Antikanın Nostaljik Ruhu Evlerde
 

Antikanın Nostaljik Ruhu Evlerde

Huri YAZICI



“Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı” atasözü her ne kadar geçmişin unutulmuşluğuna vurgu yapsa da eski olanın gizemini değiştirmiyor. Tarihe tanıklık etmiş, acı-tatlı olaylara şahit olmuş yüzyıllık eşyalar geçmişin izlerini ve anılarını da hayatımıza taşıyor.


Tarihin derinliklerinden gelen bir misafir edasıyla girdikleri evlerin başköşelerine kuruluverirken, nostaljik ruhlarıyla da farklı bir atmosfer oluşturuyor antika eşyalar. Asırlarca süren yolculuğun sonunda ayakta kalmayı başaran bir halı, nice soğuk geceleri ısıtan bir çini soba, sevda nağmelerinin dinlendiği bir radyo ya da içine telve kokusu sinmiş bir kahve fincanı sessizce tarihi anlatıyor ev sahibine. Yüzlerinde asırlar öncesinden kalma bir tebessümle evlere misafir olan antika eşyaları, modern mobilyalarınızla birleştirerek siz de yaşadığınız mekâna geçmiş zamana ait nostaljik bir güzellik katabilirsiniz aslında. Antika bir avizeden süzülen ışıkla salonunuza gizemli bir hava verebilir, ince porselen bir vazoya yerleştireceğiniz çiçeklerle odanızın havasını değiştirebilir, zarif işlemeli antika bir örtüyle eskinin zarafetini evinize taşıyabilirsiniz.


Antikanın yüzyıllık geçmişi olmalı


Her eskinin antika olmadığı herkesçe malum. En az 100 yıllık bir mobilya antika sınıfına giriyor. Üretildiği yıl, ülkesinde en iyi yapılan şehir ve kasaba, ağaç malzemeleri ve işçiliği bir eşyanın antika sayılması için en önemli unsurlar. Her eski eşyanın antika değeri taşımadığına dikkat çeken 30 yıllık antikacı Muharrem Kenan, bir eşyanın antika sayılabilmesi için tarihi bir hikâyesi olması, üzeri tozlu, zedelenmiş, eski kokması gerektiğini söylüyor. Antika eşya alırken ve kullanırken mutlaka profesyonel destek almak gerektiğini belirten Kenan, antika eşya alırken dikkat edilmesi gerekenleri şöyle anlatıyor: “Mobilyanın orijinal olduğundan, tamirat geçirip geçirmediğinden emin olunması gerekir. Zaman içerisinde yapılan tamiratlar mobilyanın değerini değiştirir. Ayrıca, mobilyanın bakımı çok iyi yapılmış olmalıdır. Mobilya ahşapsa gomalak cila ile bakımdan geçirilmiş, deri ise koruyucu cila ile belirli aralıklarla yumuşatılmış olmalıdır. Antika eşyalarda lokal çatlaklar varsa onu evinize almayı düşünmeyin bile. Antika olduğunu düşündüğünüz bir eşyayı almak için işin uzmanı bir kişiden yardım almak gerekiyor.”


Antikaların bakımı ve temizliği


Antika mobilyaların korunması diğer mobilyalara göre daha bir titizlik istiyor. Evinizin yorgun ve yaşlı misafirlerinin ömrünün uzaması için haftada bir kez tozlarının alınması ve bu işlemin deterjanlı ya da sabunlu bir bezle değil, doğal bir kıllı fırça yardımıyla yapılması gerekiyor. Aksi halde, deterjan ya da saf olmayan sabunlar mobilyanın cilasını bozuyor. Vazo, ayna, tabak gibi narin parçaların patiska gibi sık dokunmuş bezlerle silinmesinde yarar var. Yaşayan bir malzeme olan ahşap için güneş ve rutubet çok tehlikeli. Güneş mobilyanın renklerini solduruyor, şişme yapıyor, rutubet ise çürümelerine yol açıyor. Ayrıca, aşırı sıcak bu mobilyaların çatlamasına yol açtığından, ahşap antika mobilyaların kalorifer gibi ısı kaynaklarına yakın yerlere yerleştirilmemesine dikkat etmek gerekiyor. Antikaların bakımında cila önemli ancak marketlerde satılan mobilya cilalarıyla antikalarınızı parlatmayı aklınızdan geçirmeyin. Çünkü bu cilalar zamanla mobilyanın kıvrım ve oyma gibi yerlerinde birikerek, istenmeyen tabakalar oluşturuyorlar ve pahalı yöntemlerle temizlenme gerekliliğine yol açıyorlar.


Ahşap kurtlarına dikkat


Ahşap kurtları, mobilyaların en büyük düşmanlarından biridir şüphesiz. Ahşap, eğer kurtluysa üzerinde minik delikler oluşur ve toz dökülür. Bu durumlar için üretilen ilaçlar bir kıl fırça yardımıyla ahşaba iyice yedirilir ve bir naylonla sıkıca sarılarak, kapalı bir yerde 15 gün bekletilir. Bu ilaçlar insan sağlığı açısından zararlı olduğu için sürme işlemi sırasında ellere eldiven giymek, maske takmak, göze bulaştırmamak ve solumamak gerekir. Gerekli süre geçtikten sonra, mobilya üzerindeki naylon çıkartılır ve üzerindeki eskimiş cila bir boya sökücü ile temizlenir. Mobilyanın her bölümüne boya sökücü sürülür ve bir dakika beklenir. Sonra da sistreyle kazıyarak temizlenir. Oymalı kısımlarda ise temizlik tel bir fırça yardımıyla yapılır ve mobilya eski ciladan arındırılır. Cila temizliği yarı yarıya amonyak ve ispirto karışımıyla da yapılabilir.