ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Şiir Cenneti (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=315)
-   -   İstanbul (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=61843)

KRDNZ 12-27-2008 08:25 PM

İstanbul
 

Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.
Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım
Şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen
Durgun sular gibi azalacağım
Bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen.
Şarkılarla geleceksin, duygulu, ince
Yalnız gözlerime bak diyeceksin.
Ellerim usulca ellerine değince
Kaybolup gideceksin
Bir elim seni çizecek bütün pencerelere
Bir elim seni silecek.
Kalbim: Ebemkuşağı; günde bin kere
Senin için yeni baştan can kesilecek.
Ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde
Sonra seni kaybetmek hemen her yerde
Ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak
Yapayalnız kalmak iskelelerde.
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.


Yavuz Bülent Bakiler

KRDNZ 12-27-2008 08:29 PM

Cevap : İstanbul
 
Gittikçe İstanbul Oluyorsun...

Sabah ezanları ayrılığa çağırıyor beni,

Üsküdar vapuruna son binen yolcu olmayı ben seçmiyorum.

Dolmabahçede dolan gözlerim,

Arkandan bir kova su oluyor,

Erken gelesin diye.


İki gözüm iki köprü,

Arabalar mı hızlı akıyor

Yoksa gözyaşlarım mı?





Beyazıt meydanında mendilimi yitiriyorum;

Yerebatan kuruyor,

Yerebatasıca gurbet

Beni can evimden vuruyor.

Süleymaniye gibi heybetli oluyorsun bazen,

Ortaköy gibi mağrur,

Kızkulesi gibi yalnız...





Ayasofya gibi mahsun olma diye;

Uzatıyorum elimi Yeditepe üstünden,

Elin elime değmeden,

Ayaklarım Haliç´e değiyor,

Sen istanbul oluyorsun,

Ben deniz.








Tam ortasından geçiyorum bu şehrin.

Bir yanım Avrupa,

Diğer yarım Asya,

İki yakamı bir araya getiremiyorum...!

Sen ulaşılmaz oluyorsun,

Ben uzlaşılmaz.








Galata kulesinden uzatmanı bekliyorum saçlarını,

Sen prenses oluyorsun;

İstanbul rüyalar şehri.

Sultanahmet meydanına bağlıyorum atımı,

Atım tarih oluyor,

Adın istanbul.








Bir bir ışıkları yanıyor şehrin,

Bir siluet gibi önümde duruyorsun,

Sende beyoğlu gibi beni umursamıyorsun,

Gittikçe istanbul oluyorsun.



Ben,

Fatih'in

Eyyüp Sultan'ın olan

Bu kutlu kentte

Sadece senin olmak istiyorum...


Gittikçe İstanbul oluyorsun,

Gitme öyleyse;

İki İstanbul hasreti

Fazla bu gönüle...







KRDNZ 12-27-2008 08:32 PM

Cevap : İstanbul
 
İstanbul dedim de seni hatırladım
İşte İstanbul
yorgun şehir
işte canından bezmiş boğaz vapurları
kederli tramvaylar
ve Galata Köprüsü'nden
telaşlı insanlar geçmektedir
bir gizli sevinç mahzun gözbebeklerimde
eriyen bir sükun kaldırımlarda adım adım
işte İstanbul
İstanbul dedim de seni hatırladım.








Balıkçı tepsilerinde gümüş balıkları
tekir,barbunya,canım uskumru,levrek
işte İstanbul
kulaklarımda bir derin uğultu
hiç bitmeyecek
karşıda kızkulesi
gözleri yaşlı bir kadın gibi
ve minareler çaresizliğimizi haykırmakta Allah'a
caddelerinde başım dönüyordu
gecelerinde ağladım
İstanbul,o büyük şehir
o mahzun şehir
İstanbul dedim de seni hatırladım.








Boğaz içinden bir vapur geçer
benim aklımdan senin gözlerin geçiyordu
-Bebek, dediler indim
nereye baksam denizdi
mavi mavi bir hüzündü ayaklarımın altında
işte İstanbul
Haliç,
Çiçek Pasajı,
Beyoğlu...
Beyoğlu'nun daracık sokaklarında seni aradım.
İçim ürpertilerle dolu,amansız korkularla
İstanbul dedim de seni hatırladım.


Ümit Yaşar Oğuzcan

KRDNZ 12-27-2008 08:34 PM

Cevap : İstanbul
 
Sabah ezanları ayrılığa çağırıyor beni,

Üsküdar vapuruna son binen yolcu olmayı ben seçmiyorum.

...



Kızkulesi gibi yalnız
...




Uzatıyorum elimi Yeditepe üstünden,

Elin elime değmeden,

Ayaklarım Haliç´e değiyor,

Sen istanbul oluyorsun,

Ben deniz.


KRDNZ 12-27-2008 08:36 PM

Cevap : İstanbul
 
İSTANBUL

evin içinde bir oda,odada İstanbul
odanın içinde bir ayna,aynada İstanbul
adam sigarasını yaktı,bir İstanbul dumanı
kadın çantasını açtı,çantada İstanbul
çocuk bir olta atmıştı denize,gördüm
çekmeğe başladı,oltada İstanbul
bu ne biçim su,bu nasıl şehir
şişede İstanbul,masada İstanbul
yürüsek yürüyor,dursak duruyor,şaşırdık
bir yanda o,bir yanda ben,ortada İstanbul
insan bir kere sevmeye görsün,anladım
nereye gidersen git,orada İstanbul.

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

KRDNZ 12-27-2008 08:37 PM

Cevap : İstanbul
 
İSTANBUL’U DİNLİYORUM

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Kuşlar geçiyor, derken
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda
Bir kadının suya değiyor ayakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Serin serin Kapalıçarsı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Los kayıkhaneleriyle bir yalı
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Bir yosma geçiyor kaldırımdan
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere
Bir gül olmalı
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı

Bir kuş çırpınıyor eteklerinde
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vurusundan anlıyorum
İstanbul'u dinliyorum.
gözlerim kapalı....

KRDNZ 12-27-2008 08:38 PM

Cevap : İstanbul
 
Dinmiş denizin şarkısı, rüzgar uyumakta,
Rıhtım boyu sonsuz bir üzüntüyle karaltı
Körfez düşünür, Kanlıca mahzundur uzakta,
Mazi gibi sislenmiþ Emirgan Çınaraltı.
Can verdi kışın sunduğu taslarla zehirden
Her gonca kızıl bir gül açarken yolumuzda,
Üstündeki son dallar ağarmış diye birden
Pas tuttu nihayet suların rengi havuzda.
Yerlerde gezen hatıralar var korulukta;
Yapraklar, atılmış nice mektuplara eştir.
Mehtaba çalan sapsarı benziyle ufukta,
Binlerce dalın verdiği tek meyva güneştir.
İçlenme tabiattaki yekpare kederden,
Yas tutma dağılmış diye kuşlarla çiçekler.
Onlar dönecektir yine gittikleri yerden,
Onlarla giden günlerimiz dönmeyecektir.

Faruk Nafız Çamlıbel

KRDNZ 12-27-2008 08:40 PM

Cevap : İstanbul
 
Haliç
Ve Haliç çocuk dişleri gibi dedim. Gülünce
Çıkan. Esmer. Esmer uyanması gibi vücudumun
Bir yerinin (bir deniz müzesinde iki foklu bir pelikanlı
Ve korkunç hüzünler taşıyan
Ve Eylül yüzlü.
Eylül, bir çocuğun elinden tutmak gibi Fener’de
(ki bir Ortodaks kilisesine devam ediyordur
lacivert elbiseler giyer ve sarı düğmeleri sallanır rüzgarda
ve yeni yeni ağarıyordur vakit ve çok eski bir kazı
ki bir virgül gibi düşüyordur başaşağı
Balat’a)
Hava düştü Kağıthane tarafında diyorum sonra da
Ve Eyüp’e bakıyorum. Eyüp’de su suya benziyor
Bir ev bir eve. Bir yaprak bir yaprağa.
Ve incecik çiziyor geceyi bir kağıt bir ağaç.
Ve eski yeşil denilen bir yeşil
Ve bir su çarkı
(yavaş yavaş dönen. Bir atın çektiği
gözleri bağlı. Sefil.)
köprünün demirlerine yaslanıp bakıyorum sonra yirmialtı yaşımla
arkamda asker elbisesi. Bıyıklı. Uzun yüzüm.
Bir dağ istiridyesi gibi de sarı
Belli bir kızı seviyorum ve hep geceleri çıkıyor.
Bir balık geçiyor. Ben balığı yazıyorum. Balığı ve
Ben ki ne zaman doğduğumu bir köşeye yazmamışımdır
Ve hep kendimi götürmüşümdür gittiğim yer yere
Ve bir sıkıntıya alt katlarda otura
Ve hiç çıkmayan.
Eski bir urba gibi kent. Eski bir urba gibi giyiyorum kenti
Bir kadırgayı. Türlü seslerdeki bir saatı
Sütlüce’yi. Sütlüce’deki bir avluyu
Eski takvime göre ok atanları. Nişan taşlarını
Ve bir yağmuru, yeraltlarını dolaşan. Yinimin
Atlasında gidip gelen
Ve kalan
Uzuyor su. Kasımpaşa’da bir balıkçının tablası
Nişancı Ahmet Paşa Çeşmesi. Çarklı bir Şirket-i Hayriye vapuru
Ki yalnız Fener’e, Kasımpaşa’ya, Eyüp’e uğrar ve
Elli hissesini Valide Sultan almıştır
Ve hamalları Karahisarlıdır. Sudadır sonra hep gözleri
Ve elleri.
(.....) Ve incecik kemiği bir şiirin
Bir deniz kıyısında

İlhan Berk

KRDNZ 12-27-2008 08:41 PM

Cevap : İstanbul
 
Canım İstanbul

Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.

İstanbul benim canim;
Vatanim da vatanim...
İstanbul,
İstanbul...

Tarihin gözleri var, surlarda delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta saha kalkmış Fatih'ten kalma kir at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakısta o mana: Öleceğiz ne çare?
Hayattan canlı olum, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karaca Ahmet...

O manayı bul da bul!
İlle İstanbul’da bul!
İstanbul,
İstanbul...

Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her aksam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tambur gibi mi, uda gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir katibi mi...

Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...

Yedi tepe üstünde zaman bir gergef isler!
Yedi renk, yedi sesten şayisiz belirişler...
Eyüp oksuz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, ucan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni söyle dursun, ağlayanı bahtiyar...

Gecesi sümbül kokan
Türkçe’si bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul...

Necip Fazıl Kısakürek

KRDNZ 12-27-2008 08:44 PM

Cevap : İstanbul
 
Bir başka tepeden

Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça gönül tahtına keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.

Nice revnaklı şehirler görünür dünyada,
Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.
Yaşamıştır derim en hoş ve uzun rüyada
Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.

Yahya Kemal Beyatlı

KRDNZ 12-27-2008 08:46 PM

Cevap : İstanbul
 
İSTANBUL
Bir yanda sessiz dua, bir yanda şuh kahkaha,
Bir yanda kula kulluk, diğer yanda Allah' a
Sanmam koca Dünya da eşin bulunsun daha.

EY İSTANBUL...İSTANBUL SENİN İKİ YÜZÜN VAR,
BİR YÜZÜN GÜLÜYORKEN DİĞERİNDE HÜZÜN VAR.

İbadet sessiz sessiz, rezalet gümbürtülü,
Çirkinliğin meydanda, güzelliğin örtülü,
Sararken ufukları gurubun kızıl tülü,

GECELERİN KİMBİLİR NE GÜNAHLARA GEBE ?
TAKSİM' DEKİ GÜNAHA EYÜP' TE BÜYÜK TÖVBE.

Örf, anane, gelenek yerle bir ahalide,
Padişah mezarında ürperir Laleli' de,
Hayal tacirlerine rağbet Bâb- ı âli' de,

BU GİDİŞ HAYRA DEĞİL, KALBİNE TAZE KAN BUL,
KARANLIĞA YÜZ ÇEVİR, GÜNEŞE DÖN İSTANBUL.

Ne yazık ki satılır olmuş insan maddeye,
Koyun kasapta satılık, kadın düşmüş caddeye,
Nasıl gelmez İstanbul hırstan çatlar haddeye,

HER HALİ EDASIYLA İSTANBUL' UM BİR HOŞTUR,
KADİR' DE TAM MÜSLÜMAN, NOEL' DE TAM SARHOŞTUR.

Ve işte ekonomin, nasıl gelmiş bu hale,
Bir yanda tefeciler, bir yanda Tahtakale,
Pembe gözlükler ile bakamam istikbale,

SÖZ SENETMİŞ ESKİDEN, ŞİMDİ SENET HİKAYE,
DOLANDIRMA- ALDATMA OLMUŞ TİCARİ GAYE.

İşyerinde yabancı kelimeye itibar,
Kafeterya, bonmarşe, butik, şarküteri, bar,
Beyoğlu' nda Türkçe yok diğer bütün diller var,

RÜZGAR BATI' DAN ESMİŞ, FATİH' İN RUHU KAYIP,
EY İSTANBUL ! İSTANBUL SANA YETER BU AYIP.

Ey zaman...zalim zaman geç saniye saniye,
Teknikte ilerlerken manada çöküş niye ?
Çağırırken imana, Fatih, Süleymaniye,

ÇEVİR YÜZÜNÜ, ÇEVİR, PİSTEN, KİRDEN, ÇAMURDAN,
KIBLE' YE DÖN İSTANBUL, FEYZ AL İLÂHİ NURDAN.

Karaköy' de günahlar sarılır kalın sise,
Çan çalarken Taksim' in göbeğinde kilise,
Ayasofya susuyor bu ne garip iş ise (?)

İSYANIN YERİ YOKTUR, EYÜP SABRA ÇAĞIRIR,
MEŞHUR ZİNCİRLİKUYU GEL DER, KABRE ÇAGIRIR.

Ahmet Mahir Pekşen

KRDNZ 12-27-2008 08:50 PM

Cevap : İstanbul
 
İstanbul,Sen ve Ben

İstanbul beklesin
bir sabah yalın ayak çıkıp geleceğim
çantamda sana yazdıklarım
ve senden aldıklarım
ensemde rüzgar serin serin
seni İstanbul'da bekleyeceğim

anlattığında yüzümü kızartan
dilimi duvarlaştıran hayallerinle
dans edeceğim dalgaların musikisinde
hapsettiğim ne varsa içimde haykıran
çığlık çığlığa dökeceğim denize

İstanbul beklesin
beklediğine değecek güzellikte olmalı vuslatımız
sen hayalimdeki muhteşemliğinde
ben düşlerindeki güzelliğimde olmalıyım
kulağımı usul usul öpmeli sesin
gözlerimiz kapalı buluşmalı alınlarımız

bilsem ki
kavuşunca bozulmayacak büyümüz
ne bir eksik ne bir fazla
İster miyim
İstanbul beklesin
boğmak için bizi aşka
ama
zaman ağır gelmezse bu sevdaya
buluşacağız mutlaka
hiç hesapta değilken
İstanbul
sen
ve
ben

Yaren Bahar

KRDNZ 12-27-2008 08:51 PM

Cevap : İstanbul
 



Bir İstanbul kızısın…
Yaşadığın şehre benziyorsun aslında…
Sen biraz o musun, nedir?


Bazen Ayasofya aksediyor yüzüne…
Onun gibi her şeye Amenna diyor,
Başını önüne eğip, susuyorsun…

Bir İstanbul kızısın…
Görür görmez anlamıştım bunu…
Gözlerin birer İSTANBUL GECESİ olmuş
Bakışlarında geziyorum…

An oluyor sîmanı benzetiyorum ona;
Bazen uykularda yüzdüğü bir an oluyorsun Kandilli’nin….
Mahmur gözlerle bakıyorsun
Biraz esneyip gülümsüyorsun ardından.
Bir yandan da mehtabı sürüklüyorsun
Yangınınla…

Bir İstanbul kızısın…
İnsanın içini ferahlatıyor sözlerin…
İnanır mısın bilmem,
Kanlıca’nın yoğurduna dahi benzetiyorum seni…
Yüzün beyazlıyor hayalimde…
Gülümsüyorum bu sefer ben…
Anlamıyor, lakin karşılık veriyorsun
Başınla..

Bir İstanbul kızısın…
Seni gördüğüm ilk an esiyor aklıma da;
Bir pınarın çağlarken
Etrafına saçtığı buselerdi bakışların…
O halinle Kızkulesi düşüyor yadıma
Her gece o boğaz esintili bakışlarla
Kaç delikanlıya göz kırpıyordur
Kim bilir?..

Bir İstanbul kızısın…
Sinirlenip, ağlıyorsun ya bazen…
İşte o an bir Marmara oluyor gözlerin…
Marmara gibi doluyor…
Sonsuzluğa erişiyorum gözyaşlarınla…
Gözlerim açık…

Bir İstanbul kızısın..
Gülümsemen o..
Ağlaman..Hüzünlenmen…
Sana bakıyorum;
Her nefesin ayrı bir semt oluyor gözlerimde..
Geziyorum İstanbul’un dört bir yanını
Sana bakarken.
Kayboluyorum onda
Seni her görüşümde..
Şunu bil ki;
Bulmak istemiyorum kendimi
İstanbul kızı….
Gözüm hep ikinizde kalacak çünkü


İkbâl Betül Armağan

KRDNZ 12-27-2008 08:54 PM

Cevap : İstanbul
 
İSTANBUL'da yaşamak ne güzel

Bir başkadır İSTANBUL'u yaşamak nefes almak havasını doya doya içine çekmek.

İSTANBUL tarih sanat kültür edebiyat doğa harikası demek.

İSTANBUL'u şarkılarda yaşamak ne güzel;

Bir tatlı huzur alırız Kalamıştan,Üsküdar'a giderken yağan yağmurdan,Bu sabah yağmur var İSTANBUL'da gözlerim dolu dolu oluyor bilinmez niye,Sezen Aksu'nun dediği gibi Böyle bir aşk görmedi İSTANBUL İSTANBUL olalı,şarkılar söylenen,adına şiirler yazılan İSTANBUL
.

Sana dün bir tepeden baktım aziz İSTANBUL! görmediğim,sevmediğim hiçbir yer yok.Ömrüm oldukça,gönül tahtına keyfince kurul! Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer dedi şair,daha sonra şarkılarda mırıldandı bu sözler.

Biranda gördükleri kıza çarpılan sevdalılar sordular;kız sen İSTANBUL'UN neresindensin?

Sevdiğine kavuşamayan ayrılan terk edilen sevgililer hep onu suçladılar.

Daha binlerce Aşk Sevgi semtlerin güzelliği,hakkında üzerine şarkılar yazılmış söyleyeni de dinleyeni de bir başka aleme götüren güzel İSTANBUL...




KRDNZ 12-27-2008 08:56 PM

Cevap : İstanbul
 
İstanbul'un sesi

Şarkılar İstanbul'u söylemiş hep ama bunda şaşılacak bir şey yok.Çünkü bu şarkı ve türkülerin ait oldukları geleneğin bizzat kendisi İstanbul'da oluşmuş ve gelişmiş.

İstanbul kadar şarkılara,türkülere,güftelere,şiirlere konu olmuş başka bir şehir varmıdır acaba? Bu kadar çok sayıda besteciye ve şaire ilham vermiş ve hakkında böylesine geniş bir müzik repertuvarı bulunan şehir azdır herhalde.

İstanbul'un çeşitli semt ve yörelerini konu edinen bestecisi bilinmeyen,anonim şarkılarda var.Bunlara İstanbul türküsü deniyor genellikle.Çok sanatlı,lirik,şuh ve çekici türkülerdir bunlar.İstanbul ve İstanbul yaşamı bu türkülerde bir arka plan bir toplumsal dekor olarak yer alır."Fındıklı bizim yolumuz","İstanbul'dan Üsküdar'a yol gider",Beyoğlu'nda gezerim" bu türkülerden bazıları.İstanbul'un mahallesi de semti de çoktur.

Bu İstanbul türkülerinden kuşkusuz en meşhuru "Üsküdar'a gider iken aldı da bir yağmur" türküsüdür.Bu türkü tanzimat bürokratının maceralarından alaylı bir biçimde söz eder.

İstanbu'un şarkılarda en çok sözü edilen mekanları kuşkusuz Boğaziçi köyleridir(Göksu,Kanlıca,Küçüksu,Sarıyer v.s) Ama Adalar,Kağıthane, ve Beyoğlu gibi sayfiye yerlerinden sözeden şarkılarda yok değil.Kesinlikle "Turistik" nitelik taşımayan bazı mekanlar dahi zaman zaman şarkıya konu olmuş.
Örneğin,"Aksaraydan geçer iken/çevirdiler yolumu".Sayfiye mekanlarını konu almayan bir İstanbul semtleri kataloğu niteliğinde.Bu şarkılardan biride Emel Sayın'ın meşhur ettiği bir zamanları dillerden düşmeyen "Kız sen İstanbul'un neresindensin" şarkısıdır.Dile kolay,kısaca bir güfte içerisinde Ortaköy'den Florya'ya,Esentepe'den Kadıköy'üne kadar tam yirmi adet İstanbul semtinin adı zikrediliyor.

Şarkı ve türküler İstanbul'u söylemiş hep.Ama bunda şaşacak bir şey yok.Çünkü bu şarkı ve türküler'in ait olduğu geleneğin bizzat kendisi İstanbul' da oluşmuş ve gelişmiş.
Nitekim geleneksel Osmanlı/Türk musikisi onaltıncı yüzyıl içinde başkent İstanbul'da oluştu ve Osmanlı başkenti dışında ancak bir kaç kentte tutunup gelişebildi.Dolayısıyla hep İstanbul'un mührünü taşıdı.Repertuvarın küçük fakat azımsanmıyacak bir bölümünün de bu kenti konu almasından daha doğal ne olabilirki?

c.bahar


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.