ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Kültür-Sanat (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=99)
-   -   Tiyatro Nedir ? Çeşitleri Nelerdir ? (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=42681)

[KAPLAN] 03-26-2008 10:54 PM

Tiyatro Nedir ? Çeşitleri Nelerdir ?
 
2 Eklenti(ler)

Tiyatro, bir sahnede, seyirciler önünde oyuncuların sergilenmesi amacıyla yazılmış edebi türdür.
Bir başka deyişle tiyatro; insanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatı olarak ifade edilir.

Tiyatro insanla birlikte doğmuş bir sanat türüdür. Tiyatro terimi genellikle temsil edilen eser anlamında kullanılır. Yunanca theatron sözcüğünden gelmektedir. Çünkü günümüzdeki anlamıyla çağdaş tiyatronun tarihi bağ bozumu tanrısı Dionysos adına yapılan dinsel törenlere dayanmaktadır. İlk tiyatro şenliği M.Ö. 534 yılında Atina'da yapılmıştır.

Tiyatro, bir sahne sanatıdır. Tiyatro eseri, olayları oluş halinde gösterir. Bu yönüyle konuşma ve eyleme dayanan bir gösteri sanatı olarak da tanımlanabilir.

Yunanca “theatron”dan (θέατρον) doğmuştur. Temsil yeri ve eser, tiyatronun edebiyat öğesidir. Bu edebiyat öğesi yanında tiyatro kavramı içinde oyunculuk, sahne düzeni, ışıklandırma, dekor, kostüm, müzik, dans gibi unsurları da katmak gerekir.

Tiyatronun diğer edebi eserlerden en önemli farkı; diğer edebi eserler okumak ve dinlemek için yazılmışken, tiyatro oyununun sahnede seyirci önünde oynanmasıdır. Değer ölçülerini, izleyenin kanaat ve anlayışlarından alır. Göze görünür bir karaktere sahip olması, canlı olarak meydana geliş niteliğiyle toplum psikolojisine hitap eder.

Tiyatro Metinleri eseri yazan kişi veya kişilere ”müellif” (yani oyun yazarı), yazılı bir metin veya dile getirilmesi oyunculara bırakılmış tasarıya ”eser” (yani tiyatro oyunu) ve oyunu sahnede canlandıran kişilere ”oyuncu” denir. Bu üç öğe kesinlikle bulunur. Ayrıca eserin sahnelenmesinde görev alan sahne amiri, dekoratör, ışıkçı, suflör gibi diğer yardımcı elemanlar da vardır. Seyirlik amaçla yazılmış her oyun, sahnelenmeye uygun değildir. Senaristler bu metinleri senaryo haline getirerek seyirlik oyun düzeyinde bir çalışma sunan tiyatro sanatçılarıdır.

Bir tiyatro eserinde; konu, kişiler, çevre, zaman, üslup, amaç gibi altı unsur vardır. Tiyatroda sosyal hayatın ve insan karakterlerinin tahlil ve eleştirileri yapılır. Tiyatroda en önemli konulardan biri dildir. Fazla ağır olmaması, konuşma diline benzemesi istenir. Böylece ince fikirlerin ve esprilerin seyirci tarafından kolayca kavranması sağlanmış olur. Fakat bunun yanında bazı oyun yazarları belli bir tarz ve mesaj gereği bu unsurları gözardı edebilir veya değiştirebilirler.

Tiyatronun oluşumunda; sahne, dekor, müzik, ışık ve kostüm gibi unsurların bütünlüğü söz konusudur.



Çeşitleri

Sahne üzerinde ve bir seyirci topluluğu önünde, sanatçılar tarafından,hareketli olarak canlandırılacak nitelikte yazılmış olan yazılara tiyatro yapıtı ya da piyes denir.

Tiyatro eserleri müziksiz (trajedi, komedi, dram) ve müzikli (opera, operet, müzikal, bale, revü, skeç) olmak üzere iki grupta toplanır. Edebi türler içinde en canlı ve yaşama en yakın olanı tiyatrodur.

Trajedi

Kişilere korku, heyecan ve acındırma telkinleriyle ders vermek amacı güden en eski tiyatro çeşididir. Şiirsel olarak yazılması ve değişmez kurallara bağlı olması sebebiyle öbür tiyatro çeşitlerinden kolayca ayrılır. Yunan tanrısı Dionysos'un şenliklerinde yapılan yarışmalarda sahnelenen oyunlarla varolagelmiştir.


Klasik trajediler genellikle beş perdelik oyunlardır. Eski Yunan’da başlayan bu eserler 3 veya 6 perdelik olurdu. O zamanki tiyatrolarda dekor bulunmaz, ancak sahnenin bir köşesinde olayların sebep ve sonuçlarını anlatan bir koro yer alırdı.

Yine klasik trajedilerde, kahramanlar; kral, kraliçe, prenses, eski Yunan’ın tanrı ve yarı tanrıları gibi en üst tabaka kişilerden seçilirdi. Orta tabaka ve basit halk adamlarına rastlanmazdı. Kahramanları arasında geçen olaylar insanların ruhsal zayıflıklarını, tutkularını, iradeye bağlı yüce davranışlarla çakıştırırdı. Özellikle karakterlerin bir "katharsis", yani arınma sürecinden geçmeleri gerekirdi. Bu da ancak farkında olarak ya da olmadan kahramanın büyük bir hata yapması, bu nedenle acı çekmesi ve bu süreç sonunda arınmış olarak doğru bir özü bulmasıyla olabilirdi.

Klasik trajedi Aristoteles tarafından kuramsallaştırılmıştır. Bu kurama göre olay, zaman ve çevrede birlik demek olan ”üç birlik kuralı” benimsenmiştir. İç içe girmiş karışık olaylar bulunmaz. Ayrıntıya girmeden tek bir olay gösterilir. Olayın ön ve son tarafları, sebepleri ve sonuçları gerektikçe konunun ağzından halka duyurulur. Buna “olay birliği” denir. Trajedi olayının bir günde (24 saat) olup bitmiş gibi gösterilmesine “zaman birliği”, tek bir şehrin belli bir köşesinde başlayan olayın yine orada bitmesine de “çevre(mekan) birliği” denir.

Trajedilerde parlak söylevleri andıran yüksek ve asil bir üslup kullanılır. Kaba, çirkin ve niteliği düşük sözler bulunmaz. Trajedi şairleri mısralarının derin manalı ve bilgelik dolu olmasına önem vermişlerdir

Trajedilerde kadere, ahlak, töre ve geleneklere üstün bir değer verilmiştir. Trajedinin amacının, “insanı acılarının ifade edilerek seyircilerin ruhunda korku ve merhamet uyandırılması” olduğu kabul edilmektedir. Bazı klasik trajedi örnekleri, Aiskhylos'un Titan Prometheus'un hikayesini anlattığı Zincire Vurulmuş Prometheus'u, Sophokles'in Kral Oidipus'u ve Euripides'in Andromakhe'ı sayılabilir.

Yunan ve Roma dönemi trajedilerinin kuramsallaştırdığı bu kurallar daha sonra modern tiyatroda değiştirilmiştir. Bazı oyun yazarları özellikle bu kurallarla oynayarak farklı türler yaratmıştır. Bunlara örnek olarak Bertolt Brecht ve Epik Tiyatro verilebilir.

Dram

Trajediyle komediyi bir araya getiren tiyatro çeşididir. Modern tiyatronun sürekli olarak aristokrat zümrenin yaşayişini veya sadece hayatin gülünç taraflarinin sahneye konmasını yeterli bulmayarak hayati birçok tarafıyla temsil etme arzusundan doğmuştur.

Dram, düzyazı ve şiirsel halde yazılabildiği gibi üç perdeden beş perdeye kadar olabilir. Üç birlik kuralını tamamen reddeder. İnsani temalardan çok toplumcu ve milli konuları işler. Konular da çok çeşitli olabilir. En kanlı ve çirkin, ya da gerçekçi olayları seyirciye göstermekten çekinmez.

Konuları tarihten ve hayatın acıklı veya gülünç, çirkin ve ya güzel hemen her olayından alınabilen dramda kader, umut, neşe, kuşku, tasa, facia ve komik davranışlar bir arada bulunabilir. Kahramanları her sınıftan (halk - soylu ayrımı gözetmeksizin) seçilebilir. Her türlü karaktere yer verilir. Dram eserleri gerçekleri göstermeyi amaçlamışlardır.

Dramın ciddi ve ağırbaşlı yazılmış şekline “piyes”, duygulandırıcı ve fazla heyecan verici olanına “melodram” denir. Melodram müzikli oyun demektir yalnız günümüzde müzik kısmı atılmıştır. Bununla birlikte yine dram türlerinden olan "feeri" ise bir masalın sahneye konulmuş şeklidir. Kahramanları cin, peri, dev gibi düşsel varlıklardır. Olayın geçtiği yer ve zaman belli değildir.

Opera

Bütün ,hareketlerin ve jestlerin müzikle bestelenmiş ve orkestra şefinin idaresine verilmiş dram ve trajedilerdir.
Trajedilerde bir tek kelime müziksiz söylenmez. Opera; müzik, kilise ve paganizmden çıkmıştır. Ağır bir hüzün havası vardır. Olaylar acıklı ve duygusaldır. Çok gösterişli dekor ve giysiler (kostüm) içinde sunulur.

Pandomim

Düşünce ve duyguları müzik veya türlü eşyalar eşliğinde bazen dansla, bazen de gövde ve yüz hareketleriyle yansıtmayı amaçlayan oyun, sözsüz oyun türüdür. Yüz mimikleri, el, kol ve beden hareketleri kullanılarak tema anlatılmaya çalışılır. Pandomim (mim), evrensel bir tiyatro dili sayılır.

Tuluat

Tiyatro türlerinden biri. Sanatçılar, oynadıkları eserin konusuna bağlıdırlar; ama oyundaki sözleri içlerinden geldiği gibi söyleyerek, doğaçlama yaparlar. Yazılı esere uymak mecburiyetleri yoktur. Perdeli orta oyunu da denir.

Operet

Sözlerinin müziksiz kısımları müziklerden çok olan tiyatro eserlerdir. Halka hitap etmek için yazılır.
Operetlerde renk, ışık, kıyafetler ve dans en göze çarpıcı şekilde kullanılır.

Bale

Müzikli,dansın daha çok öne çıktığı, daha çok lirik ve dram arası bir temada oynanır.Diğerlerine nazaran estetiğe önem verilir.

Revü

Olaylı eleştirili yapılan tiyatro türüdür.

Skeç

Beş-altı dakikaya sığdırılan tablolar halinde kısa, müzikal oyunlardir. Bir çeşidi de radyo skeçleridir.Ve insanların oynamaktan hoşlandığı bir sahnelemedir.

Bazı tiyatro terimleri

Perde

Bir sahne eserinin uzun bölümlerinden her birine verilen tiyatro terimidir.


Jest - Mimik

El hareketleri yapmak.

Suflör

Oyunculara, rollerinde unuttukları sözleri seyircilere duyurmadan hatırlatan kişidir. Tiyatroda birden fazla suflör olmalıdır. Suflörler tiyatronun baş kahramanları gibidir ve çoğu zaman oyunu onlar kurtarır.


Referanslar

Tiyatro Türleri

Tiyatro Portalı
Tiyatro Projesi

gülgüzeli 03-26-2008 11:05 PM

Cevap : Tiyatro Nedir ? Çeşitleri Nelerdir ?
 
Emeğinize sağlık bilgiler için teşekkürler...

Şengül Şirin 12-18-2010 06:07 PM

Cevap : Tiyatro Nedir ? Çeşitleri Nelerdir ?
 


Fuaye:


Tiyatro ve benzeri, gösteri ya da toplantı yapılarında, genellikle hem seyir yeri girişine giden, hem de gösteri ya da toplantı aralarında sigara ve çay içme amaçlı kullanılabilen, antraktlarda seyircinin dinlenebileceği salonlara verilen ad.


Loca:


Tiyatro,sinema gibi eğlence yerlerinde seyircilerin oturabileceği, üç yanı kapalı, üç beş kişilik özel seyir yeri. İlk “loca”nın Antik Yunan tragedyalarının sahnelendiği amfitiyatrolardaki “kral koltuğu” olduğunu söyleyebiliriz. Ancak sosyal hiyerarşinin şekillenmiş hali olarak, sadece soyluların kullanımına sunumu ve tiyatro mimarisine içkinleşmesi 16. yüzyıl başlarına rastlar. Aynı dönemde Fransız ve İspanyol tiyatrolarında görülmesiyle birlikte Elizabeth tiyatrosunda somutlaşmıştır.
Kulis:


Tiyatro, opera ve bale sahnelerinde, seyircinin oturduğu yerler dışında kalan, sahnenin gerisinde ve yanlarında bulunan, oyuncuların oyuna hazırlandıkları ya da sahne aralarında dinlenebildikleri bölüm.


Atölye:


1. Sahnelenecek tiyatro, opera ya da bale eserinin gerektirdiği malzemelerin hazırlandığı işlikler. Atölyeler kapsamında; kostüm, aksesuar, butafor ve dekor yapımı için ayrı ayrı işlikler yer alabilir.
2. Sahne sanatlarında oyunculuk, reji, tasarım, yazarlık vb. alanlarda, o alanın teorik ve pratik bilgi ve birikimine ulaşmak, bu konudaki sınırları genişletmek için yapılan araştırmalar ve deneysel çalışmalar bütünü. (ing.:workshop)


Sahne:


1. Bir tiyatro yapısında, oyuncuların üzerinde rol yapmaları için özel olarak yapılmış, izleyicilerin oyuncuları kolayca görebilmeleri için genellikle yerden belli bir ölçüde yüksekliği olan yer.
2. Tiyatro, opera veya bale eserlerinde, oyunun, kendi içinde bir bütünlüğü olan başlıca bölümlerinden her biri.


Drama:


Yunanca “eylem”den gelmektedir. Lirik (ezgisel) ve epik (destansı) yazının yanı sıra, diyaloglar halinde yazılan, durum ve eylemin kişiler yoluyla verildiği edebi tür; dramatik (oyunsal) yapıtlar; yapıt olarak oyun anlamında kullanılır. Yazılı tiyatro yapıtı (ürünü) olarak oyun, genel olarak oyun anlamlarında da kullanılır ki; ‘drama sanatı’ adı altında genel olarak tiyatro terimini de karşılar.


Dramatik :


Drama’ya, yani oyun türüne ilişkin olandır. İçinde gerilim, çatışma, çeşitli olaylar ve karşıtlıklar bulunan, insanla ve insan ilişkileriyle gelişen her hangi bir yapıt ya da
olaydır.


Drama Kuramı:


Drama sanatı bilgisi, drama sanatı düşüncesi, dramabilim, darama estetiğini kapsar. Yazınsal bir yapıt olarak da tiyatroya bağlı, ikili bir temel özellik taşıyan drama sanatı, tarih boyunca kuram-uygulama bütünlüğü içinde bir gelişme göstermiştir. Drama sanatının gerek tarihsel, gerekse kuramsal gelişimini ele alan ‘drama kuramı’, drama sanatının ve gelişiminin genel özelliklerini, yapısını ve kurallarını ortaya koymaya ve değerlendirmeye çalışır.


Dramaturji:


Tiyatro tarihçisi, incelemecisi ve kuramcılarının oyun metni üzerindeki çalışmalarını ve sonra da oyunun sahnelenmesi açısından sanatsal bilgileri kapsayan etkinliktir. İki tarzda gerçekleştirilir. Kuramsal dramaturji: Kavram olarak Lessing tarafından ortaya atıldığı biçimde, darama yapıtlarının, oyunların iç yasalarını, ana kurallarını, oyun yapısı ilkelerini ortaya koyan drama sanatı bilgisidir. Uygulamalı Dramaturji: Dramaturg’un gerçekleştirdiği etkinliktir. Bir oyunun dramaturg ile yönetmenin işbirliği içinde sahnelenmesi (oyunun seçiminden, oyun metninin çözümlenmesinden, oyunun yorumlanmasına ve sahneye getirilmesine kadar) tüm sahneleme sürecinin yöntemsel çalışmasıdır.


Tragedya:


Tragedya, Yunanca “tragoidia” sözcüğünden gelir. “Tragos” keçi, “oiddia” ise ezgi demektir, böylece targedya “keçi ezgisi” anlamınagelir. Çünkü “Dionisos Şenlikleri”nde koro, tanrıya bağlılıklarını simgeleyen ezgiler söylemekteydi. Tragedya işte bu ezgilerden doğmuştur. Tragedya, bir kahramının kendi çevresindeki koşullarla savaşıp yenik düşmesini anlatan bir oyun türüdür. Kahramanın yenildiği şey her zaman ondan daha büyük/güçlü, onun yaşamından daha anlamlı olan bir şeydir. Kahramanın savaşımından evrensel boyutları içinde önemli bir olay çıkar, ama bu sonuç kahramanın yenik düşmesiyle önem kazanır. Tragedya insanı derinlemesine ele alır ve insanın çevresiyle çatışmasını gösterirken ona kendi gerçeklerini hatırlatır.

Komedya :


Komedya sözcüğünü “comos + oidia” sözcükleri oluşturmuştur. “Comos” halk, cümbüş, curcuna hatta köy anlamına gelir. “Oidia” ise ezgi… Böylece komedya, curcuna ya da halk ezgisi anlamında kullanılmıştır. Komedyanın kökeninde bir yandan “comos”lardan gelen doğal büyüsel güdüler törensel bir havayla kutlanırken, öte yandan günlük yaşama ilişkin şakalar, taşlamalar, açık saçık göndermeler yer alır. Komedyalar, Antik Yunan’da yazarların tiyatro yarışmalarına katılmasında bir şarttı: Her yazar, üç targedya bir de komedya yazmak zorundaydı. Başlarda, tragedyanın seyirci üzerindeki gerilimini biraz olsun dağıtmak, seyirciyi biraz olsun gevşetmek için yazılmış konu dışı gülünç sahnelerden oluşuyordu. Ancak daha sonra ‘komedya’ kendi başına bir tür olmuş ve hatta eleştirel bir tavır takınmıştır.

Fars:


Komedyanın, biraz daha serbest, abartılı ve gürültülü biçimidir. Olay dizisi matığının gülünçlük sağlamak için zaman zaman bozulması da bu türün bir özelliğidir. Farsta ön planda olan durumlardır, kişiler ise yalnızca tiplerdir. Oysa komedya, tipleri kullandığı kadar karakterleri de kullanır. Fars tipleri, kaba çizgileriyle herkesin bildiği genel tiplerdir. Kendilerine özgü tavırları ya da psikolojileri yoktur. Onları denetimi altına alan
durumlardır.


Melodram:


Melodram, tragedyanın yüzeysel olan türüdür. Tıpkı farsta gülünecek olanın abartılması gibi, melodramda da duygusal olan abartılır. Farsın amacı eğlendirmekse, melodramın amacı da duygulandırmaktır. Melodramın farsa benzeyen bir diğer yanı, olay üstüne olay yığılmasıdır. Olaylar, romantik ve ahlaksal ölçüler içinde çetrefil bir dizi halinde işlenir


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.