ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Tıp / Biyoloji / Farmakoloji (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=599)
-   -   Atrofi Nedir? Atrofi çeşitleri (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=1082822)

Şengül Şirin 05-16-2013 04:36 PM

Atrofi Nedir? Atrofi çeşitleri
 
ATROFİ NEDİR?

Atrofi ,bir hücre,bir doku ya da bir organın boyutlarının sonradan küçülmesi.Atrofiden söz edebilmek için ,söz konusu organın küçülmeden önce kişinin yaşına ve tüm vücuduna göre normal boyutlarda olması gerekir.Bir organın ya da vücudun herhangi bir bölgesinin atrofisinde ,o organı ya da bölgeyi oluşturan hücrelerin sayısında boyutlarında ya da her ikisinde birden azalma söz konusudur.

Bazı hücre ve organların ,belirli yaşlarda ya da bazı fizyolojik koşullarda atrofiye uğraması doğaldır.Örneğin;insan embriyonundaki bazı yapılar yalnızca embriyon evresine özgüdür ve doğuma doğru giderek küçülür.Böbreküstü bezleri de, doğumdan kısa bir süre sonra kabuk bölgesindeki iç katmanlardan birinin yok olmasıyla,embriyon evresindekinden daha küçük hale gelir.Ergenlikte,timus ve öbür lenfoit dokuların yanı sıra epifiz bezi de atrofiye uğrar ve eksilen dokuların yerini genellikle kalsiyum çökeltileri doldurur.İleri yaşa bağlı olarak birçok dokuyu etkileyen genel genel atrofi,hemen hemen bütün insanlarda görülmekle birlikte,kişinin daha önceki beslenme ve kan dolaşımı durumuyla yakından ilişkilidir.

Kadın üreme organlarının normal dönemsel değişimlerde,bu organların bazı bölümlerinin fizyolojik atrofisi söz konusudur.Adet çevrimi sırasında ,eğer gebelik gerçekleşmezse,yumurtalıktaki sarı cisim atrofiye uğrar.Gebelik süresince gelişen rahim kasları da doğumdan hemen sonra hızla küçülerek eski biçimine döner.Çocuk sütten kesildikten sanro memelerde süt üretiminden sorumlu olan yapıların,menopoz sonrasında ise yumurtalıkların ,rahmin ve memelerin bir ölçüde küçülmesi doğaldır.

TÜM VÜCUDUN ATROFİSİ;

Atrofi,genel olarak,hücrelerin ve dokuların beslenmesindeki ve metabolizma etkinliklerindeki birtakım değişikliklerle ilintilidir.Besin eksikliğinden ,kıtlıktan ya da iştahsızlıktan ileri gelen sürekli açlık dönemlerinde ya da hastalık nedeniyle besinlerin yeterince özümlenememesinden kaynaklanan ileri beslenme bozukluklarında,bütün vücut dokularında genel atrofi görülür.Vücut için gerekli bazı protein bileşiklerinin ve vitaminlerin alınamaması ,metabolizma süreçlerini aksatarak hücrelerin ve dokuların atrofisine neden olur.Uzun süre proteinli besinler alınamadığından ,vücut proteinleri aminoasitler halinde parçalanarak hücrelere gerekli enerjiyi sağlar ve yaşam süreçlerinin sürdürülmesine destek olur.Beyin,kalp,böbreküstü bezleri,tiroit,.hipofiz,üreme bezleri ve böbreklerin atrofisi vücudun öbür organlarından daha seyrek görülür.Buna karşılık ,depolanmış yağlar,karaciğer,dalak ve lenfoit dokular,vücudun bütününe oranla daha fazla atrofiye uğrar.Çok bol kanla beslenen beyin,kalp ve böbrekler ,açlığın yıkıcı etkilerinden en az etkilenen organlardır.

Protein eksikliğinden ileri gelen genel atrofiye çoğu kez belirli vitaminlerin yetersizliğinden kaynaklanan bazı dku atrofilleri eşlik eder.Örneğin, A vitamini eksikliği derinin, E vitamini eksikliği ise kasların atrofisini hızlandırır.İnsan metabolizması,büyüme döneminden sonra giderek yavaşlar,buna bağlı olarak da bazı hastalık ya da kazalardakinden çok farklı olan ve son derece yavaş gelişen yapısal değişiklikler ortaya çıkar.Yaşlılık pek çok doku ve organda hem hücre azalmasından hem de hücre bileşenlerinin değişmesinden ileri gelen belirgin bir atrofi biçimidir.Bu durum,ileri yaşlarda vücut işlevlerinin değişime uğraması,azalması ve sonunda ortadan kalkarak ölüme yol açmasıyla kendini gösterir.Yaşlılıktaki yapısal değişiklikler ,kalıtsal yapı özellikleriyle olduğu kadar,geçirilmiş hastalıklar,kazalar ve öbür çevresel etkenlerle de yakından bağlantılıdır.

İleri yaşlardaki atrofiye bağlı değişiklikler hemen hemen bütün doku ve organlarda etkisini göstermekle birlikte,bazıları çok daha belirgin ve önemli yapı bozukluklarıdır.Örneğin damar sertliğinde atardamar duvarlarının kalınlaşıp sertleşmesi dokulara ulaşan kan miktarını azaltarak yaşlanma süreçlerini hızlandırır.

Yaşlılık atrofisinin en belirgin olduğu yer,yıpranmış,saten gibi parlak ve kaygan bir görünüm almış ve derin çizgilerle kırışmış olan deridir.Bu atrofi,derinin iç katmanı olan dermisteki liflerin ve dışderideki hücreler ile ter bezlerinin geçirdiği değişikliklerden kaynaklanır.Yaşlılarda ,kas dokusu yıkımnadn ileri gelen kas gücü azalmasına ve hareket güçlüklerine de sık rastlanır.Ayrıca tek tek kas lifleri düzensiz bir biçimde küçülür ve sayıca azalır.Kas hücrelerinde bunların yanı sıra ,yaşlılığa bağlı başka değişikliklerde gözlenmiştir.

Kalp kası liflerinde bulunan ve kahverengi bir yag pigmenti olan lipofuksinin yaşla birlikte artması da,kalbin kahverengi atrofisi olarak adlandırılan yaşlılığa özgü bir atrofiye yol açar.İleri yaşlardaki kalp kası yapranmasına bağlı olarak,kalbin sağ odacıklarının duvarlarında lifsi ve yağsı dokuların arttığı,ayrıca kalp kasını besleyen koroner damarların iç yüzlerindeki ve duvarlarındaki esnek dokunun yerini giderek lifsi dokuya bıraktığı görülür.Yaşlanma süresi içinde atrofiye uğramış kalp kasında ,protein yapısında bir madde olan amiloidin aşırı derecede birikmesi de oldukça sık karşılaşılan bir durumdur.

İleri yaşlardaki karaciğer atrofisinde ise,yağ dokusuna sarı rengini veren lipokrom pigmentinin karaciğer hücrelerindeki miktarı giderek artar.

Yaş ilerledikçe,kemikler giderek daha hafif ve daha gözenekli olmaya başlar.(osteoporoz).Kemik dokusundaki azalma özellikle uzun kemiklerin ucundaki süngerimsi dokuda ve kemik korteksinin iç bölümlerinde belirgindir.Bu değişikliklere ve kemik hücrelerinin azalmasına ek olarak ,kemik dokusundaki kalsiyum çökelmesinin de giderek yavaşlaması kemiklerin eskisinden daha çabuk kırılmasına yol açar.Bu olay özellikle kadınlarda menopoz sanrasında sık görülür.

Kaynak;AnaBritannica cilt 3 sayfa 306-307 frmsinsi.net için derlenmiştir.

Şengül Şirin 05-17-2013 12:07 PM

Cevap : Atrofi Nedir? Atrofi çeşitleri
 
Yaşlılığa bağlı olan beyin atrofisi,beyin yüzeyindeki kıvrımların daralması ve beyni saran üç kat zardan ortadakinin (örümcek ağı zar) altındaki boşlukta daha çok sıvı birikmesiyle ortaya çıkar.Sinir hücrelerinin her biri büzülüp küçülmüş,sayıları azalmış ve içerdikleri lipokrom pigmenti artmıştır.Bazen sinir liflerinin yapısı da yozlaşır ve sinir hücrelerinin arasında yaşlılık plakları denen çökeltiler oluşur.Özellikle beynin yan karıncıklarından çıkan ön uzantıların duvarındaki hipokampus kabartısı ile beynin ön bölgesindeki dış kabuğunda bu plaklara daha sık rastlanır.Beyin atrofisine bağlı bu tür değişiklikler ,genellikle ileri yaşlarda ortaya çıkan ve nedeni pek bilinmeyen Alzheimer hastalığında da görülür.Yaşlılıktaki zihinsel gerileme (yaşlılık bunaması).bütün bu değişikliklerin klinik belirtisidir.Damar sertliğinin varlığı,yaşlılık atrofisinin daha da ağırlaşmasına yol açar.

Hipofiz bezinin kronik işlev yetersizliğinden kaynaklanan Simmonds hastalığı ,başta kalp,karaciğer,dalak,böbrekler,tiroit,böbreküs tübezleri ve üreme bezleri olmak üzere pek çok iç organda atrofiye neden olur.

Hipofiz bezinde atrofiye yol açan ağır bir lezyon,bu bezin hormon salgısındaki azalmaya bağlı olarak tiroit,böbreküstü bezleri ve üreme bezlerinde de atrofiyle sonuçlanır ve giderek bu bezlerin hormonlarıyla beslenen ilgili organlarda da atrofiye yol açar.İçsalgı bezlerinin küçülmesi oldukça ileri boyutlara varabilir.

KAS VE KEMİK ATROFİLERİ;

Kas,kemik ve başka dokulardaki yerel atrofiler,bu organların uzun süre kullanılmamasından ya da işlev ve etkinliklerinin azalmasından ileri gelebilir.Oluşma mekanizması yeterince anlaşılamamış olmakla birlikte ,etkinliğini yitiren dokulara daha az kan,besin ve destek maddeleri taşındığı bilinmektedir.Örneğin çocuk felcinde,kasa ulaşan hareket sinirlerinin yıkımı,kasın hareketsiz kalmasına,dolayısıyla atrofiye uğramasına yol açar.Omurilikteki sinir hücreleri yıkıma uğradığında da, bu sinirlerle harekete geçirilen kaslar gevşer ve felç olur.Felce uğramış kasın liflerindeki küçülme birkaç hafta içinde belirgenleşir.Birkaç aysonra da,kas lifleri parçalanıp yok olur ve bunların yerini yağ hücreleri ile gevşek bir bağdoku örgüsü alır.sonuçta kas sürekli olarak kasılma durumunda kalabilir.

Felç nedeniyle hareketsiz kalan bir organın,örneğin çocuk felcine bağlı olarak hareket yeteneğini yitiren bir bacağın iskelet dokusu da atrofiye uğrar.Kemiğin bazı bölgelerinde doku azalması nedeniyle hafifleşme ve gözenekleşme (yerel osteoporoz) başlayıp başlamadığı birkaç haftalık bir gelişmeden sonra röntgen filmleriyle anlaşılabilir.Uzun kemiklerin dış katmanında,mineral eksikliğine bağlı olarak büyük ölçüde incelme ve atrofi görülür.Romatoit atrtrit gibi ağrılı bir eklem hastalığı,sonucunda bir kolun ya da bacağın kullanılamaması.o eklemin hareketini sağlayan kaslarda da,daha hafif olmakla birlikte,benzer bir atrofiyle sonuçlanır;ayrıca bu ekleme komşu kemiklerde de yerel atrofi başlar.Yerel bir osteoporoz olan Sudeck atrofisi,darbeyle örselenmiş bir kemikte hızla gelişebilir.


Kan şekerindeki hızlı ya da uzun süreli bir düşüş,sinir sistemini gerekli enerji kaynaklarından yoksun bırakarak ,beyin ve çevrel sinir hücrelerinde yapı bozukluğuna bağlı hareketsizlik atrofisi,bu dokuların işlevsiz kalmasından kaynaklanan hareketsizlik atrofileriyle temelde benzerlik gösterir.

Sürekli basınç altında kalan bir hücre,organ ya da doku,büyük olasılıkla ,beslenmesinin ve metabolizma etkinliğinin engellenmesi nedeniyle atrofiye uğrar.Örneğin karaciğer hücrelerine,çevrelerinde biriken amiloit gibi maddelerin uyguladığı basınç bir atrofi nedenidir.Giderek büyüyen iyi huylu bir tümör de çevresindeki oluşumlara basınç yaparak,bu bölgelerde atrofiye yol açar.Bir atardamarın yerel olarak genişlemesinden (anevrizma) doğan basınç da,bütün komşu dokularda,özellikle kemiklerde atrofiye neden olur.

Omurlararası disklerden birinin dışarıya taşması ya da burada bir tümörün büyümesi,bazen,omurilikten çıktıkları yerin hemen yakınında sinirlere basınç yapar.Uzun süre basınç altında kalarak ezilen sinirlerin uyardığı kaslarda da atrofi baş gösterebilir.Bu durum en çok baldır kaslarında görülür.Boyun omurlarındaki bu tür bir basınç ya da scalenus anticus kasının koldaki sinir ağını sıkıştırması da yanı etkiyi göğsün üst bölümlerinde ve kollarda gösterir.Bacak ve kol kaslarının yerel atrofileri ,sinir uyarılarını bu organlara ileten omurilik sinirlerinin etkinliğini yitirdiği ya da yıkıma uğradığı kalıtsal hastalıklarda görülür.Çharcot-Marie-Tooth hastalığında atrofi,daha çok bacağın dış yanındaki fibula kaslarını,bazen de al kaslarını tutar.Hastalık,genellikle çocukluk yada ergenlik çağında başlar.Fibula kaslarının atrofisi,kalıtsal bir omurilik hastalığı olan F riedreich ataksisinde de görülür.

Kaynak;AnaBritannica cilt 3 sayfa 306-307 frmsinsi.net için derlenmiştir.

Şengül Şirin 05-21-2013 03:05 PM

Cevap : Atrofi Nedir? Atrofi çeşitleri
 
SİNİR DOKUSU ATROFİSİ

Beyin ve omurilik dokusu atrofileri ,bu organların bir bülümünü doğrudan etkileyen yada kan dolaşımını engelleyen yaralanmalarda görülür.Çevrel sinirler yıkıma uğradığında ise,örselenen bölümün ilerisindeki dokularda yapı bozukluğu ve atrofi gelişir.( Waller yapı bozuklukları).Kesilen bir sinirin merkeze doğru olan bölümünde dokular kendini yenileyemezse ,kesiğin ötesindeki sinir dokusunun atrofisi kaçınılmaz bir sondur.Buna ek olarak,kesiğin gerisinde kalan dokularda da hareketsizliğe bağlı atrofi gelişir ve örselenen sinirdeki gangliyon hücrelerini etkiler.

Uzun süreli bir basınç,öbür dokuları olduğu gibi,merkezi sinir sistemi yapılarını da atrofiye uğratır.Beynin dış zarlarında gelişen bir tümörün yarattığı basınç,bu tümörün yakınındaki beyin dokularında da yerel atrofiye yol açar.Hidrosefalide ,katasında aşırı sıvı birikmesine bağlı olarak beyin dokusunda yaygın atrofi görülür.Kafatası içindeki basıncın giderek artması,beynin bir bölümünün kafatası tabanındaki büyük delikten dışarıya doğru itilmesine yol açar ve kemik duvara sıkışan beyincik dokusu sonunda yerel atrofiye uğrar.

Kronik enfeksiyonların geç dönemleri,beyin dokularının atrofisiyle tanımlanabilir.Bunu en tipik örneği,sinir sisteminin ilerlemiş frengi enfeksiyonudur.Yaygın bir felçle sonuçlanan bu enfeksiyonda ,küçülen ve ağırlığı azalan beynin daha çok kabuk bölgesi,özellikle de ön lobu atrofiye uğrar.Bu atrofi bazen yereldir,bazen de beynin küçülmesi,beyin kabuğundaki sinir hücrelerinin büyük ölçüde azalmasından kaynaklanır.

YAĞ DOKUSU ATROFİSİ

Yağ dokusu atrofisi,uzun süreli yetersiz beslenmenin yol açtığı genel atrofinin bir parçasıdır.Bu dokunun yerel atrofisi (lipodistrofi) ise,vücudun belli bir bölgesindeki yağ dokusunun yıkımından ,örneğin art arda yapılan insülin enjeksiyonlarının o bölgedeki yağ dokusunu eritmesinden ileri gelir.İlerleyici yağ dokusu atrofisi,vücudun belirli bölgelerindeki yağ dokusunun bilinmeyen nedenlerle erimesidir.Daha çok kadınlarda görülen ve çocukluk çağlarında başlayan bu hastalıkta yağ dokusunun yıkımı özellikle yüz,gövde ve kollarda belirgindir.Bu kesimlerde ,yağ depolayıcı özel hücrelerin azalarak yok olduğu görülür.

DERİ ATROFİSİ

Derideki atrofiden ileri gelen değişiklikler yaşlanma sürecinin en belirgin bölümüdür.Güneşte çok fazla kalmak da deride bu tür değişikliklere yol açabilir ya da deri atrofisini hızlandırabilir.Dermis ya da epidermis katlarındaki atrofiye bağlı yerel değişiklikleri içeren bu bozukluklar,bazı yaygın deri hastalıklarının da önemli belirtilerindendir.Deri sertleşmesi (skeleroderma) yerel olabileceği gibi (morfea) daha yaygın ve ağır hastalık olarak da ortaya çıkabilir.Derideki sertleşmenin ileri aşamaları,dokunun belirgin atrofisiyle ve sağlam deriden çıkan uzantılarla belirlenir.

SALGI BEZLERİ ATROFİSİ


Bir hastalık nedeniyle hormon salgısı aşırı derecede artan içsalgı bezleri atrofiye uğrayabilir.Böbreküstü bezlerinden birinin kabuk bölgesinde gelişen ve hormon salgılayan bir tümörün ,öbür böbreküstü bezinin kabuk bölgesinde belirgin bir atrofiye yol açması bunun en sık gözlenen örneğidir.Bu durum büyük olasılıkla hipofiz bezince denetlenen hormonal uyarı dengesinin bozulmasından kaynaklanır.

Tiroit,böbreküstü ve üreme bezleri gibi çeşitli içsalgı organlarının etkinliği,hipofiz bezi hormonlarının denetimi altındadır.Hipofiz bezi hormonlarının üretiminde yaygın ve ileri derecede bir aksaklık olması,Simmonds hastalığı olarak bilinen yaygın içsalgı bezi atrofisiyle sonuçlanır.Hipofiz bezinin daha küçük çaptaki işlev bozuklukları ise,tek bir uyarıcı hormonun sorumlu olduğu hassas bir dengeyi bozar.Bu durum da böbreküstü bezinin kabuk bölgesindeki dokuların ya da üreme bezlerinin atrofisiyle sonuçlanabilir.Tükürük bezleri ve pankreas gibi,salgılarını dışarıya boşaltan bezlerin kanalarındaki tıkanıklık da bu bezlerin atrofisine yol açabilir.Pankreasta salgı kanalının tümüyle tıkanması ,ürettiği insülini doğrudan kana boşaltan Langerhans adacıkları dışında ,pankreas dokusunun atrofisiyle sonuçlanır.Benzer biçimde ,üreterin birdenbire ve tam anlamıyla tıkanması,bu kanala açılan böbreğin atrofisine neden olur.

KİMYASAL MADDELERE BAĞLI ATROFİLER.

Doğrudan doğruya kimyasal maddelerin aşındırıcı etkisinden kaynaklanan atrofiye pek sık rastlanmaz.Kronik arsenik zehirlenmesine bağlı olarak çevrel sinirlerde ortaya çıkan yapı bozuklukları,bu sinirlerin uyardığı dokularda (özellikle kol ve bacaklarda) zayıflama ve atrofiye neden olduğu gibi,kronik kurşun zehirlenmesinde de aynı nedenlerle benzer sonuçlar ortaya çıkabilir.


Kaynak;AnaBritannica cilt 3 sayfa 306-307 frmsinsi.net için derlenmiştir.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.