gözden düştükten sonra ,Augustus döneminde yeniden önem kazandı.Ama bu katı kuralcılık,Horatius ve Vergilius'ta ki yücelik duygusuna ulaşmasa bile.özgün buluşlardan güç alan,son derece zarif ve canlı şiirler yazılmasını engellemedi.Roma toplumunun uygar,zarif ve kültürlü bireyinin en tipik örneği olarak değerlendirilen Horatius'un dışında bu dönemin öteki önemli şairleri ,ağıtlarıyla ünlü Sextus Propertius (İÖ 55/43-16) ,Albius Tibullus (İÖ y.55-y.19) ve Altın Çağ şiirinin son büyük temsilcisi olan Ovidius'tu.( İÖ 43-İS 17) .Aşk şiirleriyle ve mitolojik malzemeyi işlemedeki ustalığıyla dikkat çeken Ovidius,siyasal eleştirileri yüzünden Augustus'un emriyle Karadeniz bölgesine sürgüne yollandı.

Altın Çağ'ın sonuna doğru ,düzyazı alanında,Cicero'nun zengin ve aydınlık belagatine karşı Sallustius'la ( İÖ y.86 - 35/34) başlayan bir tepki hareketi ortaya çıktı.Sallustius,İÖ 43'te yayımlanmaya başladığı tarih yapıtlarında sert,kısa,özlü bir üslupla karamsar bir dünya görüşünü dile getirdi.Ovidius'un beyitlerini de etkileyen bu özlü üslup,daha sonra stoacı filozof Seneca'nın ( İÖ y.4-İS 65) tragedyalarında ve yazılarında sürdü.Bu dönemde yalnızca tarihçi Livius (İÖ 64/59 -İS 17) Cicero geleneğine bağlı kaldı.


Kaynak;AnaBritannica cilt 20 sayfa 260 frmsinsi.net için derlenmiştir.

Şengül Şirin 06-20-2013 02:15 PM

Cevap : Latin Edebiyatı, Erken Dönem, Altın çağ, Gümüş çağ, Ortaçağ, Rönesans Dönemleri
 
1 Eklenti(ler)
GÜMÜŞ ÇAĞ ( İS y.18-y.133).

Augustus döneminin sonlarında yetişmiş yazarların,örneğin,Livius'un yapıtlarında ,Roma'nın Altın Çağ'ın artık kapanmakta olduğunu hissettiren belli belirsiz bir umutsuzluk vardı.Ovidius'tan sonra birçok başka yazarın da imparatorların hışmına uğramasıylabu kanı iyice pekişti.Tarihçi Tacitus ( İS y.56-y.120) bu karamsarlığı dile getiren yapıtlarında,Roma'da iktidarın hanedanların tekeline geçişini de eleştirdi.Suetonius'un (y.69-122'den sonra ) daha çok dedikoduya dayanan ve okurlara heyecan verme amacını güden imparator yaşamöyküleri,Romadaki yeni kültürel iklimi yansıtıyordu.Yazarlar büyük,anıtsal ,coşkulu ve "yüksek" ürünler vermekten umut kesmiş gibiydiler.

Bu dönemin bir başka önemli yazarı,yakından incelemek için gittiği Vezüv Yanardağının lavları altında kalarak bilim tutkusunun kurbanı olan,Historia naturalis ( Doğa Tarihi) adlı yapıtın yazarı Yaşlı Plinius'tu (23-79).Yeğeni Genç Plinius (61/62 y. 113) ise aslında yüksek sesle okunmak üzere yazılmış söylevler olan mektuplarıyla öne çıktı.Seneca'nın ,stoacı davranış ve düşünceyi belki de tragedyalarından daha iyi dile getiren mektupları ise daha özentisiz daha didaktikti.Seneca'nın ahlaki çöküntü karşısında içe çekilmeyi sade ve erdemli bir bireysel yaşantıya dönmeyi yeterli gören daha iyimser yaklaşımına ,Tacitus'un yazıları,erdemli yaşama olasılığının bütünüyle elden kaçırıldığına inanan düz bir karamsarlığın anlatımıydı.Tacitus gibi şair luvenalis de (55/60?-127 ya da sonrası?)karamsarlığını açıkça dile getiren yergilerinde Roma toplumuna saldırdı.Luvenalis toplumsal bozuklukları,bayağılık ve kabalıkları adeta bir büyüteçle sergilediği şiirlerinde ,kendisi de kabalaşmaktan hatta müstehcenleşmekten çekinmedi.Arkadaşı Martialis'in (y.38/41-y.103) özdeyişleride aynı eğilimi yansıtıyordu.Bu iki şairle birlikte,Avrupa edebiyatında sonraki yüzyıllarda önem kazanacak olan "grotesk" tarzının esin kaynakları arasında sayılan bir başka yazar da konuklarına görkemli bir ziyafet veren ve yemeğin sonunda damarlarını keserek intihar eden Petronius Arbiter'di.(1.yy) .Petronius birbirinden bağımsız olaylardan oluşan ve bazı eleştirmenlerce roman türünün ilk örneği sayılan Satyricon adlı yapıtında iki gencin serüvenlerini Roma'nın günlük konuşma dilini kullanarak anlatıyordu.



http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1371726912

Gümüş Çağ'ın bir başka önemli yazarı da,retorik ustası Quintilianus'tu.(y.35-96'dan sonra) .Cicero retoriğine bağlı kalarak yazdığı Institutio oratoria ( Hitaben İlkeleri) imparatorluk döneminde söz özgürlüğünün kısıtlanması ve hitabet sanatının gözden düşmesi yüzünden kendi döneminde pek etkili olamadıysa da,sonraki yüzyıllarda bir retorik ve eleştiri kılavuzu olarak yeniden önem kazandı.Dönemin son önemli adları,yapmacık bir söyleyişin egemen olduğu,aşırı süslü şiirler yazan Lucanus'la (39 - 65) mitolojik konulardan uzak durarak Vergilius öncesi şairlerin çizgisini sürdüren Statius'tu.(45-96) .Roma imparatorluk yönetiminin kurulması anlatım özgürlüğünün sınırlanması ve kamu yaşamının giderek sönükleşmesi,tragedya ve komedyanın ölmesine yol açtı.İS 1.yüzyıldan sonra,Roma'da önemli bir tiyatro yapıtı yazılmadı.

Kaynak;AnaBritannica cilt 20 sayfa 260 frmsinsi.net için derlenmiştir.

Şengül Şirin 06-20-2013 02:36 PM

Cevap : Latin Edebiyatı, Erken Dönem, Altın çağ, Gümüş çağ, Ortaçağ, Rönesans Dönemleri
 
İMPARATORLUĞU'N SON DÖNEMLERİ

İmparatorluğun Hadrianus yönetiminde daha da merkezileşmesiyle birlikte sanatçılarda "Roma yurttaşlığı" bilinci gerilerken ,Yunan kültürünün etkisi bir kez daha güçlendi.Ama bu etki,bu kez bir kültürel canlanmaya yol açmadı.Daha çok,Yunan kentlerinin son dönemindeki aşırı incelmiş sofist akımı anımsatıyordu.Bu dönemin başlıca yazarları tarihçi Publius Annius Florus'la ( ü.1.yy sonları ve 2.yy başları) .Latin edebiyatında romanın doğuşunu haber veren ikinci yapıt kabul edilen,büyü sonucu bir eşeğe dönüşen bir gencin öyküsü olan Metamorphoses'in (Altın Eşek,1950) yazarı Lucius Apuleius'tu.(y.124-170'ten sonra) İmparator Marcus Aurelius'un (121-180). Ta eis Eauton'u da ( Kendime Düşünceler /1974) .stoacı felsefeyi en uyumlu biçimiyle dile getiren yapıtlardan biriydi.Dilbilgisi uzmanı ve eleştirmen Aulus Gellius ( ü.2.yy) ise,eski retorikçiler geleneğini sürdürdü.Roma'nın son önemli klasik yazarları,şair Decimus Magnus Ausonius'la (y.310-y.395) Claudianus'tu.(y.370- y.,404) .


http://frmsinsi.net/attachment.php?a...1&d=1371562949


ORTAÇAĞ

4.yüzyılda
Hristiyancılığın Roma toplumuna yayılması ve 5.yüzyıl sonlarında kuzeyden gelen barbar kavimlerin Roma İmparatorluğunu parçalaması,Latin edebiyatının kurumsal temellerini köklü bir dönüşüme uğrattı.Geçmişte Latincenin sürekliliğini sağlayan Romalı yönetici sınfın yerini kilise aldı.Bundan sonra Latince,16.yüzyılın başlarına değin Batı Avrupa'da Latince,16.yüzyılın başlarına değin Batı Avrupa'da kiliselerde ve kilise okullarında bir ayin,bilim felsefe ve edebiyat dili olarak varlığını sürdürdü.Klasik Latince metinlerin daha sonraki kuşaklara geçirilmesini sağlayan da gene kiliseler ve bunların çevresinde yeni yeni kurulmaya başlayan üniversitelerdi.

Hıristiyan Latin edebiyatının ilk örnekleri 2.yüzyılın sonlarında ortaya çıkmaya başlayan azizlerin yaşamları üzerine yazılmış metinlerdi.Bu ilk dinsel yaşamöykülerinin Latin geleneğiyle ilişkisi yoktu.Ama 3.yüzyıldan sonra,imparatorluğa bağlı eyaletlerde,özellikle de Roma'nın Afrika'daki topraklarında ,klasik gelenekle yeni inancı bütünleştirme çabaları başladı.3.ve 4.yüzyıllar bir çeviri dönemiydi.ilkin Çöl Babalarının yaşamöyküleri daha sonra da Eski Ahit'in kendisi Latinceye çevrildi.( Vulgata).Bu dönemin önemli yazarları,Hıristiyan Latin edebiyatının kurucuları sayılan Tertullianus,Minicius Felix,Aziz Cyprianus,Arnobius ve Lactantius gibi Afrikalı yazarlardı.Yeni Ahit'in ilk yetkin çevirisini 4.yüzyılın sonunda Aziz Hieronymus yaptı ve bu metin bütün ortaçağ boyunca etkisini sürdürdü.

Bu dönemde Hıristiyan ilahiyatçıların önünde duran önemli sorunlardan biri ,Roma'nın pagan geçmişini yeni dinsel bakış açısından açıklamak ve anlamlandırmaktı.Aziz Augustinus De Civitate Dei'de (413-426;Tanrı Devleti) tarihi ve geleceği Tanrı'nın yönettiği bir süreç olarak açıkladı.Confessiones (y.400; İtiraflar) adlı yapıtında da Hıristiyanlığı kabul eden bireyin iç hesaplaşmasını anlatırken,Tanrı'nın en günahkar ruhları bile bağışlayabildiğini göstermeye çalıştı.Daha önce retorik dersleri vermiş olan Augustinus ,De doctrina Christiana (397-428; Hıristiyan Öğretisi) adlı yapıtında da Hıristiyanların eski pagan Latin okullarının tekniklerinden yararlanabileceğini savundu.Eski kültürle yeni dini uzlaştırma çabaları 5.yüzyılad ,özellikle Galya bölgesinde,dinsel şiirin gelişmesini hızlandırdı.Juvencus,Sedulius Viyanalı Avitus ,Dracontius,Prudentius ve Nolalı Aziz Paulinus gibi şairler dinsel konuları,eğitim görmüş bir çevre için epik bir anlatımla şiirleştirdiler.Hıristiyanlık tarihi alanında ,Rufinus,Orosius ve Sulpicius Severus'un ortaçağ boyunca kaynak metin olarak kullanılan vakayinameleri de gene bu dönemin ürünüydü.4.yüzyılın bir başka önemli gelişmesi de Latince Hıristiyan ilahisinin ortaya çıkışıydı.

Kaynak;AnaBritannica cilt 20 sayfa 260 frmsinsi.net için derlenmiştir.

Şengül Şirin 06-20-2013 03:06 PM

Cevap : Latin Edebiyatı, Erken Dönem, Altın çağ, Gümüş çağ, Ortaçağ, Rönesans Dönemleri
 
6. ve 7. yüzyıllarda,Hıristiyan edebiyatı Frank istilaları karşısında savunmaya geçti.Tours'lu Aziz Gregorius'un bugün bile kaynak olarak kullanılan Historia Francorum'u (605-664; Franklar Tarihi ) ve Fortunatus'un dinsel ve dindışı şiirleri,Galya'da Frank egemenliğinin kuruluş döneminin en önemli edebi ürünleriydi.Aynı dönemde ,İtalya'da Ostrogot krallarının hizmetinde çalışan Cassiodorus,Institutiones divinarum et saecularium litterarum (Dinsel ve Dindışı Edebiyatın Kurumları ) adlı yapıtında ,klasik Latin kültürüyle Hıristiyan öğretisinin kaynaştırılmasına dayalı bir eğitim programı ortaya koydu.Felsefe alanında,Romalı Boethius'un De consolatione philosophiae (y.524; Felsefenin Avuntusu Üzerine ) adlı yapıtı.klasik Latin retorik sanatının bir uzantısıydı.Aynı dönemde Doğu Roma İmparatorluğu edebiyet alanında Batı kadar verimli değildi.Bizans'ta Latincenin yerini Yunancanın almasından önce yetişen son önemli şair,Iohannis adlı destanıyla tanınan Afrikalı Corippus'tu.

7. ve 8. yüzyıllarda Hıristiyanlık Saksonlar arasında yayıldı.Northumbria'lı Aziz Bede'in İngiliz Kilisesiyle Hıristiyanlığın Roma'daki merkezi arasındaki ilişkileri ve İngilizlerin Tanrı yolunda ileşleyişlerini konu alan Historia ecclesiastica gentis Anglorum'u (731/732; İngiliz Halkının Kilise Tarihi) ortaçağ Latin klasiklerinin en önemlilerindendi.

8. ve 9. yüzyıllarda Galya'da Frank egemenliği pekişti.Frank kralları artık kendilerini birer istilacı olarak değil,Galya'nın meşru yöneticileri olarak görüyorlar ve ulusal bir tutum benimsiyorlardı.Kutsal Roma-Germen imparatoru Charlemagne döneminde ( 768-814) Hıristiyan Latin edebiyatı yeni bir canlılık içine girdi.Cherlemagne'ın desteğiyle Latin klasiklerine öykünen yeni yapıtlar yazıldı ve Roma'nın yıkılmasından sonra ilk kez yeniden bir uluslararası kültür ortamı doğdu.Anglosakson Alcuin,Vizigot Orleans'lı Theodulfus,İtalyan Aquileia'lı Paulinus ve Paulus Diaconus gibi şairler,dinsel ve dindışı konularda daha önceki dönemde görülmemiş bir ustalığın ürünü olan,lirik,epik ve didaktik şiirler yazdılar." Karolenj rönesansı" olarak da nitelendirilen bu yüz yıllık dönemin bir başka önemli katkısı da ,destan kahramanlarının dindışı özellikler kazanmasıydı.Yeni epik şiirler,kahramanlık modellerini Charlemagne'ın yaşamından aldılar.Sonraki yüzyıllarda bu destanlar,İngiltere'den Almanya'ya kadar bütün Avrupa'da Kral Arthur Siegfried,Tristan ve Isolde romanslarının yazılmasını sağladı.Attila yönetimindeki Hunların Avrupa'yı istilasını konu alan Waltharius destanıyla (10.ve 11.yüzyıllar) yerel dille zenginleştirilmiş bir Latinceyle yazılmış Ruodlieb (y.1050) romansı da bu epik geleneğin devamı olarak görülebilir.

Latin ortaçağının en özgün şiirsel ürünü,missa ayininde Kitabı Mukaddes'ten parçalar arasında okunan ardışım şarkılarıydı.Şiirsel düzyazı biçiminde başlayan bu yeni tür,9.yüzyılda Sankt Gallenli Notker Balbulus tarafından geliştirildi.12.yüzyılda da uyaklı ve ölçülü bir şiir kalıbına dönüşerek St.Victor'lu Adam'ın yapıtlarıyla kusursuz biçimine ulaştı.Konularını dinsel mitolojiden günlük olaylara kadar çok farklı kaynaklardan alan bu yapıtların dramatik yapısı,daha sonra dinsel tiyatronun ortaya çıkışında önemli bir rol oynadı.12.yüzyılın önemli yapıtları arasında,Monmouth'lu Geoffrey'nin Historia regum Britanniae'sı nı da (Britanya Krallarının Tarihi) anmak gerekir.

Kaynak;AnaBritannica cilt 20 sayfa 260 frmsinsi.net için derlenmiştir.

Şengül Şirin 06-20-2013 05:11 PM

Cevap : Latin Edebiyatı, Erken Dönem, Altın çağ, Gümüş çağ, Ortaçağ, Rönesans Dönemleri
 
12. ve 13.yüzyıllarda Latin edebiyatının en önemli ürünleri felsefe alanında verildi.Salisbury'lu John,Roger Bacon ve Duns Scotus gibi düşünürlerin yapıtlarında ortaçağ skolastik gibi düşünürlerin yapıtlarında ortaçağ skolastik felsefesi bir yanda iç yaşantıya ,öte yandan da dış deneye açıldı.Aynı dönemde Aquino'lu Aziz Tommaso,Hıristiyanlıklba Aristoteles sistematiğini bütünleştiren bir felsefi sistem kurmayı denedi.12.yüzyılda dinsel romans alanında Petrus Abaelardus'un yapıtları önem kazandı.Abaelardus'un yapıtları önem kazandı.Abaelardus Heloıse duyduğu aşkı anlattığı yapıtları ve ona yazdığı mektuplarıyla bir "bahtsız aşk" modeli yarattı.Rönesans öncesi Latin edebiyatının son önemli temsilcileri de Fransa'da Thomas a Kempis,İtalya'da Aziz Bonaventura ve İngiltere de John Pecham'dı.

RÖNESANS.

Rönesans döneminde bir yandan ulusal dillerin oluşumu hızlanırken,bir yanda da Latin edebiyatı yeni yapıtlarla varlığını sürdürdü.Dante,Petrarca ve Boccaccio,bazı yapıtların Latince yazdılar.Rönesans yazarlarından Leonardo Bruni ,Albertino Mussato ,Coluccio Salutati ve Aeneas Silvius Piccolomini (Papa II.Pius) tümüyle ya da daha çok Latince yazmalarıyla ötekilerden ayrıldılar.15.ve 16.yüzyıllarda Roma'da Pietro Bembo,Giovanni Cotta ve Marco Vida'nın ,Floransa'da Marsilio Ficino,Giovanni Pico della Mirandola ,Angela Poliziano ve Franscesco Landini'nin Napoli sarayında da Giovanni Pontano'nun yapıtları,Rönesans edebiyatının en tipik örnekleriydi.Rönesans döneminde İtalya'da en yaygın olan edebi tür pastoral şiirdi.Rönesans döneminde italya dışında Latince ürün veren yazarlar arasınad Erasmus ve Johannes Trithemius gibi düşünürlerle ,Conradus Celtis ve Petrus Lotichius gibi şairler vardı.İngiltere'de 17.yüzyılda bile ,başta John Milton olmak üzere,Henry Vaughan,Richard Crashaw ve Abraham Cowley gibi şairler şiirlerinin çoğunu Latince yazdılar.Fransa'da La Pleiade grubuna bağlı şairlerin ürünlerinin çoğu da Latinceydi.17.yüzyıldan sonra,Latince daha çok uluslararası felsefe ve bilim dili olarak kullanıldı.Francis Bacon,Hugo Grotius,Descartes,Spinoza ve Newton'un temel yapıtlarında kullandıkları dil de Latinceydi.

Latin edebiyatı üzerine kapsamlı bir Türkçe kaynak,Müzehher Erim'in Latin Edebiyatı (1987) adlı yapıtıdır.

Kaynak;AnaBritannica cilt 20 sayfa 260 frmsinsi.net için derlenmiştir.

Şengül Şirin 06-21-2013 10:16 AM

Cevap : Latin Edebiyatı, Latin Edebiyatı Sanatçıları:
 
Yunan kültür ve edebiyatı etkisiyle gelişmiştir. M.Ö 2. Yüzyıldan sonra, Büyük iskender’in ölümü ve Roma’nın kurulmasıyla başlar. Yaklaşık 500 yıl sürer.
Büyük İskender’in ölümünden sonra, eski Yunan edebiyatı, bir kültür merkezi olan İskenderiye’de yeni bir döneme girmiş; Milattan önce ikinci yüzyıldan sonra da yerini Latin edebiyatına bırakmıştır. Latin edebiyatının yetiştirdiği en ünlü sanatçılar şunlardır:


Latin Edebiyatı Sanatçıları:


Plautus ( M.Ö 251-184 ), komedileriyle tanınır. Konularını Yunan şairlerinden almıştır. Önemli yapıtları ; Çömlek, İkizler, Urgan, Buğday, Kurdu ve Palavracı Askeri’dir.
Çiçero ( M.Ö.100-55 ) söylevleriyie tanınır. Cumhuriyetçidir. Önemli yapıtları; Söylevler, Cumhuriyet ve Dostluk’tur.
Lucretius ( M.Ö 100-55 ), Didaktik şiirleriyle tanınır. Önemli yapıtı, Doğanın Yapısıdır.
Horatius ( M.Ö. 65-8 ), lirik, didaktik şiirleri ve yergileriyte tanınır. Önemli yapıtları; Od’lar. Epod’lar, Yergiler ve Mektuplar’dır.
Ouidius ( M.Ö. 43-M.S.18 ), lirik ve mitolojik şiirleriyle tanınır. Önemli yapıtları; Aşklar, Değişmeler, Tristia’dır.
Titus Livius ( M.Ö 59 – M.S.19 ), tarih ve tiyatro yazarıdır. Önemli yapıtları ; Aşklar, Değişmeler, Tristİa’dır,
Seneca ( M.Ö.4 – M.S.65 ), felsefecidir. Neron’a danışmanlık yapmıştır. önemli yapıtları; Diyologlar, Ahlaki Mektuplar, Medeia, Agomennon, Oidipus”tur.
Tacitus ( M.S. 55-120 ), tarihçidir. Önemli yapıtları; Historiae, Germenia, Agricola’nın Hayatı’dır.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.