Cevap : Günün Hikayesi
11.07.2009
Gönderilmeyen Mektup Biliyorsun, gayem sana zarar vermek, seni incitmek, kırıp dökmek değildi. Yılar yılı açı çekmiştim, istemediğin bir ortamdaydın ve sana ters düştüğü halde yanlış şeyler yapmıştın. Acına, yaşam mücadelene ortak olup yüreğimi yüreğine, ömrümü ömrüne katip seni mutlu edecektim |
Cevap : Günün Hikayesi
12.07.2009
Yeşil Elbise Hikayesi Kasabanın üzerindeki derin karanlık yavas yavas yok olmaya baslamadan Ezan sesi karanlıkları delerek semaya doğru yükseliyordu.Sessiz ortamda daha bir anlamlı ve insanın yüreğini sızlatan bu çağrı uyumakta olan Hasan efendinin kulağını ılık bir rüzgar gibi oksuyordu.Hızla yataktan kalkıp rehavet veren uykuyu bıçak gibi kesip atan soğuk suyla abdest aldı.Gozlerinde uykudan eser kalmamıstı.Gayet dinç ve husu içerisinde kıldı namazını. Namaz sonrası yine tüm ümmet için dualar etti.Gün tamamen ağarana dek sürdü duası. |
Cevap : Günün Hikayesi
13.07.2009
Acele Karar Vermeyin Köyün birinde bir yaşlı adam varmış. Çok fakirmiş ama Kral bile onu kıskanırmış...Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki, Kral bu at için ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış.. "Bu at, bir at değil benim için; bir dost, insan dostunu satar mı" dermiş hep. Bir sabah kalkmışlar ki,at yok. Köylü ihtiyarın başına toplanmış: "Seni ihtiyar bunak, bu atı sana bırakmayacakları, çalacakları belliydi.Krala satsaydın, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın.Şimdi ne paran var, ne de atın" demişler...İhtiyar: "Karar vermek için acele etmeyin" demiş."Sadece at kayıp" deyin, "Çünkü gerçek bu.Ondan ötesi sizin yorumunuz ve verdiğiniz karar.Atımın kaybolması, bir talihsizlik mi, yoksa bir şans mı? Bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir başlangıç.Arkasının nasıl geleceğini kimse bilemez." Köylüler ihtiyar bunağa kahkahalarla gülmüşler.Aradan 15 gün geçmeden at, bir gece ansızın dönmüş...Meğer çalınmamış, dağlara gitmiş kendi kendine.Dönerken de, vadideki 12 vahşi atı peşine takıp getirmiş.Bunu gören köylüler toplanıp ithiyardan özür dilemişler."Babalık" demişler, "Sen haklı çıktın. Atının kaybolması bir talihsizlik değil adeta bir devlet kuşu oldu senin için, şimdi bir at sürün var.." "Karar vermek için gene acele ediyorsunuz" demiş ihtiyar. "Sadece atın geri döndüğünü söyleyin.Bilinen gerçek sadece bu. Ondan ötesinin ne getireceğini henüz bilmiyoruz. Bu daha başlangıç.Birinci cümlenin birinci kelimesini okur okumaz kitap hakkında nasıl fikir yürütebilirsiniz?" Köylüler bu defa açıkçn ihtiyarla dalga geçmemişler ama içlerinden "Bu herif sahiden gerzek" diye geçirmişler...Bir hafta geçmeden, vahşi atları terbiye etmeyeçalışan ihtiyarın tek oğlu attan düşmüş ve ayağını kırmış. Evin geçimini temin eden oğul şimdi uzun zaman yatakta kalacakmış. Köylüler gene gelmişler ihtiyara."Bir kez daha haklı çıktın" demişler. "Bu atlar yüzünden tek oğlun, bacağını uzun süre kullanamayacak. Oysa sana bakacak başkası da yok.Şimdi eskisinden daha fakir, daha zavallı olacaksın" demişler. İhtiyar "Siz erken karar verme hastalığına tutulmuşsunuz" diye cevap vermiş."O kadar acele etmeyin. Oğlum bacağını kırdı.Gerçek bu. Ötesi sizin verdiğiniz karar. Ama acaba ne kadar doğru. Hayat böyle küçük parçalar halinde gelir ve ondan sonra neler olacağı size asla bildirilmez." Birkaç hafta sonra, düşmanlar kat kat büyük bir ordu ile saldırmış. Kral son bir ümitle eli silah tutan bütün gençleri askere çağırmış. Köye gelen görevliler, ihtiyarın kırık bacaklı oğlu dışında bütün gençleri askere almışlar. Köyü matem sarmış. Çünkü savaşın kazanılmasına imkân yokmuş, giden gençlerin ya öleceğini ya da esir düşeceğini herkes biliyormuş. Köylüler, gene ihtiyara gelmişler... "Gene haklı olduğun kanıtlandı" demişler. "Oğlunun bacağı kırık ama hiç değilse yanında. Oysa bizimkiler, belki asla köye dönemeyecekler. Oğlunun bacağının kırılması, talihsizlik değil, şansmış meğer..." "Siz erken karar vermeye devam edin" demiş, ihtiyar. "Oysa ne olacağını kimseler bilemez. Bilinen bir tek gerçek var. Benim oğlum yanımda, sizinkiler askerde... Ama bunların hangisinin talih, hangisinin şnssızlık olduğunu sadece Allah biliyor." |
Cevap : Günün Hikayesi
14.07.2009
Kalbim Kırık tanıştırıldığım bir erkekle çıkmaya başladık.onun bayan arkadaşları vardı çok sevdiği.özellikle birini çok seviyordu ve niye bu kadar çok sevdiğini bilmediğini söylemişti.önceleri kıskançlık yoktu aramızda ama sürekli onunla birlikte gezmeleri eğlenmeleri beni sinirlendirmeye başlamıştı.böyle bir şeyi hazmetmek çok zordu benim için.sevgililer gününde beni aramasını beklemiştim ama aramadı ben aradım.ev arkadaşı ve bayan arkadaşı beraber eğleniyorlardı.doğrusu çok alınmıştım ve sinirlenmiştim.hadi gel demişt ama ben gitmek istemedim.ısrar edince gittim ama yüzüm asık öyle oturdum.sanki ikiside bana kasıtlı yapıyorlardı.tamam çok iyi arkadaş olabilirler ama aramıza onu sokup beni kendinden soğutmamalıydı.bitirmek istedim ilişkimizi bir çok kez.ama o beni seviyordu biliyorum.şimdi onunla evliyim ama her şey çok farklı onun sadece karısıyım hayat arkadaşı dostu konuşabileceği güvenebileceği biri olarak görmüyor her niyeyse beni. hep kendime soruyorum "neden benimle evlendi" diye.hiçbirşey paylaşamıyoruz geç evlendiğimiz için hala kendi hayatını yaşıyor diye düşünmüştüm.evet paylaştığımız 2 çocuk var başka da hiçbir şeyimiz yok.ve ben evlenmeyi düşünmüyordum keşke ne onunlu ne de başka biriyle evlenmeseydim diyorum.konuşamadığınız ve hayatı paylaşamadığınız bir adamla bir ömür boyu zor olsa gerek! http://forumsinsi.net/bilgenesil-sor...l-arindirilir/ |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.