ForumSinsi - 2006 Yılından Beri

ForumSinsi - 2006 Yılından Beri (http://forumsinsi.com/index.php)
-   Gezelim, Görelim (http://forumsinsi.com/forumdisplay.php?f=467)
-   -   Lezzet Durakları (http://forumsinsi.com/showthread.php?t=85536)

GöKKuŞaĞı 07-01-2009 12:43 PM

Cevap : Lezzet Durakları
 

Lezzet Kebap Salonu (Kebapçı Enver)

Fırın Kebabı


Siz aldanmayın sakın isminin “Lezzet Kebap Salonu” olduğuna. Asıl ismi “Kebapçı Enver”… Denizli’de kime sorarsanız Bayramyeri’ndeki iki katlı küçük dükkanı size hemen gösterir. Çünkü Kebapçı Enver’in yerini Denizli’de bilmeyen yoktur… Kebapçı Enver tam 55 yıldır Denizli’ye ve hatta tüm Türkiye’ye hizmet ediyor. 50 metrekarelik alt katta kuzuların pişirildiği bir kara fırın var. Üst katta ise uzun florans lambaların aydınlattığı 7-8 masalık bir bölüm var. Çok da iç açıcı bir ambiyansa sahip değilse de her gelenin parmaklarını yediği bir yer Kebapçı Enver…

Fırın kebabı Denizli’nin en tanınmış yemeği. Bunu yemeden asla doydum demiyorlar. Kebap kuzu etinden yapılıyor. Önce arka butları hariç sekiz parçaya bölünüyor. Arka butlar sert olduğu için kebap yapımında kullanılmıyor. Daha sonra bu parçalar şişlere geçirilip fırına dik bir şekilde konuluyor. En yağlı parçaların altına, içinde su bulunan bakır leğenler konuyor. Onda biriken yağları lavaş ekmeklerine sürüyorlar. En lezzetli parçalar 4-5 saat piştikten sonra müşteriye ikram ediliyor…

Bizden söylemesi: Eğer pişmeye başladıktan 4-5 saat sonra Kebapçı Enver’e giderseniz kebabın en lezzetli kısmını yeme şansınız artar. Bu arada çok kalabalık bir müşteri portföyü olduğunu da söylemeyi ihmal etmeyelim. Ne demişler erken kalkan yol alır… Hadi afiyet olsun.

Adres : Eski Sarayköy Cad. No: 18 / DENİZLİ


Değirmende Canlı Alabalık Restoran

Alabalık



Restaurant iki bölümden oluşuyor. Çatısı camla kaplı kışlık salon. Buranın dört bir yanı yeşilliklerle kaplanmış. Koca bir akvaryumda çeşitli balıklar salonun dört bir yanını çevreleyen kanalların içinde tur atıp duruyorlar. Bir ormanı andıran bahçe ise tam anlamıyla cennetten bir köşe. Küçük şelaleler, köprüler, cins cins meyve ağaçları, bülbül sesleri insana huzur veriyor.
Restaurantta çocuklar da düşünülmüş. Her köşede bir oyun parkı var. Ayrıca bahçenin bir köşesindeki mini hayvanat bahçesi çocukların gözdesi. Bu sayede hem çocuklar masa başında sıkılmıyor, hem ana babalar rahat rahat yemeklerini yiyorlar.

1981 yılında kurulan restaurantın yerinde daha önce bir su değirmeni varmış. Baba Mehmet Bayram burada un öğütürmüş. işletmeci Ali Bayram, restaurantın adının bu değirmenden geldiğini söylüyor ve "bu değirmeni muhafaza etmeyi akıl edemedik, yıktık gitti" diye pişmanlığını dile getiriyor.
Restaurantın mönüsünü alabalık çeşitleri oluşturuyor. Balıklar birkaç kilometre uzaktaki kendi çiftliklerinde üretiliyor. Ali Bayram, burada özel yemler kullandıklarını, onun için balıklarının daha lezzetli olduğunu öne sürüyor.
Kaşarlı alabalık, en çok tüketilen yemek. Balık önce güveç kabında fırına sürülüyor. Pişmeye yakın çıkarılıp kılçıkları temizleniyor. Sonra lop etin üstüne kaşar peyniri konup tekrar fırına atılıyor. Peynir eriyip, kızarınca servis ediliyor.

Yaygın bir kanıya göre büyük alabalıklar tatsız olurmuş. Yediğimiz üç kiloluk alabalık ise oldukça yağlıydı ve tadı somon balığını andırıyordu. Ali Bayram ızgaralıkları özel havuzlarda, özel yemlerle beslediklerini, lezzetin bundan dolayı farklı olduğunu söyledi.

Restaurantın mönüsünde balığın haricinde 20 çeşit de meze var. Balığınızı beklerken bir şeyler atıştırmak isterseniz soslu patlıcan ile acı yeşil biberle yapılan gelin turşusunu öneririz. Değirmende Canlı Alabalık Restaurant Denizli'nin en şık lezzet duraklarından biri. Adresi bir kenara not etmenizde yarar var.

Adres : Kayhan Beldesi / DENİZLİ

Kelleci Kardeşler

Fırında Kelle



Kelleci deyince akla vitrininde nar gibi kızarmış birkaç kellenin sergilendiği, 3-4 masalı küçük bir mekan gelir. Denizli'de Acıpayam yolu üstündeki Kelleci Kardeşler çok değişik bir görüntü sergiliyor. Restaurant ilk bakışta bir kaleyi andırıyor. Sütunların üstünde yükselen bir bahçe, kışlık bölüm ve ikinci bir yazlık mekan... Bahçede kayalarla yapılmış şelaleden sular akıyor. Yani su sesleri arasında yemeğinizi yiyorsunuz. Tüm bu anlattığım mekanda tam 3500 müşteriyi aynı anda ağırlamak mümkün.

Necip, Necati, Adnan, Orhan Bölek kardeşler kelle işine, Denizli'nin içinde küçük bir dükkanla başlayıp, bugünlere gelmişler. Kelle satarak kazandıkları parayla yaptıkları bu saray yavrusu lezzet durağına, onun için "Kelleci Kardeşler" adını takmışlar. Her kardeş işletmenin bir işinden sorumlu.
Mutfağın sorumluluğunu üstlenen Necati Bölek, Denizli'de çok meşhur olan kellenin yapımını şöyle anlatıyor: "Biz kuzu kellesi kullanıyoruz. Ütülenen kelleler suyun içinde 8 saat bekletilir. Ön temizlik yapıldıktan sonra tepsiye dizilir. Kellelerin üstü yağlı kağıtla kapatılır. Sonra folyoya sarılan tepsi fırına atılır. 250 derece sıcaklıktaki fırında kelleler 5 saat kalır. Fırında iyice pişen bu kelleler, ayrıca ızgara üstünde kızartılıp servis edilir."

Necati Bötek günde 60-70 kelle tükettiklerini söylüyor. Anlaşılan Denizlililer bu eti çok seviyorlar. Garsonlardan biri burada bir gözle bir duble rakı içildiğini belirtiyor. Denizli'nin en önemli lezzet duraklarından biri olan Kelleci Kardeşlerin masaları öğlen ve akşam hem yolcularla hem de yerlilerle dolup taşıyor. Hele hafta sonu akşamları maç seyretmek isteyenler, lokantayı stadyuma çeviriyorlar. O gün kelle ve rakı tüketimi iki misline çıkıyor. 400 gram et çıkan bir kelle bir porsiyon. Yani oldukça doyurucu. Yanında verilen altı kepekli özel ekmek kellenin tadına tat katıyor. Restaurantda kelle sevmeyenler için ızgara çeşitleri, mantar yemekleri tandır, alabalık ve deniz balıkları da mevcut. Yolu Denizli civarına düşenlere, özellikle şelaleli bahçede bir akşam yemeği yemelerini öneririz.

Adres : Acıpayam asfaltı üstü, Gökpınar / DENİZLİ

GöKKuŞaĞı 07-01-2009 12:50 PM

Cevap : Lezzet Durakları
 

Aşçı Bacaksız

Kuzu Kebap


Aşçı Bacaksız Yağcıoğlu, ilk olarak Yukarı Pazar Caddesinde bulunan Meyhaneciler Soka-ğı'nda dükkanını açmış. Bu dükkanda kebap, Özbek pilavı ve tandır yaparak Afyon'da tanınmış. Aşçı Bacaksız'ın ölümünden sonra işi oğlu Ahmet Madenci devralmış. Birkaç yıl eski dükkanı işleten Ahmet Madenci, daha sonra Afyon il merkezindeki Saraçlariçi'nde yeni bir dükkan açıp, 1938 yılında bu dükkana taşınmış.

Daha sonra işi oğlu Kadir Ma-denci'ye devretmiş. Kadir Madenci, bütün Afyon'da dedesinin lakabı olan Aşçı Bacaksız olarak tanınmış. Aşçı Bacaksız işe kardeşi Mustafa Madenci ve oğlu Ahmet Madenci ile devam etmiş. Aşçı Bacaksız Mayıs 2007 yılında vefat edince oğlu Ahmet Madenci devralmış. Ahmet Madenci babasının, yağsız kebap istenmesine, selamsız dükkana girilmesine, buçuklu yemek ısmarlanmasına oldukça sinirlendiğini söylüyor. Bu hareketleri yapanlara yemek servisi yapmadığını belirtiyor. Aşçı Bacaksız'ın tabelası yok. Buna neden olarak da yüzyıldan beri bilindiklerini gösteriyor. Gerçekten de Afyon'da kime sorsanız Aşçı Bacaksız'ın yerini tarif ediyor. Asırlık dükkanda beş masa var, küçük bir mutfak ve el yıkamak için bir lavabo var. Masalardan ikisi 100 yaşında. Diğer üçü ise 1938 yılında bu dükkana taşınırken yaptırılmış.

Kebapta kuzu eti kullanılıyor. Etler 200-250 gram büyüklüğünde parçalara ayrılıyor. Önce gerdan, kemikli kısımlar alta diziliyor. Ortaya but, incik gibi etli bölümler, en üste ise kaburga bölümü konuyor. Tencereye sıvı yağı konuyor. Etler yavaş ateşte üç saat kadar pişiriliyor. Sonra ertesi güne kadar dinlendirilip, servis ediliyor.
Kebabın yanında soğan ve tabağa haşlanmış sebzeler konuyor, isteyenin etinin yanına pilav da ilave ediliyor. 11:00'de başlayan servis 14:00'e kadar sürüyor. Bazen dükkanın önünde kuyruk oluşuyor.

Bu asırlık lezzeti Afyon 'a gelmişken tatmakta yarar var. Kebap yapılırken fazla yağ kullanılıyor ama piştikten sonra ortaya çıkan muhteşem lezzet tüm sağlık endişelerini unutturuyor.


Adres : Karaman Mahallesi Yeni Saraçlar Çarşısı No:6 / AFYON

İkbal Lokantası

Patlıcan Böreği, Geleneksel Yemekler



Afyon deyince akla gelen ilk isimlerden biri ikbal'dir. Özellikle Antalya tarafına tatile giden damağına düşkünler, ikbal'de bir mola vermeden geçmezler, ikbal'in kuruluşu 1922 yılına dayanıyor. Kurucusu Salim Efendi ve ilk ismi Zümrüt'tür.

1934 yılı lokanta tarihinde dönüm noktası olur. O tarihte Atatürk'ün Afyon'a geleceği, dönemin valisi Ahmet Evrendilek'e bildirilir. Yapılan programa göre Ata, Belkaracaören köyündeki bağ evinde ağırlanacak, Katalık Mahallesi muhtarı Mustafa Pancar'ın oğlu aşçı Salim Ustanı da yemekleri hazırlayacaktır.

Atatürk bağ evinin bahçesinde kurulan masayı çok beğenir ve ertesi gün Salim Usta'nın şehirdeki küçük lokantalarını ziyaret eder. Lokantanın Zümrüt ismini beğenmez, "Usta, sen korkma böyle gidersen bahtın çok açık olur. Lokantanın adını da bahtı ve önü açık anlamına gelen ikbal koy" der. Lokantanın adının hikayesi böyledir.

Gerçekten de Atatürk'ün dediği olmuş, ikbal Lokantası 85 yılda epey yol almıştır. Bugün ikbal'in Afyon'da iki şubesi vardır. Biri Kütahya yolu üstünde dev bir tesistir. Burada bir termal otel, yerel malzemelerin satıldığı bir mağaza ve lokanta bulunur. Burası tatilcilerin ve yolcuların daha çok bildikleri bir mekandır. Diğer yer ise Uzun Çarşı'dadır. 1945 yılında açılan bu lokantayı ise damağına düşkün olan herkes bilir. Bu mekanın duvarlarını iki büyük ayna süsler. Bu taş aynalar bir zamanlar istanbul'da Yıldız Sarayı'ndaymış. Yapılan bir açık artırmada Hacı Salim Pancar, onları satın alıp Afyon'daki dükkanına astırmış. Ayrıca duvarlarda asılı olan iki ipek Osmanlı halısı görenleri adeta büyüler.
Eğer Kütahya yolundaki tesislere uğrarsanız, satış reyonundan özel ikbal Sucuğu, patates mayalı ekmek, lokum, şekerleme almanızı öneririm.

Mutfakta 1945te yapılan yemekler hala pişmektedir. Bunların başında dana tandır gelir. Diğer bir baş yemek ise patlıcan böreğidir. Çoban kavurma, tas kebabı, rosto, kuzu fırın, kuzu haşlama, patlıcan kebap, döner, sucuk döner, işkembe, ezogelin, mercimek, tandır çorbaları da mutfağın diğer gözde yemeklerindendir. Ayrıca mevsimsel sebzelerle yapılan zeytinyağlıları bulmak da mümkündür, ikbal'in kaymaklı ve vişneli ekmek kadayıfı ise dillere destandır.

Yolu Afyon 'dan geçip de ikbal 'de yemek molası vermeyen yoktur. Ama ikbal'de yemek seçmek her zaman zordur. Gözünüzü de damağınızı da şenlendirir.

Adres : Uzun Çarşı No:21 / AFYON


Nur Lokantası

Kaymaklı Ekmek Kadayıfı



Çarşının içinde küçük bir dükkan. 5 masası var. Duvarlar aynalarla kaplanmış ve bakır tabaklarla süslenmiş. Girişte sol taraftaki büyükçe ızgarada lezzetli etler, köfteler pişiriliyor.

34 yıllık bir müessese. Mönüsü sade: Kömürde köfte, çorba çeşitleri, dil paça. Nur Köftecisinin ekmek kadayıfı çok lezzetli ve meşhur. Afyon'da
yaklaşık 100 yerde ekmek kadayıfı pişirilir ve bir o kadar da değişik tadı olur. Ama çok az yerin kadayıfı tu-tulur.Bunların başında Nur lokantası gelir. Tatlının özelliği pişirme yöntemindedir. Kıvamında pişirmek çok önemlidir, ikinci önemli olay ise kaymaktır. Afyon'da inek ve manda kaymağı olmak üzere iki çeşittir.

Makineleşme bu kaymağın tadının değişmesine neden oldu. Kaymak işinde dürüst olmak gerekiyor. Çünkü ekmek kadayıfına asıl tadını veren geleneksel yollarla yapılan gerçek manda kaymağıdır. Nur Lokantası gerçek kaymak [manda] kullanıyor. Kaymak bitince tatlıda bitiyor. Çünkü kaymak işi günlüktür, ertesi güne kalmaz. Nur Lokantası, ekmek kadayıfını Afyon'da ilk kez kilo ile satan müessese. Nur Lokantasının sahipleri olan Mehmet-Yusuf Çınar kardeşler, vişneli ekmek kadayıfı yapmadıklarını belirtiyorlar. Çünkü onlara göre vişnenin rengini tutturabilmek için gıda boyası kullanmak gerekiyor. Bu da tatlının tadını bozuyor. Çınar kardeşler vişnenin tadının kaymakla uyuşmadığını da öne sürüyorlar.

Afyon 'a giderseniz, tabii ki kaymaklı ekmek kadayıfını yemeden gitmeyeceksiniz. Bu tatlıyı Afyon'da her yerde bulmak mümkün. Ama size tavsiyem Nur Lokantasını bulup, üstüne gerçek manda kaymağı konmuş tatlıyı yemenizdir.

Adres : Uzun Çarşı Saraçlar Geçidi No:13 / AFYON

[KAPLAN] 07-13-2009 04:57 PM

Cevap : Lezzet Durakları
 
Oldukça iştah açıcı bir konu olmuş :) Bu güzel paylaşımınız için Sevgili Gökkuşağı.

GöKKuŞaĞı 07-18-2009 06:57 PM

Cevap : Lezzet Durakları
 
:smile:


Toprakana Restoran

Fırında Kuzu, Nar Suyu



Muğla'dan Fethiye'ye doğru giderken Ortaca'yı 3 km geçtikten sonra sağ kolda kalan Toprakana Restaurant yöreye gelen ve yolu buradan geçenler için keyifle yemek yenebilecek güzel bir lokanta. Geniş bir kapalı mekanı var. Ahşap kapalı bu mekanın ortasında kış aylarında gürül gürül bir şömine yanıyor. Yaz aylarında ise müşterilere bahçede servis yapılıyor. Bahçe cenneti andırıyor. Ağaçlar, çiçekler, yapay dere, etraftaki portakal bahçelerinin görüntüsü hem insanı dinlendiriyor hem de iştah açıyor. Burada hazırlanan bütün yemekler, doğal gübreyle beslenen sebze ve malzemelerden yapılıyor. Onun için hepsi birbirinden lezzetli. Ama iki çeşit lezzet var ki onlar çok özel. Bunlardan bir tanesi fırında kuzu, diğeri ise sağlık fışkıran taze nar suyu.

Recai Keçeci fırında pişirdiği lezzetli kuzu ile çok övünüyor. Bu yemek hakkında şunları söylüyor:
"Süt oğlağı ya da süt kuzularını kendi özel kasabımızdan temin ediyoruz. Akşam saat 22.00 civarında fırın iyice ısınmış oluyor. Kendi bahçemizde yetiştirdiğimiz sebzelerle birlikte kuzuyu fırına veriyoruz. Yaklaşık 10 saat fırında bekletiyor, yani ertesi gün fırından çıkartıyoruz. Eti elimize alıp salladığınızda et kemikten ayrılıyorsa yemek kıvamında pişmiştir demektir. Dişleri olmayan insan bile bizim tandırımızı zorlanmadan yiyebilir. Bizim organik bahçemiz var. Orada yetiştiğimiz malzemelerle etin yanına lezzetli salatalar yapıyoruz. Narsuyumuzun özelliğine gelince, bizim narlarımız Hicaz Narı'dır. Narları kendi ahçemizde yetiştiriyoruz. Hicaz Narı mayhoş tada sahiptir. Yani ekşisi ile atlısı birbirine eşittir, iki yıldan beri nar suyunu da etin yanında müşterilerimize sunuyoruz."

Toprakana yol üstündeki önemli lezzet adreslerinden biri. Yolculukta tandır ağır olur diyenlerdenseniz, burada kısa bir mola verip, soğuk nar suyu ile yorgunluğunuzu giderip, daha zinde yolunuza devam edebilirsiniz.

Adres : Yerbelen Mah. Ortaca – Fethiye Karayolu üzeri 3 km. ORTACA / MUĞLA


Çınar Restaurant

Köy Kahvaltısı



Marmaris'e 12 km. kala Sedir Adası'na doğru döndüğünüzde Çınar Restaurant hemen karşınıza çıkar. Burası sabah kahvaltısıyla ünlüdür. Yöreye gelenler veya burada tatil yapanlar kahvaltının ününü bilir. Eski sendikacı Kadir Başoğlan ile eşinin 25 yıl önce küçük bir kulübede başlattıkları kahvaltı ikramı, şimdi vazgeçilmez bir tutkuya dönüşmüştür. Masalar ağaçların arasına serpiştirilmiştir. Küçük havuzlarda ördekler, kazlar müşterilerin atacağı ekmek lokmalarını beklerler. Ağaçlardaki kuşlar cıvıl cıvıl ötüşerek müşterilere sanki günaydın derler.

Çınar Restaurant'ın sahibi Kadir Başoğlan, bir yandan gelenlere hoş geldiniz derken bir yandan da kahvaltıları hakkında şunları anlattı:
"Kahvaltımızın en önemli malzemesi buğday ve çavdar unuyla yapılan ve odun ateşinin üstünde, tepsinin içinde pişen özel ekmeğimizdir. Sadece onunla bile insan yetinebilir. Ama biz yetinmedik, ekmeğin yanına sucuklu yumurtayı, karakovan, çam, petek, kekik, keçiboynuzu ballarını, kaymağı, tereyağını, reçelleri, çeşit çeşit zeytinleri, yöre peynirlerini ve saç böreğini ekledik. Arıcılığı kendim yapıyorum, 400 kovanım var. Tavuklar, yumurtalar bizim. Zeytinler Koçar'dan. En güzel zeytinler orada yetişir. Oraya gidip 200-300 dönüm zeytin bahçesini kendime bağlıyorum. Bizim ekmeğimizi herkes bizden gördü yapıyor ama kimse Ayşe Kadın gibi lezzetli yapamaz. Yani bütün mesele malzemeyi doğru karıştırıp, doğru pişirmekte. 12 saat kahvaltı veriyoruz. Hepimizin evinde olan şeyler ama burada herşey doğal. Bütün sır bu temiz havada kuş sesleri arasında yemek."

Eğer krallara layık bir kahvaltı yapmak istiyorsanız; ağaçlar, çiçekler içindeki Çınar Restaurant'ı öneririz. Masaya konanlar öylesine iştah açıcı ki insan kendini tutamayıp, tıka basa yiyor. Tavsiyemize uyarsanız, pişman olmazsınız.
Adres : Çamlı Köyü, Sedir Adası yolu 2 km. MARMARİS / MUĞLA

Yalçın Restoran

Bumbar (Mumbar) Dolması


Güneye tatile giderken yolunuz mutlaka Muğla'dan geçer. Eğer buraya vardığınızda karnınız acıkırsa size özel bir lezzet durağı önereceğim. Muğla'da Özer Türk Caddesi'ndeki Yalçın Restaurant, Muğla'nın en eski lokantalarından biri. Burada özellikle öğle yemeklerinde yöresel yemekleri ve tencere yemeklerini bulmak mümkün. Yalçın Restaurant'ın yemekleri bir camekanın içinde sergileniyor. Yani ne yiyeceğini görebiliyorsun.

Orhan Oksaş en önemli yemekterinden biri olan bumbar dolmasını şöyle anlatıyor:

"Bumbar dolmasını oğlak ve kuzu bağırsağından ve işkembesinden yapıyoruz. Bunun temizliği çok zordur, onun için herkes yapamaz. Muğla'nın kireci çok ünlüdür. Biz bu kireci hem evlerimizin temizliğinde hem de badanasında kullanırız. Bumbarın temizliğinde de bu kireci kullanıyoruz. Kireç dezenfekte eder. Bir gün önceden bumbarı kireçli suya batırırız. Ertesi gün tuz ve sirkeyle ovarız, bol suda temizliğini yaparız. Haşlanmış nohut, bulgur, pirinç, kıyma ve baharat çeşitlerinden oluşan bir iç hazırlarız. Temizlediğimiz bağırsağın içine bu malzemeyi doldurur, uçlarını dikeriz. Tuzla ovduktan sonra 1 saat haşlamaya bırakırız. Haşlama işleminden sonra tavaya tereyağı, kimyon, çok az salça koyup haşlanmış bumbarı bu yağda kızartırız. Bu yemeği bir tek Cuma günleri yapıyoruz. Oğlak ve kuzunun en lezzetli mevsimi Nisan ve Mayıs aylarıdır. Haftada bir gün de olsa bu yemeği yapmamızın nedeni yöresel yemeğimizi yaşatmaktır."

Bir Cuma günü yolunuz Muğla 'ya düşerse aman Yalçın Restaurant'a uğramayı ihmal etmeyin. Hatta yoldan telefon edip, bumbarınızı ayırtabilirsiniz. Kolesterol, diyet gibi endişelerinizi bir kenara koyun. Bir öğün lezzetli bir yemek yemekle hiçbir şey olmaz. Ayrıca restaurantın diğer yemekleri de çok lezzeti: Karnıbaharlı nohut, pırasa, pazı sarması, zeytinyağlı ıspanak, oğlak veya kuzu haşlama ve kapama, dalyan köfte, etli musakka, gulaş, patlıcan kebap, papaz yahnisi, döş dolması.



Adres : Emirbeyazıt Mah. Özertürk Cad.No:13 / MUĞLA





GöKKuŞaĞı 07-18-2009 07:08 PM

Cevap : Lezzet Durakları
 

Cumhuriyet Lokantası

Kadınbudu Köfte


İlçenin en işlek caddelerinden birinde yer alan lokantanın başlangıç tarihi 1923 yılına dayanıyor. Yani adaşı "Cumhuriyet" ile aynı yaşta. Edremit'in ilk Belediye binasının altında tam 54 yıldan beri hizmet veriyor, ilk olarak meyhane olarak kurulmuş. Kurucusu Hüsnü Birge. Daha sonra lokantaya çevrilmiş.
1987 yılında ise içki servisi kaldırılmış.

Mönüde Türk mutfağından örnekler var. Lokantanın son işletmecisi Mehmet Ali Gökaslan 40 yıldan beri mönüyü hazırlıyor. Güveç, kuzu tandır, püreli rosto, kuzu çoban kebabı, kadın budu köfte, yaprak sarma, enginar, ızgara çeşitleri ve döner en çok rağbet gören yemekleri. Cumhuriyet Lokantası hem Edremit'te hem de civarında iyi biliniyor. Onun için de tıklım tıklım dolu. Yer bulmak imkansız gibi. Bu lezzetlerin tadına bakmak için biraz beklemeyi göze almanız gerekiyor. Yemeklerin hepsi çok lezzetli ama Kadın Budu'nun yeri ayrı. Onu yemeye doyum olmuyor.

Cumhuriyet Lokantasında etli, etsiz bütün yemekler körfezin lezzetli zeytinyağı ile pişiriliyor.
Lokantada servis sabah 05:30'da çorba ile başlıyor. Tavuk, mercimek, mantar, paça, işkembe çorbaları insanı güne hazırlıyor. Servis 21:30'a kadar devam ediyor. Lokanta Pazar günleri kapalı.

Ege 'ye doğru yapılacak yolculuklarda yolunuzu bir şekilde Edremit'e düşürüp, Cumhuriyet Lokantasının lezzetli yemeklerinin tadına bakın. Hiç pişman olmazsınız. Ayrıca buraya kadar gelmişken yol üstünde satış yapan dükkanlardan birinde durup, yörenin lezzeti dillere destan zeytinyağından, sepet peynirinden satın alabilirsiniz.


Adres : İnönü Cad. No:19 / EDREMİT / BALIKESİR


Dedenin Tostu

Ayvalık Tostu



Ayvalık tostu bütün Türkiye'de bulunuyor, içindeki malzeme bölgeden bölgeye çeşitlilik kazanıyor. Bize Ayvalık tostunu Cunda adasında bu işi babasından devralan Hıdır Tekinoğlu anlatıyor:

"Bundan 30-35 sene önce bu adaya bu tostu ilk getiren kişi babamdır. Babamdan sonra birkaç kişi daha eklendi. Babamın zamanında iyi tulum peyniri ve sucuk vardı. Yazın domates, kışın (o zamanlar kışın domates bulunmadığı için) salça kullanılırdı. Yazın tulum peyniri ve domates, kışın peynir ve salça. Bunlara ilaveten sucuk da çıktı. Sucuklu peynirli, sucuk - peynir - domates, veya sucuklu sade de olabilir.

Ama en ideali bunun sucuk-peynir-domatestir.
Ekmeklerimiz buraya özeldir. Fırınımız sadece tost ekmeği yapıyor.
Ama şimdi Türkiye'nin her tarafında yapılıyor. Tostumuzun ünü biraz da buradan gelir."

Adres : Sahil Yolu Büfeler Mevkii Cunda – Alibey Adası / AYVALIK(Cunda (Alibey) Adası sahili, ünlü Taşkahve’nin yanı) / BALIKESİR


Bal-Et Güveç Salonu

Güveç



Bigadiç'te kasaplar aynı zamanda ızgara salonu gibi çalışıyor. Hepsinin içinde birtaş fırın var. isteyen etini alıp gidiyor, isteyen ise masaya oturup bir güzel karının doyuruyor. Yani son zamanlarda istanbul'da büyük kasaplarda başlayan lokanta-kasap uygulaması çok önceleri Bigadiç'te uygulanmaya başlamış. Bu kasaplarda en rağbet edilen yemek ise oğlak güveci.

Güveç genellikle mevsiminde süt oğlağından yapılıyor. Oğlaklar çevre köylerden toplanıyor. Doğal koşullarda yetiştirildikleri için çok lezzetli oluyorlar. Etler küçük güveç kaplarında fırına sürülüyor, iki saat kadar fırında kalıyor. Bigadic'in kasaplarında güveçin yanısıra, kırıntı (ciğer, yürek, böbrek karışımı), saç üstünde fırında oğlak ve testi kebabı da pişiriliyor. Değişik ve lezzetli yemek peşinde koşanlar için ilginç lezzet duraklarından biri.

Bu kasaplardan size önereceğim Bal-Et, Bigadic'in hemen girişinde yer alıyor. Dükkanın bir bölümünde kasap bulunuyor. Büyük bir lokanta kısmı ve fırın var. Güvecinizin yanına açık salata bardan kendi salatanızı kendiniz hazırlayabiliyorsunuz.

Adres : Atatürk Caddesi No:123 / BİGADİÇ / BALIKESİR

Tenekeli Restoran
Karışık Izgara - Sultan Kebabı



İzmir yolu üstünde yer alan Tenekeli kentin en eski lokantalarından biri. Tenekeli lakabı, dededen miras kalmış. Dede, ayçiçeği tarlasına kuşlar dadanmasın diye yevmiye ile işçi tutup, teneke çaldırıyormuş. Gel zaman git zaman çevre halkı "Tenekeli" lakabını takmışlar.

Şu andaki mekana 1979 yılında taşınmışlar. Yörede Kıvırcık ve Merinos kuzuları çok meşhur.
Eti civar köylerden alıyorlar. Mevsimine göre ova ve dağ köylerden getirtiyorlar, ilkbahardan Ağustos'a kadar ovalık bölgelerden, eylülden itibaren de dağ köylerinden alıyorlar. Böylelikle hep taze otlarla beslenmiş hayvanları seçmiş oluyorlar. Etleri kendileri işliyorlar. Hayvanları canlı seçip, mezbahada kestiriyorlar. Onun için de Tenekeli'deki etlerin lezzetini başka bir yerde bulmak imkansız gibi bir şey
.
Müşteriler, çoğunlukla Balıkesirli. Çevre yolu yapılmadan önce yolcular da karınlarını burada doyurmayı tercih ediyorlarmış. Buranın etinin tadını bilenler, hala yollarını uzatıp burada yemek yemeyi ihmal etmiyorlar. Tenekeli'nin geniş bir salonu ve büyükçe bir bahçesi var.
Adres : Yeni İzmir Yolu Üzeri 3. Km / BALIKESİR


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.